Hanımefendi, ben sarhoş olabilirim. Fakat siz benimle seks yapmalısınız. | Open Subtitles | سيدتي , رُبما أنني ثمل , لكن يجب عليك مُجامَعتي |
Anladım. Aptal kocan düzgün bir şey yapamayacak kadar sarhoş. | Open Subtitles | لقد فهمت، زوجك الغبي ثمل جدا ولا يستطيع فعل شيء |
Dün sarhoş oldun, bütün gece sarhoş kaldın ve halen sarhoşsun! | Open Subtitles | كنت ثملاً بالأمس ، وكنت ثملاً طوال الليل وما زلت ثملاً |
Birkaç yıl önce bir bekarlığa veda partisinde sarhoş olmuştum. | Open Subtitles | إنها هدية تذكارية من مخمور حزب البكالوريوس قبل بضع سنوات. |
Sonra, hastalıklı fahişeleri bulmak için sarhoş şekilde araç kullandım. | Open Subtitles | ثم قدت السيارة وأنا سكران لألتقط إحدى العاهرات المليئة بالأمراض |
Bu,kütüphane de sarhoş halde kitap okumamdan dolayı kütüphane kartımı almalarından da kötü. | Open Subtitles | هذا أسوأ من تلك المرة عندما أخذوا بطاقتي المكتبية للقراء في حالة سكر |
Dün gece beni sarhoş etmeniz çok rezilce bir şeydi. | Open Subtitles | كان ذلك شيء فاسد لك لتفعله الليلة الماضية، لتجعلني مخمورة |
Geçen ay sarhoş olup bir ağaca çarpana dek öyleydi. | Open Subtitles | إلى أن ثمل الشهر الماضي وقاد سيارته نحو تلك الشجرة |
Eğer yalnız veya sarhoş olduğun zamanlar sığınacağın kişi olmasaydı daha erken iyileşirdi. | Open Subtitles | طالما هي تكون ملجأك دائما ،عندما تكون وحيد أو ثمل فلن تشفى قريباً |
Bazen sarhoş olduğumda bunu hatırlıyorum, bu yüzden içiyorum ya. | Open Subtitles | أحياناً أتذكر هذا و أنا ثمل. و أنا هكذا دائماً. |
Doymuş olacak ama şişmiş olmayacak, çakırkeyif olacak ama sarhoş olmayacak. | Open Subtitles | سوف يكون شبعان و لكن ليس متخم مخمور و ليس ثمل |
Onu öldürdüğünde de sarhoş muydun, yoksa o zamana kadar ayılmış mıydın? | Open Subtitles | هل كنتُ ثملاً حين قتلتها ؟ أم كنتُ صاحياً بذلك الوقت ؟ |
Ayrıca yapmam gereken bir işim var. Sadece henüz yeteri kadar sarhoş olmadım. | Open Subtitles | كما أنّ لديّ أموراً أقوم بها، إلاّ أنّني لستُ ثملاً بما يكفي بعد |
Öyle sarhoş ki, bizi unutur ve burada açIıktan ölürüz. | Open Subtitles | إنه مخمور جدا و لا يتذكرنا و نحن سنموت جوعا |
sarhoş oldun, kavga ettiniz ve onu ölümle tehdit ettin. | Open Subtitles | كنت قد حصلت على سكران لكم ، قتال وهددت بقتله. |
Yemin ederim. sarhoş olduk ve öpüştük, hepsi o kadar. | Open Subtitles | وصلنا في حالة سكر وقبلها ، لكن هذا كل شيء |
Sen, ben ve sarhoş karının teki, tanrının istediği şekilde yani. | Open Subtitles | أنتِ و أنا و عاهرة مخمورة مجهولة الهوية، إذا أراد الرّب. |
Targutai, hadi güreşelim. Hem sarhoş olduğum için beni yenebilirsin. | Open Subtitles | فلنتصارع يا تارجوتاي ، أنا سكير و ستتغلب علي بسهوله |
- Ben iyiyim. Bira bile bundan daha çok sarhoş eder. | Open Subtitles | أنا لست بحال سيئة حتى البيرة لا تجعلني أثمل هذه الأيام |
Bize sorarsan Yeni Yıl Arifesi'nde sarhoş olup erkenden yatmaya gittin. | Open Subtitles | في الواقع، إنها حفلة رأس سنة وأنت ذهبت للسرير مخموراً للغاية |
Kendim mi sarhoş oluyorum yoksa maske mi görelim bakalım. | Open Subtitles | هل هذه هي شخصيتي الحقيقية ،التي بدأت تثمل أم القناع؟ |
Garnizonun çatısı, kilisenin çatısından daha alçak ve 14 Temmuz'da rahibenin bize söylediğine göre, ...tüm Fransızlar sarhoş olacak. | Open Subtitles | سطح الحامية ادنى من سطح الكنيسة في اليوم 14 من يوليو كما وعدت الاخت سارة , يكون الفرنسييون سكارى. |
Bu sarhoş kovboylar, onları bir şişe viskiyle takas ettiler. | Open Subtitles | هؤلاء رعاة البقر السكارى قاموا ببيعة لي مقابل زجاجة ويسكي |
O sarhoş orospu çocuğu her yere bunlardan fırlatmaya başladı. | Open Subtitles | ذلك الحقير الثمل راح يرمي بها في كافة أرجاء المكان |
Ama ne kadar sarhoş olurlarsa olsunlar bu yaptıklarına bir bahane değil. | Open Subtitles | ،ولكن مهما وصلوا من مرحلة الثمالة فإن ذلك لا يكون عذرًا لتصرّفاتهم |
Eğer onun sarhoşken ne olduğunu hatırlamasını istiyorsak sarhoş olmasını sağlamamız gerekiyor. | Open Subtitles | إذا أردنا أنّ يتذكر ماحدث عندما كان ثملاً، يجب أنّ نجعله يثمل |