Ve numarayı onlara okuyorum, onlar da bunu kontör yüklemek için kullanıyorlar. | TED | وأقوم بقراءة رقم بطاقة الشحن، ويقوم باستخدامها لشحن الهاتف المحمول الخاص بهم. |
Bu şiddet sarmalını kırmak zorundayız ve bu noktaya bir an evvel çocuklarımızla birlikte ulaşmalıyız. onlara değer vermeliyiz, küçük görmemeliyiz. | TED | علينا أن نكسر دائرة العنف هذه و نعمل على ذلك مبكرًا مع أطفالنا أو أطفالنا الصغار، والتنويه بهم وعدم امتهان كرامتهم. |
Ve genellikle izin istemezler; hemen harekete geçerler, diğer Google çalışanları onlara katılırlar ve bu hareket büyür de büyür. | TED | و عادة لا يستأذنون أحداً. إنهم يتقدمون و يفعلون، و ينضم إليهم جوجلييون آخرون ، ويصبح الأمر أكبر و أكبر. |
CP: Şanslısın çünkü bu şu anda onlara canlı olarak gösterilmiyor. | TED | كريستوفر: أنت محظوظ لأن ذلك لم يتم بثه إليهم مباشرة الآن. |
onlara zenginliği, büyümeyi, rekabet gücünü, şeffaflığı, adalet sistemini, tüm bunları geliştirin diyoruz. | TED | نريد منهم أن يوصلونا إلى الازدهار، والنمو والتنافس والشفافية والعدالة وكل تلك المتطلبات. |
onlara bu seçimi bir daha sorduğumuzda daha önce seçmedikleri yüzü seçiyorlardı. | TED | وإذا سمحنا لهم بالاختيار مرة أخرى، سيختارون الوجه الذي رفضوه في السابق. |
Bir gece kapıya yaklaştıklarında onları gördüm ve onlara aniden bağlandığımı hissettim. | TED | رأيتهم في إحدى الليالي يقتربون من البوابة حينها، شعرت اتصالًا مباشرًا بهم. |
Deminan da kısa süre sonra onlara yetişti ve katıldı. | TED | التحق بهم ديمينان في وقت لاحق قليلاً، وتبعهم إلى المنزل. |
Ama Diyakon'un onlara bizim kadar iyi bakacağını bilerek avutuyorum kendimi. | Open Subtitles | ولكن ما يواسيني هو معرفة أن الشماس سيعتني بهم بقدر إستطاعته. |
Muhtelif sürülerden kurtları yakalayıp onlara değişik radyo sinyali veren tasmalar takmışlar. | Open Subtitles | حبسو ذئاباً من عدّة مجموعات وثبّتو بهم أطواقاً تبثّ إشارات لاسلكيّة مختلفة. |
Neredeyse herkes onlara nasıl ulaşılacağına dair net detaylar vermişti. | TED | تقريبًا جميعهم أرسلوا لي تفاصيل دقيقة عن طريقة الوصول إليهم. |
Amerikan, İngiliz ve Fransız askerleri çok geçmeden enkazda onlara katıldı. | Open Subtitles | وسرعان ما انضم إليهم الجنود الأمريكيون والبريطانيون والفرنسيون إلى أطلال المدينة |
Ama görüş alanının dışındalar, o yüzden onlara yakınlaşmaya başlıyorsun. | Open Subtitles | لكنّهم في الخارج من التركيز، لذا تبدأ بإنجراف أقرب إليهم. |
onlara bu sanat eserine bakmalarını söylüyorum, Kumi Yamashita'nın bu portresi gibi | TED | أطلب منهم النظر إلى هذا العمل الفني، مثل هذه اللوحة لكومي ياماشيتا. |
Kanun onlara dokunamıyor. Yasak bir şeyleri yok ve huzur içinde yaşıyorlar. | Open Subtitles | القانون لا يمكنه الاقتراب منهم لأنهم يعيشون بسلام ولا يفعلون شيئا ممنوعاً |
Birkaç gün sonra, onlara bu sesi nasıl verebileceğimle ilgili bir fikirle uyandım. | TED | وبعد عدة ايام خطرت على بالي فكرة كيف يمكنني ان اوصل لهم صوتي |
Ya da ben onlara gidip “Bunun yapılması gerekiyor” derim. | TED | او اذهب اليهم انا واقول لهم ماذا يجب ان يفعلوا |
Çocuklar onu gördükten sonra gecelerdir nehir kenarında yürüyerek onlara sesleniyor. | Open Subtitles | بعد ذلك بعدة ليال رآها الأطفال تسير عند النهر، تجذبهم إليها |
onlara hatırlağım herşeyi söyledim. Uyuyordum. Bir şey beni uyandırdı. | Open Subtitles | أترين، لقد أخبرتهم بما تذكرت كنت نائماً، شيئ ما أيقظني |
Rica ederim, onları size çıkarayım ve onlara gözünüzde iyi olana göre davranın ancak bu adamlara birşey yapmayın. | Open Subtitles | دعونى ،أتوسل ، اخرجهما اليكم وإعملوا لهن ما يطيب فى عيونكم و اما هذان الرجلان فلا تفعلوا بهما شيئا |
Okuduklarını anladıklarından emin olmak için onlara birçok zor sorular veriyoruz. | TED | ونعطيهم الكثير من الأسئلة الشاملة للتأكد من أنهم يفهمون ما يقرؤون. |
Sen onlara sırtını dönebilirsin. O bu konfora sahip değil. | Open Subtitles | كان يمكنك الإبتعاد عنهم هى لم يكن لديها ذلك الترف |
onlara bunu yapmaları söylendi; iletişim ağını izleyin, iletişimi denetleyin, internet trafiğini denetleyin. | TED | هذا ما كانوا يقولون لنا عمل اشارات استخبارية برصد الاتصالات رصد تحركات الانترنت |
Bir şeyler olmuş ve sırrını saklamaları için onlara güvenmekten vazgeçmiş olabilir. | Open Subtitles | ربما حدث أمر ما وبدأ يفقد الثقة فيهم في الابقاء على سره |
Teşekkürler.İçeri gönder ve onlara söyle direk bana rapor verecekler. | Open Subtitles | شكراً لك, أرسله إلي و أخبريهم بأن يقدمواتقاريرهم لي مباشرة |
onlara daha sonra ne olduysa, benim kontrolüm altında değildi. | Open Subtitles | كما أمرتيني ما حدث إليهما لاحقا لم يكن تحت سيطرتي |