ويكيبيديا

    "suçluluk" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بالذنب
        
    • الذنب
        
    • ذنب
        
    • مذنب
        
    • ذنبك
        
    • ذنبي
        
    • مذنبة
        
    • بتأنيب الضمير
        
    • والذنب
        
    • المذنبة
        
    • بالذنبِ
        
    • بالذّنبِ
        
    • ذنبها
        
    • الإثم
        
    • الخطيئة
        
    Walter'a yaptıklarımdan suçluluk duyuyorum, ama o kadar da değil. Open Subtitles أنا أشعر بالذنب عما حدث لوالتر لكن ليس لتلك الدرجة
    Pelerinin senin ölümüne yol açtığını anladığında, suçluluk duygusu tüm benliğini kapladı. Open Subtitles عندما أدركت أن العباءة قد صيرتك للموت قد كانت مغلوبة بالشعور بالذنب
    Bir milyon yıI da geçse... suçluluk ve pişmanlık duygusu... Open Subtitles منذ ملايين السنين وهذا الندم اللعين والشعور بالذنب وهذه الأمور
    suçluluk duygusundan dolayı giyeceğiniz çöplükten yeni moda takılar yapıyorum. Open Subtitles أنا أحول القمامة إلى إكسسوارات على الموضة ترتديها بدافع الذنب
    Ama bir şekilde kaçma iradeni kaybettiysen suçluluk veya utanç gibi şeyler dolayısıyla bu yükten kurtulsan iyi edersin. Open Subtitles ولكن إذا فقدتى الرغبة فى الهروب بسبب ذنب أو عار أو شئ ما من الأفضل أن تتخلصى من هذا
    Bir milyon yıI da geçse... suçluluk ve pişmanlık duygusu... Open Subtitles منذ ملايين السنين وهذا الندم اللعين والشعور بالذنب وهذه الأمور
    Yeni evliyken, teşekkür kartlarını göndermesi 3 hafta sürdüğü için suçluluk duyardı. Open Subtitles و هي متزوجة حديثاً، شعرت بالذنب لقضائها 3 أسابيع ترسل بطاقات شكر
    Ve ben de kendi işimi yaptığım için suçluluk duygusuna kapılmayacağım. Open Subtitles وأنا لن أَشعر بالذنب لكوني أقوم بعمل شغلي نعم لن تشعري
    Sen buraya müzik konusunda tavsiye almaya değil, suçluluk duyduğun için geldin. Open Subtitles أنت لم تأتى لهنا لتطلبى نصيحة موسيقية بل أتيت هنا لإحساسك بالذنب
    En azından şimdilik daha fazla suçluluk duymak zorunda değilsin. Open Subtitles على الأقل تعرف أنه لا عليك أن تشعر بالذنب مجدداً
    Sadece bana zorla annemin kıyafetlerini giydirdiğin her sefer için... suçluluk duymanı istiyorum. Open Subtitles أريدكِ ان أجعلكِ تشعرين بالذنب بسبب كل المرات التي جلعتني أرتدي ملابس أمي
    Ve sen gerçekten, onun bu konuda suçluluk duymadığına inanıyor musun? Open Subtitles و أنت فعلاً تصدق بأنه لا يشعر بالذنب بشأن ذلك ؟
    O zaman onun "suçluluk hissetmek... tehlikelidir" deyişini bir çeşit zayıflıktır diye yorumlayabiliriz. Open Subtitles ..ربما أنه يقول هذا من الخطر أن تشعر بالذنب بأنه نوع من الضعف
    Ve yaparken suçluluk duymamak için de bunu bana söylüyorsunuz. Open Subtitles وأنتم تخبرونني بهذا كي لا تشعروا بالذنب تجاه ما تفعلونه
    Tammy gibi ruhlar burada sıkışıp kalır, genellikle suçluluk duygusuyla ilgilidir. Open Subtitles الأشباح التى تتعثر هنا مثل تامي ، عادة بسبب الشعور بالذنب
