"söylemedi" - ترجمة من تركي إلى عربي

• يقل
• تقل
• يخبرني
• تخبرني
• يخبرك
• تخبرك
• يذكر
• يخبر
• يخبرنا
• يخبركِ
• تخبركِ
• يقُل
• تخبر
• يخبرنى
• إخباري

Jack Sommersby bana hayatı boyunca güzel bir söz söylemedi.
جاك ساميرز بي لم يقل في عمره كلمة لطيفة لي

Söylenmesi gereken her şeyi söylemedi ama en azından dile getirildiği için mutluyduk.
لم يقل كل ما وجب قوله لكننا كنّا سعداء أنه قيل على الأقل

O hiç bir şey söylemedi, ama elimde ayna olmadığına onu inandırdım.
لم تقل شيئا ولكنى مقتنعة انها خمنت ان هناك مرآة فى يدى.

Sana "Neden hiç kimse bana abim olduğunu söylemedi?", dediğim zaman cevap verememiştin.
سألتك منذ إسبوع لماذا لم يخبرني أحد بأن لدي أخ؟ لم تجبني حتى

Bana babanın adını hiç söylemedi ben de hiç öğrenmek istemedim.
لم تخبرني أسم الأب قبلاً، و لم أرِد أنّ أعلم أسمه.

Kimse sana insanları dikizlemenin kaba bir davranış olduğunu söylemedi mi?
الم يخبرك اي احد انه ليس من الادب ان تتجسسي ؟

Muhtemelen seni sevdi de. Ama sana ya da başka kimseye gerçeği söylemedi.
على الأرجح إنها أحبتك، لكنها لم تخبرك ولم تخبر أيّ أحد آخر الحقيقة.

Ben deli değilim. Hiç kimse senin deli olduğunu söylemedi.Randy.
ـ لست مجنونا ـ لم يقل احد انك مجنون راندي

"Hala sokaklarda yürüyen insanlar vardı, kimse bir şey söylemedi.
كان هناك أُناس يتحركون في الشارع لم يقل أحدهم شيئا

Kimse listeyi çalmanın kolay olacağını söylemedi; ama bunu yine de başarabiliriz.
لم يقل أحداً أن سرقة القائمة آمر هين لكن سنستطيع إنجاح الأمر

Onunla karısı hakkında konuşmaya çalıştım ama bir şey söylemedi.
اعني, حاولت التحدث معه عن زوجته ولكنه لم يقل شيئاً

Başta hiçbir şey söylemedi. Ben zorladıktan sonra konuştu. Tamam.
هو لم يقل أي شيء كان هذا فقط بعدما حثثته

Annem, onun hakkında tek kötü şey söylemedi. Ama, ben, onu hiç affedemedim.
لم تقل أمي شيء سيء عن ذلك الشخص, لكنني لم أستطع أن أسامحه.

Bana söylemedi ama, sanırım o da benim kadar korkuyor.
هي لم تقل ذلك .. لكني اظن انها خائفة مثلي

Bir şey söylemedi. Ama bir hafta kalır herhalde. [MÜZİK BİTER]
لم تقل أي شيء عدا أنها ربما ستبقى لأسبـوع، وإن يكن.

Niçin Darrell bunu arabamı kullanmasına izin vermeden evvel söylemedi?
لماذا لم يخبرني داريل بذلك قبل أن أدعه يقود سيارتي؟

Soğuk biriydi, çıkarcıydı, beni sevdiğini hiç söylemedi, hatta hoşlanıyorum bile demedi.
لقد كان باردا كان محاسبا لم يخبرني بأنه يحبني أو معجب بي

Bir defasında karanlık bir sokakta bir seri katille karşılaştı ve bana söylemedi.
قامت مره بلقاء قاتل متسلسل في زقاق مظلم و لم تخبرني بذلك أبدا

Siz küçükken, babanız sizi çok seviyordu size kuklaların gerçek olmadığını hiç söylemedi.
عندما كنت يافعا والدك أحبك كثيرا لم يخبرك أبدا ان الدمى ليست حقيقية

Annen bir kitabı kapağına göre yargılamamanı da söylemedi mi?
ألم تخبرك أمك أيضا الا تحكمي على الكتاب من غلافه

Ama koleksiyonuyla ilgili hiçbir şey söylemedi hatta sanatı sevmediğini söyledi.
ليس فقط انه لم يذكر شيئاْ عن مجموعتك لقد قال انه لا يحب الفن على الإطلاق

Bu sırada New York'ta kimse Carl Norden'e icat ettiği bombalama vizörünün Hiroşima'da kullanıldığını söylemedi.
في تلك الاثناء في نيويورك لم يخبر احد كارل نوردن ان موجه القنابل خاصته تم استخدامه لقصف هوريشيما

Ve kimse neden yeğenimizin hayatta olduğunu bize söylemedi? !
ولماذا لم يخبرنا احد أن ابنه اختي على قيد الحياة؟

Demek Frank onun için pişirdiğim ilk şeyin braçiol olduğunu sana söylemedi?
ألم يخبركِ فرانك أن البرجول كانت أول طبخة طبختها له ؟

Annen sabit gözlerle bakmanın kabalık olduğunu hiç söylemedi mi?
ألم تخبركِ والدتك أنّه ليس مِن التهذيب التحديق بالآخرين؟

Sakin ol. Reis, hareketlerimize bağlı olarak kehanetlerin gerçekleşmeyebileceğini söylemedi mi?
اهدأ، ألم يقُل الزّعيم أنّ النبوءات قد تُتجَنَّب إعتمادًا على أفعالنا؟

Ama kadın bunu ona söylemedi. Buna eminim. Yanılıyor muyum?
لكن الأم لم تخبر الابن بذلك أنا متأكد، أهذا صحيح؟

Kimse bana onun hasta olduğunu söylemedi, göbek dansçısı kim olacak?
لم يخبرنى أحد أن فيكتور الراقص الرأيسى مريض من سيأخذ مكانه؟

Nereye gittiğini ya da ne kadar kalacağını söylemedi.
لم يكن باستطاعته إخباري عن مكاني وإلى متى حتى