Bu bir sınav. Söz konusu sınavı geçmeden istediğim şeyi alamayacağım. | Open Subtitles | هذا إختبار , لا أحصل علي ما أريده إلا إذا اجتازته |
Elleriyle inşa ettikleri açık çiftçi pazarının yaz sonunda yapılacak kurdele kesme töreni ise yıl sonu sınavı yerine geçebilir. | TED | و حفل قص الشريط في آخر الصيف حين قد بنوا سوق الحراج و تم فتحه للعامة, هذا هو الاختبار النهائي. |
11 yıl sonra, politik ortam değiştiğinde son derece seçici bir üniversite sınavı olduğunu öğrenmiş. | TED | بعدها بإحدى عشر سنة، عندما تغير المشهد السياسي، سمع عن اختبار قبول لجامعة مرموقة للغاية. |
Aslında çok parlak biri, fakat Kamu Hizmeti sınavı'na girmedi. | Open Subtitles | كان لامعا جدا,لكنه لم يدرس من اجل امتحان الخدمة المدنية. |
sınavı iyi geçti, ama görüşme o kadar iyi değildi. | Open Subtitles | لقد نجحت في الإختبار ولكنها لم تبلي حسناً في المُقابلة. |
Sürpriz olmadı medikal sınavı geçemediğim için kaldım. | TED | لذلك وبدون مفاجآت، فشلت لعدم تجاوزي الامتحان الطبي. |
Avcı sınavı'nın yeri her sene değişiyor. Yerini saptamak biraz zordur. | Open Subtitles | موقع إختبار الصيّادين يتغيّر في كل عامٍ، يصعب كثيراً تحديد موقعه. |
Tam bunlar olacakken araya SAT sınavı diye küçük bir pürüz girer. | Open Subtitles | و لكن، يا للأسف هناك عائق صغير يسمى إختبار سات للكفاءة الدراسية |
- Hukuk fakültesini bitir. Aranızdaki sevgi gerçekse bu sınavı da geçer. | Open Subtitles | إنهي كلية حقوق إذا كان حقيقي،سيصمد في إختبار الوقت |
Bu aşamada sınavı geçse de ilerleyen aşamalarda bu hevesi katlanarak artacaktır. | Open Subtitles | ،يجتاز الاختبار بتلك المرحلة ،لكن مع مضي الوقت يصبح الاغراء أشد وأشد |
Bir kumandanın asıl sınavı sorumluluğundakiler kadar kafasının karıştığı ve korktuğu andır. | Open Subtitles | الاختبار الحقيقي للجندي حين يكون مرعوباَ ومرتبكاَ فيما هؤلاء الذين يعولون عليه |
18 öğrenci sınava girdi, 18 öğrenci de sınavı geçti. | Open Subtitles | 18 تلميذا اجتازوا الاختبار. 18 تلميذا نجحوا. |
Onlar sadece bir sınavı kazanan veya kazanamayan rakamlar değiller, onlar bizim gelecekteki vatandaşlarımız. | TED | هؤلاء هم مواطنونا في المستقبل ليس مجرد أرقام قد تنجح أو لا تنجح في اختبار |
Size bir cebir-2 final sınavı yapsam, yüzde 25'ten fazlanızın geçmesini beklemem. | TED | يمكنني أن أعطيكم يا شباب اختبار نهائي لجبر ٢ ولن أتوقع أكثر من نسبة نجاح ٢٥٪ |
Çünkü onlar için bu sadece bir cerrahlık sınavı değil, bir İngilizce sınavı. | TED | لأنه ليس امتحان جراحة بالنسبة لهم، بل هو امتحان لغة إنجليزية. |
Batı dünyasındaki bizlerin kim olduğumuzun ve neleri savunduğumuzun sınavı. | TED | امتحان لنا نحن في العالم الغربي لهويتنا ومبادئنا. |
Bu sınavı geçmek istiyorsan dikkatli seçim yapsan iyi edersin. | Open Subtitles | واذا كنت تريد الفوز بهذا الإختبار عليك ان تختار بعناية |
Akademik Yeterlilik sınavı'na üç kez girdi çünkü daha iyisini yapabileceğini düşündü. | Open Subtitles | وقد أعادت الإختبار التقييمي ثلاث مرات ظنّا منها أنّها قد تؤدي أفضل |
En çetin enerji ve dayanıklılık sınavı bu. | Open Subtitles | الامتحان الأقصى للطاقة والقدرة على التحمّل، |
sınavı geçtikten sonra, seks yapacaksınız ve iyileşeceksin. | Open Subtitles | ما إن يجتاز الامتحان ستمارسين الجنس وستكونين بخير. |
Bir kaptanlık sınavı yaklaşıyor ve bence o sınava girmelisin. | Open Subtitles | هناك إمتحان للملازمين عما قريب. وأعتقد أنه يجب ان تأخذه. |
Hiç şüpheniz olmasın, bu sınavı da geçeceğimizi dünyaya göstereceğiz. | Open Subtitles | لكن بلا أخطاء، سنظهر للعالم أننا سننجح في هذا الأختبار |
Ve birden, ulusual sınavı geçtim. ve kendimi Kenya'nın çok güzel bir lisesinde buldum. | TED | وفجأة، نجحت في الإمتحان القومي وجدت نفسي في مدرسة ثانوية غاية في الجمال في كينيا |
Şirketi temsil ediyorum, ve sınavı ben yöneteceğim. | Open Subtitles | أنا ممثل الشركة وسأقوم بالإشراف على الاختبارات |
Avcı sınavı demek kendine güvenen insanların hayallerini yıkmak demek. | Open Subtitles | حيث مُتعة سحق أحلام الشباب الواثقين بأنفسهم في إختبارات الصيد. |
Bugün zor bir sınavı vardı, ben de ona iyi şanslar dilemek istedim. | Open Subtitles | لديه أمتحان مهم اليوم و أنا أردت فقط أن أتمنى له حظاً سعيداً |
SAT sınavı bu odada yapılacaktır. | Open Subtitles | سيجرى أختبار الأهلية المدرسية في هذه القاعة |
Ertesi yıl, giriş sınavı yapacakları sıralarda hastalandım. | Open Subtitles | في العام الذي بعده، أصبت بالمرض بينما كانوا يجرون اختبارات للطلاب |
Evet ama bir çeşit sınavı geçene kadar. | Open Subtitles | أجل، حتّى اجتزت ما يشبه اختبارًا. |