    Onları öldürdü, sonra da kendisini zira bu suçluluk duygusuyla yaşayamadı. Open Subtitles قام بقتلهم وبعدها انتحر لأنه لم يتحمل العيش وهو يشعر بالذنب
    Yüz kasları bize stresinin suçluluk ya da utanç duygularıyla bağlantısı olmadığını söylüyor. Open Subtitles تنبئنا عضلات وجهه أنّ الإجهاد الذي لديه ليس بسبب مشاعر الذنب أو الخزي
    Ama eminim başlarda, suçluluk duygusuyla başa çıkmak zor olmuştur. Open Subtitles ولكن في البداية كان من الصعب عليك التعامل مع الذنب.
    - Hayır, yardımcı oluyor aslında. suçluluk duygusuna yardımcı oluyor. Open Subtitles كلّا، بل إنّه ينفع بالواقع، إذ يساعدني لتبديد شعور الذنب.
    Bir suçluluk kompleksi senin adına konuşuyor. Open Subtitles مهمـا كـانت هويتك، إنهـا لعقدة ذنب أن يخرج منك مثل هذا الكلام
    Yani hiç yatmadığın bir kız sana mail attı ve suçluluk duyduğun için bana söylemek zorunda mı hissettin? Open Subtitles فتاة لم تضاجعها من قبل، أرسلت لك بريداً إلكترونياً و شعرت أنك مذنب جداً لدرجة أنك أردت أن تصارحني؟
    suçluluk kompleksin asker oluşunla alevlenmiş, belli. Open Subtitles تخيلات ذنبك كـانت من الواضح تُحرّض بواسطـة واجبـاتك كونك جندياً
    Bırak sana iyilik yapayım da suçluluk hissimden kurtulayım. Open Subtitles دعيني أتخلّص من ذنبي بمساعدتكِ في هذا التحول الجيد
    Bir şeyden dolayı suçluluk hissediyorsun. Pazartesi gecesi öldürüldüğünde neredeydin? Open Subtitles أنتِ مذنبة حول شيء أين كنتِ ليلة الإثنين عندما قتل؟
    suçluluk duyguları kazandırabilir. Open Subtitles سوف يشعرون بتأنيب الضمير الهائل، مِن شأن ذلك أن يكون مُثمراً للغاية.
    Ama hâla bir nebze pişmanlık ve suçluluk hissediyorsun, ve bunu içine atıp bastırıyorsun, bir daha gün yüzüne çıkmaması için kilitliyorsun. Open Subtitles ولكنك لا تزال تلمح أنك تشعر بالأسف والذنب وتحاول أن تدفعها عميقاً في داخلك وتغلق عليها كي لا تتذكرها
    Büyük kardeş suçluluk şey yok, tamam mı? Open Subtitles لا تفعلي دور الأخت الكبيرة المذنبة ، حسناً ؟
    Ah, suçluluk duygusuyla yaşayamadım. Open Subtitles Uh، أنا لا أَستطيعُ أَنْ أَعِيشَ بالذنبِ.
    Bay Sherman seni 136 defa aradı ama sen hiç geri dönmedin bu da suçluluk hissediyorsun... Open Subtitles {\pos(192,220)} لقد اتّصل السّيّد (شيرمان) لـ136 مرّة، ولمْ تردَّ عليه قطّ، مِمّا يعني أنّكَ تشعر بالذّنبِ
    Onun suçluluk hissinden, çektiği acıdan kötü erkek seçiminden filan. Open Subtitles أنت تعرف ذنبها معانتها اختيارها السيء للرجال
    Fakat bütün hayatımı suçluluk içinde yaşamama izin verme Open Subtitles لكن لا تجعلني أعيش في الإثم لبقية حياتي
    Utanç hakkında anlaşılması gereken şey, onun suçluluk olmadığı. Utanç benlik üzerine yoğunlaşır, suçluluk ise davranış. TED مايجب علينا أن نفهمه بأن العار ليس خطيئةً. العار تركيز على الذات، الخطيئة هو تركيز على التصرف.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد