ويكيبيديا

    "soruyor" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تسأل
        
    • تسألني
        
    • يسألون
        
    • يطلب
        
    • يسألك
        
    • الأسئلة
        
    • يسال
        
    • سأل
        
    • تسألك
        
    • يسأل عن
        
    • إنه يسأل
        
    • يتسائلون
        
    • سألني
        
    • تتسائل
        
    • تتساءل
        
    Yemek yapıyor ve yumurtası bitmiş yardımcı olabilir misiniz diye soruyor. Open Subtitles إنها تطبخ ولا تملك بيضاً وكانت تسأل إذا كنت تستطيعين مساعدتها
    Fit arkadaşın Jay geliyor mu acaba diye mi soruyor? Open Subtitles رائع0 إنها تسأل عن صديقك الجذاب جاي إن كان سيأتي؟
    Fatıma'yı ardında bıraktı. Şimdi 12 yaşında. Her gün babasını soruyor. Open Subtitles عافولي فطوم عمرها 12 سنة يومية تسألني وين بابا وين بابا
    Sıradan bir günde, kaç erkek sana seninle ilgili soru soruyor? Open Subtitles في معدل اليوم , ما عدد الشباب اللذين يسألون أسئلة عنكِ؟
    - Ramu'ya hizmetçi olduğunu soruyor. - İnsan mı yoksa bir canavar mı? Open Subtitles . يطلب من رامو أن ينام فى الخارج هل هو انسان ام حيوان؟
    Posta kodununuzu girdikten sonra size bulunduğunuz yer hakkında, nüfus verilerini baz alarak sorular soruyor. TED أنت تدخل الرقم البريدي وبعد ذلك سوف يسألك أسئلة استناًدا على بيانات الاحصاء في منطقتك.
    Tıptan başka konu konuşmayalım diye yanımda notlar getirdim ama bana devamlı kişisel sorular soruyor ve kartlarım bitmek üzere. Open Subtitles لقد جلبت ملاحظات لأتمكن من إبقاء الحوار حول الطب، لكنها تستمر في سؤالي تلك الأسئلة الشخصية، ولقد نفذت مني البطاقات.
    Sanırım lâkabını kimin verdiğini veya nasıl aldığını soruyor. Open Subtitles أعتقد أنه يسال من أو كيف حصلت علي تلك الكُنية؟
    Eğer onu gördüyse, kadına ne yapacağımızı soruyor olman gerekmez mi? Open Subtitles إن رأته هيّ، ألا يجدر بك أن تسأل عن ماسنفعله بها؟
    Şunu soruyor olabilirsiniz, neden insanları neyin eğlendirdiğini bilmek önemli? TED لذلك قد تسأل أيضاُ، لماذا هو من المهم معرفة ما يسلي الناس؟
    Kendinize şunu soruyor olabilirsiniz: Neden akademisyenler bununla ilgilenmiyor? TED وربما تسأل نفسك، لما لا يتعامل الأكاديميون مع وسائل الإعلام المعروفة؟
    Pekala, bardaktan niye su dökülmüyor diye kendinize soruyor olmalısınız. TED حسنا، ينبغي أن تسأل نفسك، لماذا لا تسقط المياه من الكأس؟
    Carpathia olabildiğince hızlı geliyor. Olympic onunla buluşmak üzere güneye doğru yol alıp almadığımızı soruyor. Open Subtitles و سفينة الاوليمبيك تسأل ان كنا ذاهبين جنوبا لملاقاتها
    Ülkedeki her haber ajansı aynı soruyu soruyor. Open Subtitles كل وكالات الأنباء في البلاد تسأل نفس السؤال
    Ne zaman sokakta insanlara selam versem, bana nedenini soruyor. TED عندما أقول مرحبًا للناس في الشارع، تسألني عن السبب.
    Üstelik bana kalırsa artık daha fazla insan şu soruyu soruyor: Neden tüketimi artırmak yerine, tükettiklerimizi değiştirmiyoruz? TED و أنا أعتقد أن أعداد كبيرة من الناس يسألون : لماذا نعزز الإستهلاك , بدلا من تغيير ما نستخدم ونستهلك ؟
    Şimdide sürekli bana bu gönüllü işlerini yapıp yapamayacağımı soruyor. Bende hayır diyemiyorum. Open Subtitles الآن هو يطلب منّي القيام بكل أمور الخرّيجين هذه ولا يمكنني قول "لا"
    Şuradaki beyefendi saygılarını iletip... bir şeyler içmek için kendisine katılıp katılmayacağınızı soruyor. Open Subtitles -ان الجنتلمان هناك يبلغك تحياته -و يسألك أن تنضمى اليه لتشربى كأسا معه
    büyük bir poster yaptık Dokunuyorsun, arkasında küçük bir hoparlör var, poster sen dokununca konuşuyor birkaç soru soruyor ve senin için mükemmel pastayı buluyor. TED أما هذه فهي ملصقة كبيرة, وطالما أن هناك مكبرات صوت من الخلف,فإنك عندما تلمسها تتفاعل البطاقة معك وتسألك مجموعة من الأسئلة, وتعد لك كعكعتك المفضلة,
    Sarazen misafiriniz akşam yemeğini onunla yiyecek misiniz diye soruyor. Open Subtitles سيدى ، سأل ضيفك العربى إن كنت ستتناول العشاء معه
    O mu arıyor, ha? "Kızı terk ettin mi?" diye mi soruyor? Open Subtitles هل تتصل بك؟ هل تسألك عن ما اذا انفصلت عني او لا؟
    Kan davalarını sona erdirip bu kavgayı bitirip bitirmeyeceklerini soruyor. Open Subtitles انه يسأل عن امكانية وقف العداوه وترك القتال
    Lynne'i soruyor. Oyunu fazla sürdüremem. Open Subtitles إنه يسأل عن لاين لن أستطيع التمثيل عليه لوقت طويل
    Askerlerin bir çoğu bunların eş ziyaretleri olup olmayacağını soruyor efendim. Open Subtitles عدد كثير من الطاقم يتسائلون هل هذي هي الزيارات الزوجيه, سيدي؟
    Bu hale senin yüzünden geldim. Bana baskı yapıyorlar. Kiminle konuşsam seni tanıyıp tanımadığımı soruyor. Open Subtitles أنا,أنا ما كنت في هذا الموقف لولا أنك لفت نظر الشرطة نحوي,كلما قابلت احداً سألني إذا كنت أعرفك
    Express seçmenlere soruyor: Başbakan Nyborg mu olmalıydı? Open Subtitles تتسائل الاكسبرس ان كانت نيبورغ الشخص المناسب لرئاسة الوزراء؟
    Cumartesi yemek yiyebilir miyiz diye soruyor. Open Subtitles هي تتساءل اذا كان بإمكان كِلانا تناول العشاء يوم السبت

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد