"suçlama" - ترجمة من تركي إلى عربي

• تلم
• التهمة
• اتهام
• تلوم
• تهمة
• إتهام
• اللوم
• تلمني
• لوم
• تهم
• التهم
• تلومني
• الإحصاء
• تلوميني
• اتهامات

Sen de öldürmedin. Elinde olmayan bir şey için kendini suçlama. Biliyorum.
ولا أنت يا بني، لا تلم نفسك على شيء خارج عن سيطرتك

Ortalığı birbirine kattığın için Shinozaki ve adamlarını suçlama planımız suya düştü.
بسببِ أنك حضرت إلى الساحة فشلت خطةُ تلفيق التهمة على شينوزاكي ورجاله

Bir karar verdik ve bir suçlama olursa bütün sorumluluğu almaya hazırız.
وان كان هناك اتهام مضاد فسنتحمل المسؤولية كاملة. هوتش. انه الرجل المنشود

Denediğim için suçlama, ha?
لا يمكنك أن تلوم أحد فقط للمحاولة أليس كذلك ؟

Bakalım neler oluyor. Herhangi bir suçlama yapmayacaksınız. Sanırım tekrar içeri girmeyeceğim.
فآتي إليكم مباشرة، لن توجه إليّ أية تهمة ولن تعيدونني إلى السجن

Çalıntı bir kum-yelkenlisi kullanıyor ve halkımı hırsızlıkla suçlama cüretini mi gösteriyorsunuz?
أتجرءون على إتهام شعبنا بالسرقة و قد سرقتم قاربنا؟

Bu sebeple, kendini suçlar... Sessiz bir suçlamadır bu ki bunun çözümlenmesini daha da güçtür sessiz bir kendini suçlama.
لهذا السبب, عليه أن يلقي اللوم على نفسه. انها ملامة صامتة, والتي من الصعب جداً أن تُحل, ملامة النفس الصامتة.

Hayatındaki ilk kez verdiğin doğru karar için beni suçlama.
لا تلمني على الفعل الجيد الوحيد في حياتك

Bak sakın sakın o araba doğru düzgün çalışmıyor diye babamı suçlama!
‫إياك أن تجرؤ، إياك أن تجرؤ ‫على لوم والدي لعدم عمل السيارة

Ahmaklığın için Allah'ı suçlama.
يا ساذج، لا تلم الله على غبائك و لا تدخل الله في الموضوع

Hatalar yapan tek sen değilsin o yüzden kendini suçlama.
أنك لست الشخص الوحيد الذي قام بالأخطاء، لذا لا تلم نفسك

suçlama doğru değil! Tek kelimesi bile!
لا توجد حقيقة فى هذة التهمة ولا كلمة من الحقيقة

Ama bu suçlama korkunç bir yanlış anlaşılmadan kaynaklanıyor olmalı.
لكن لابد أن التهمة تستند إلى بعض سوء الفهم

Savcılık suçlama için.. ... yeterli delil olmadığına dair açıklama yapacak.
سيدلي المدعي العام ببيان أن الأدلة لمْ تكن كافية لتوجيه اتهام.

En azından, bu insanın, hakkında bir suçlama olup olmadığını bilmeye hakkı var.
على الأقل ، هذا الإنسان لديه الحق في معرفة ما إذا كان هناك اتهام ضده

Her şeye rağmen kontrol edemediğin tek şey kendini suçlama istediğin.
الشيء الواحد الذي كان لديك بكل تأكيد عدم السيطرة المطلقة هذا ما يجب أن تلوم نفسك عليه

KK'nin, saatinde bir izleyici bulunması bu çok ciddi bir suçlama olacak.
كان هناك جهاز تعقب في ساعتك يا كي كي وهذه تهمة خطيرة

Kostümüme verilen tepkilere bakarak bu partinin Amerikan eğitim sistemine karşı büyük bir suçlama olduğunu söyleyebiliriz.
نسبة إلى صدى التفاعل مع بدلتي هذه الحفلة إتهام صارخ لنظام التعليم الأمريكي

Ama hâlâ üzerinde durması gereken suçlama ve kırgınlık duyguları var.
لكن لازال لديها مشاعر من اللوم والغضب يجب أن تتعامل معها.

Beni suçlama, çünkü kötü olan hiçbir şey benim hatam değil, senin hatan.
لا تلمني لأنّ أي تصرف سيئ أفعله ليس ذنبي

- Kapa çeneni. - Bu sefer kalabalığı suçlama.
فلتصمت ولكن هذة المرة لا يمكنك لوم الجماهير

suçlama olmadığına göre Çavuş Gavilan ve Calden'ı soruşturmalarına dönmeleri için bırakmanızı istiyorum.
بما انه لم توجه تهم ضد غافلين وكالدين لذا يُمْكِنُهم أَنْ يَستأنفوا التحقيقاتَ

Eğer barmenlik işine geri dönmek istiyorsan suçlama yapmaya devam et bakalım.
إن كنتِ تريدين أن تعودي لكونكِ نادلة استمري في إلقاء هذه التهم

Beni suçlama. Seni siyah yaratan Tanrı, ben değilim.
لا تلومني أنا ، الرب هو من جعلك أسود وليس أنا يا فتى

Haddimizi bildirdiler. Hırsızlık, birinci suçlama: sekiz ila on yıl.
جناية السطو, الإحصاء الأول , 8 إلى 10 أعوام

Ne için beni suçlama tamam, ben seni suçlamıyorum?
لا بأس، أنا لا ألومك. ـ لا تلوميني على ماذا؟ ـ للرحيل بعيداً

O zamana kadar ona karşı yeni suçlama dosyası oluşturabilecek misin?
هل تعتقد أن هناك أي اتهامات جديدة ستظهر ضده بحلول الغد؟