Arkadaşım olmaya çalışıyor, ancak hala benden sırlarını saklama küstahlığını gösteriyor. | Open Subtitles | هويَزعُمأنهصديقى, ومع ذلك يجرؤ على إخفاء الأسرار عنى |
Henüz benden sır saklama cüretini gösterdiğinde, benim arkadaşım olmayı istedi. | Open Subtitles | هويَزعُمأنهصديقى, ومع ذلك يجرؤ على إخفاء الأسرار عنى |
Bu yüzü bir daha asla saklama. | Open Subtitles | لا تخفي هذا الوجهَ مرةً أخرى أبداً مطلقاً |
Teknolojiyi hafıza için bir metafor olarak düşünmek çok kolay ama beyinlerimiz teknoloji kadar mükemmel saklama cihazları değil. | TED | من السهل التفكير بالتكنولوجيا وكأنها كناية عن الذاكرة ولكن عقولنا ليست ملائمة لتحوي أجهزة تخزين مثل التكنولوجيا |
Bir de yığının en altına saklanmıştı. Çok zekice bir saklama yeri. | Open Subtitles | و قد كان مخبأ في أسفل كومة الحطب , مكان اخفاء عبقري |
saklama kapları olmadan bu yiyecekler bir gün bile dayanmaz. | Open Subtitles | بدون مواد حافظة هذه الأطعمة لن تصمد ليوم واحد |
saklama ve işlemeden tasarruf ettiğiniz parayı da kendi cebinize indirdiniz. | Open Subtitles | المال الذي وفرته من التخزين والتحويل وضعته في جيبك بدلاً من ذلك. |
İçki saklama alkoliklerin tipik davranışıdır ve kanamayı açıklıyor. | Open Subtitles | إخفاء المخدرات سلوك إدماني بحت إنه يفسر النزيف |
Her ailenin görülmesini istemediği şeyleri saklama yöntemi vardır. | Open Subtitles | كل عائلة لها طريقة في إخفاء مالا تريد أن تراه |
Amanda'yı saklama kararımın üzerinden bir gün geçmişti ve evde kalmasına izin vermek aklında daha çok soru işareti oluşmasına neden olmuştu. | Open Subtitles | مر يوم واحد منذ أن قررت إخفاء أماندا والسماح لها بالبقاء في البيت |
Fakat benin sorduğum, benden bir şey saklama. | Open Subtitles | ولكن ما أقوم به هو أن نسأل أنت لا تخفي أي شيء مني. |
Bir de, gerçekte kim olduğunu ondan saklama ve deliler gibi sevdiğin birinden vazgeçme fikrin-- | Open Subtitles | والفكره كلها انك ماذلت تخفي حقيقتك انك تتخلي عن الشخص الوحيد الذي تحبه |
1999'da eğer size, bir veri okuma ve saklama sistemi geliştirelim deseydim. | TED | إن أخبرتكم عام 1999، لنبني نظام تخزين وإسترجاع بيانات. |
Bu veri saklama cihazı düşürülen Wraith dartından çıkarıldı. | Open Subtitles | هذه أداة تخزين بيانات حصل عليها من سهم الريث. |
Arkadaşlarımızdan, çalışanlarımızdan ve Amerikan halkından gerçeği saklama kararımızdan dolayı ailem ve ben tam sorumluluk alıyoruz. | Open Subtitles | عائلتي و أنا نتحمل المسؤولية الكاملة عن اخفاء الحقيقة عن أصدقائنا و زملائنا و عن المجتمع الأمريكي |
Eger geri çekilmezsem yiyecek saklama kabini bana karsi kullanacaklar. | Open Subtitles | المُسرّب سيُسلّم حافظة الطعام إلى السُلطات إذا لمْ أتراجع. |
Bodrum katında bir saklama odasında kaderine terk edilmiş. | Open Subtitles | كان مُقدّراً لها البقاء في غرفة التخزين بالطابق السُفلي. |
Mr. Monk,Bu saklama kabında neden senin adın yazılı? | Open Subtitles | سيد مونك لماذا اسمك على زجاجة حفظ الطعام ؟ |
Ondan bir seyler saklama ihtiyaci hissediyor musun? | Open Subtitles | هل تشعرين بالحاجة لإخفاء الأشياء عنه مرة أخرى؟ |
Asla duygularını gülümsemenin ardına saklama. | Open Subtitles | لا تحاول ان تخفى مشاعرك برسم الابتسامه على وجهك |
İkisi de oyuncu eskisiydi. Kimliklerini saklama takıntıları vardı. | Open Subtitles | أنهم كانوا فنانين في الهروب، كلاهما لديهما هوّس بإخفاء هويّاتهم |
en iyi saklama yerleri, erişimi kolay, bulması zor olan yerlerdir. | Open Subtitles | أفضل أماكن الإخفاء سهلة الوصول إليها لكن صعبة أن تجدها |
Bir şey sakladığını insanların anlamasını istemiyorsan, saklama. | Open Subtitles | إذا أردتي أن لا يعرف أحد أنك تخفين شيئا لا تخفيه |
Ne tür bir saklama yöntemi kullanacağımızı değerlendiriyoruz hala. | Open Subtitles | مازلنا نقيّم نوعية وسيلة الإحتواء التي سنستخدمها. |
Bazı şeyleri kendime saklama hakkım var. | Open Subtitles | لدي الحق بالاحتفاظ ببعض الامور لنفسي |
saklama yerlerini biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم جيدًا كل أماكنه للتخبئة |