Bir şey olmadı, ben de beklemekten yorulup, eve gittim. | Open Subtitles | لم يحدث أي شيء، ولما تعبت من الانتظار، عدت لمنزلي. |
Bu resmi bir haber değil. Böyle bir şey olmadı. | Open Subtitles | ليست اخبار رسمية بعيدة عن حيز الاهتمام, هذا لم يحدث |
İkimiz de içeri girdik ama bize bir şey olmadı. | Open Subtitles | أنت وأنا كنت كلا في هناك، ولم يحدث شيء إلينا. |
O zamandan beri şehirden hiç ayrılmadım ve hiç sevgilim olmadı. | Open Subtitles | من وقتها لم أترك المدينة ولم تكن لي صاحبات مرة أخرى |
o bir yetim; Nasıl olduğunu öğreteccek annesi hiç olmadı. | Open Subtitles | إنـه يتيـم ، لم تكن لديه أم أبـدا لتعلمـه الطريقة |
-Sakin ol hiç bir şey olmadı. -Bir şey yapmadığın için henüz olmadı. | Open Subtitles | ـ على رسلك, لم يحدث شيء ـ أحياناً لا تستطيع الحول دون ذلك |
Bunların hiç biri olmadı, beyler. Ve bu konu hakkında evrak görmek istemiyorum. | Open Subtitles | لم يحدث شئ من هذا يا سادة ولا أريد رؤية أي تقارير عنه |
Başında durup saatlerce farklı kombinasyonlara bastım ama hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | جلست لعدة ساعات أضغط عل مختلف المجموعات, لكن لم يحدث شيء |
Evet. Bu dediğin olmadı ve sadece 54 saatimiz kaldı. | Open Subtitles | نعم, حسنا ذلك لم يحدث ولدينا فقط 54 ساعة متبقية |
Farklı otellerde, farklı odalarda kaldık ve hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | لقد أقمنا بغرف مختلفة, وفنادق مختلفة ولم يحدث أي شيء |
Bu iki hâl arasında hiçbir şey olmadı mı yani? | Open Subtitles | وبعد لحظة تحاول خصي زميلك لم يحدث شيء بين اللحظتين؟ |
Umarım Kyle için daha faydalı olur çünkü senin kullanacağın bir durum olmadı. | Open Subtitles | دعنا نأمل بأن تتسهل الطرق لـ كايل وارى أنه لم يحدث لك ابدا |
Ne oldu ya da olmadı bilemem ama sen hak ediyorsun dostum. | Open Subtitles | مهما حدث أو لم يحدث لا أحد يستحق الآخر أكثر منك أنت |
Fakat beni kiralayan kişi ortadan yok oldu ve hiçbir şey olmadı! | Open Subtitles | ولكن الشخص الذي عينني أختفى ولكأنة لم يحدث شيئ ,لم يحدث شيء |
Hayır, hiç olmadı, ama o zamandan beri temizlemek için çok uğraşıyorum. | Open Subtitles | لم تكن قريبة حتى لكن منذ ذلك الحين، أنا أسيطر عليها بشدة |
Mektupta böyle bir hikaye yoktu. Hatta böyle birşey olmadı bile. | Open Subtitles | تلك القصة لم تكن مطلقاً في الرسالة,هي حتى لم تحدث مطلقاً |
Ben de sana her zaman yaptığım gibi yardım edebilirim, bebeğim. İhtiyacın olduğunda asla yanında olmadı. Ama ben oldum. | Open Subtitles | يمكننى مساعدتك يا عزيزتى ، كما كنت دائماً ، إنها لم تكن هناك عندما إحتجتى لها ، ولكنى كنت هناك |
Tüm gün bir kez bile olmadı, ama nedense şimdi başladı. | Open Subtitles | لم يحصل ذلك ولا مرة طوال اليوم، لكن حصل ذلك للتو. |
Neredeyse 30 yaşına geldim ve gerçek bir ilişkim bile olmadı. | Open Subtitles | عمري 30 سنةً تقريباً وأنا لم أكن أبدا في علاقة حقيقية |
Onları yazmak saatlerimi aldı. Max'i icat ettim. Max diye biri hiç olmadı. | Open Subtitles | لقد ظللت أكتبها لساعات ، اخترعت لك ماكس لم يكن هناك ماكس أبدا |
İnan bana, senin gibi bir goril olunca ufak bir ayartma bile olmadı. | Open Subtitles | صدقني ، مع غوريلا مثلك لم يكُن هُناك على الأقل قليلاً من الإغراء |
Sana söylemek istediğim bir şey vardı ama imkân olmadı. | Open Subtitles | هناك شيء أردت أن أقوله لك ولكني لم أحظى بالفرصة |
Üzgünüm dostum. Benim için kolay olmadı ama yönetim kurulu sıkboğaz ediyordu. | Open Subtitles | آسف ، هذا لَيسَ سهل عليََّ، لَكنِّ هناك مجلس يضيق الخناق علي |
Kıt kanaat geçinmemize rağmen bırakıp gitmeye gönlü razı olmadı. | Open Subtitles | رفض ان يرحل على الرغم من اننا لم نكن نتفق |
Hayır, zehirli olduklarına dair bir fikrim yoktu, hiç olmadı. | Open Subtitles | لا, لم يكن لدي فكرة ان أي شيء مسمم, اطلاقا |
Ve Zipline olayı kaliteli bir teknolojiden kaynaklı olmadı. | TED | لم ينجح التعاون مع زيبلاين بسبب جودة التكنولوجيا. |
Hiç şansım olmadı. Gardiyanlar, onu dövüp başka bir bölüme gönderdiler. | Open Subtitles | لم تسنح لي الفرصة , الضباط فرقوهم ونقلوه الى قسم آخر |
Bir bebek sahibi olup onu sevmek çok güzel olur dedim ama olmadı. | Open Subtitles | ظننت أنه من الرائع تحظى بطفل وتحبه ولكن لا أنا لا أجيد ذلك |
Dün gece için yemek yapmıştım ama yeme fırsatımız olmadı. | Open Subtitles | لقد صنعتهم للعشاء اللية الماضية لكننا لم نحظى بفرصةٍ للأكل |
Silah sesleri nedenimiz, ve destek çağırmak için vaktimiz olmadı. | Open Subtitles | الطلقات النارية سبب محتمل ولم يكن لدينا وقت لطلب ذلك |