ويكيبيديا

    "sever" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تحب
        
    • تحبين
        
    • يحبون
        
    • يحبّ
        
    • تحبّ
        
    • تحبون
        
    • يحببن
        
    • يحبها
        
    • يحبه
        
    • يُحب
        
    • يعجبك
        
    • يحبّون
        
    • تَحْبُّ
        
    • تحبه
        
    • معجب
        
    Japon rakısı(sake) sever misiniz, Yoksa votka martinimi tercih edersiniz? Open Subtitles هل تحب مشروب الساكي الياباني أو هل تفضل المارتيني فودكا؟
    Herkes filmleri sever ve bu yüzden Hollywood herkesin şehridir. Open Subtitles كل الناس تحب الأفلام مما يجعل هوليود مقصد لكل الناس
    Kasabayı sever miydi yoksa ilk fırsatta kaçmayı mı düşünüyordu? Open Subtitles هل كانت تحب هذه البلده؟ ام كانت تنتظر الفرصه لترحل؟
    Yüzmeyi sever misiniz? - Vence'da ki şapelini ziyaret ettik. Open Subtitles هل تحبين السباحة ؟ لقد ذهبنا لرؤية كنيستك في فينس
    Şimdi bütün bebekler, Berkley'dekiler bile krakeri sever ve çiğ brokoliyi sevmez. TED وكل الصغار حتى في بيركلي، يحبون البسكويت ولا يحبون القرنبيط غير المطهو.
    Çoğu kız yaşlı erkekleri sever. Ama ben değil, ben gençleri severim. Open Subtitles كما تعرف معطم الفتيات تحب الكبار أما أنا فأحب الشبان الأصغر سناً
    Evet ya da hayır de, Sarah bowling sever mi? Open Subtitles هل سارة، نعم أو لا قالت بأنها تحب البولينغ ؟
    Her neyse, o bulmacaları sever ve bu iyiydi, değil mi? Open Subtitles على أي حال, إنها تحب الألغاز, و كان أمراً لطيفاً, تعلمين؟
    Eğer Uganda çocukları dans partnerine ihtiyaç duyarlarsa, Einstein eminim ki cuk diye oturur, çünkü dans etmeyi sever. TED إذا رغب الاطفال اليوغنديين في شريك راقص اخر، آينشتاين يمكنها ان تستوفي الشروط، لانها تحب ان ترقص.
    Eski sayılmaz -- Sadece belirli bir şekilde davranmak için belirli bir müzik sever. TED تلك لا تُعتبر إنها تحب فقط أن تصدر موسيقى محددة صوتاً بطريقة محددة.
    Bana göre teknoloji biyolojiyi sever, eğer biz buna müsaade edersek. TED لذلك أعتقد أن التكنولوجيا تحب الأحياء، إن سمحنا لها بذلك.
    O dans etmeyi çok sever, bütün hayatı dans etmektir adeta. Open Subtitles تحب الرقص. هي هوايتها. هي حياتها الكاملة.
    Doğa yürüyüşü sever misin? Burdan 1 saat kuzeyde çok güzel bir patika var. Önümüzdeki cumartesi günü seni oraya götürebilirim. Open Subtitles هل تحبين التنزُه ، لانه كنت أعتقد أنني سأخذك السبت المقبل بجولة جميلة ، إنها على بعد ساعة شمالاً من هنا
    - Kızarmış piliç sever misin? - Kızarmış piliç mi? Hem de çok. Open Subtitles هل تحبين الفراخ المقلية فراخ مقلية جيداً
    Bazı aktivistler Doritos'u da sever ama kesinlikle parayı isterler. TED قد يحب بعض النشطاء الدوريتوس أيضًا، لكنهم قطعًا يحبون المال.
    Tabi, çünkü birçok terapist öğle yemeği sırasında çalışmayı sever. Open Subtitles أجل، لأن معظم المعالجيين النفسيين يحبون العمل أثناء فترة الغداء
    Neredeyse kızını sevdiği kadar bizim köyümüzü sever. Bunun da farkındayım. Open Subtitles هو يحبُّ قريتنا تقريباً كما يحبّ إبنته أنا مدركٌ لذلك أيضاً
    Daha iyi bir soru, sen kızları sever misin? Open Subtitles السؤال الأفضل: أين كنت طوال هذه المدة، هل تحبّ البنات؟
    Ben de "daha neler, asıl ben seninle olduğum için şanslısın" derdim. İkizler burcunu sever misiniz? Open Subtitles فأقول عليك أن تسعد بذلك، ألا تحبون برج الجوزاء؟
    Bazı kızlar böyledir, birini seven, hepsini sever. Open Subtitles :بعض الفتيات حالهم هكذا إذا أحببن شخصا، فإنهن يحببن الكل
    Bir akçaağaç pastası yaparım dedim. Kardeşim Charles çok sever. Open Subtitles حسبت أننى سأعد كعكة مابل أخى تشارلى يحبها
    Bilirsiniz ki, kayak yapan bir sporcu bunu ciddiye alır, fakat aynı zamanda kaymayı da sever. TED تعرفون ذلك الرياضي المحترف الذي يعشق التزلج، هو جاد فيما يخص هذا الأمر ، لكنه يحبه.
    Kişi grubu sever ve hatta bilet için yüzlerce dolar ödemiştir, yani müzik ne kadar yüksek olursa olsun, o kişi bunun gürültü olduğunu düşünmez. TED هذا الشخص يُحب الفرقة، حتى أنه دفع 100 دولار للتذكرة، لذلك مهما كانت الموسيقى عالية، لا يفكر بها هذا الشخص كضجيج.
    Renklerden konuşmuşken, bayım, Michelangelo'yu sever misiniz? Open Subtitles بمناسبة الحديث عن الأوان يا سيدي هل يعجبك مايكل أنجلو؟
    Bazı insanlar şekerli değil, sade çöreği sever. Open Subtitles بعض الناس يحبّون الكعك المحلّى خالياً، بدون تغطية
    Fakat kendi kafasına göre çıkıp boşboş gezinmeyi pek sever. Open Subtitles لَكنَّها تَحْبُّ ان تهيم لوحدها.
    Olsun. sever. Open Subtitles هذا جيد, أنا أعني هي سوف تحبه, أليس كذلك؟
    Bunu onunla görüşmelisin. Erkek gibi görünmene karşın seni sever. Open Subtitles يجب عليكِ أن تحسني العلاقة معه إنه معجب بك، بالرغم من أنكِ تبدين كالرجل

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد