Enfeksiyonunun bir suikast girişimi olduğuna inanıyoruz ve ikinci bir girişimi engellemenin en iyi yolunun bu olduğunu düşündük. | Open Subtitles | لدينا ما يدفعنا للاعتقاد ان اصابتها بالعدوى كانت محاولة اغتيال وفكرنا ان هذه افضل وسيلة لمنع اي هجوم ثاني |
Başkana düzenlenen suikast girişiminin artçı sarsıntılarının üstesinden gelmekle meşguldüm Hollis. | Open Subtitles | كنت مشغولة هوليس، أعالج تبعات محاولة اغتيال الرئيس. كيف حال فيتز؟ |
suikast demek... Silahsızken boş bir anında onu öldürmemiz, değil mi? | Open Subtitles | الاغتيال يعني أن نقتله خلال أوقاته الخاصة عندما لا يكون مسلحاً |
Bu kadının Suudi bir prense suikast düzenlemek istediğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تريد إخباري أن هذه المرأة تريد إغتيال أمير سعودي ؟ |
Bu siber suikast, bir savaş hareketi oluşturur mu? | TED | هل يمثل هذا الإغتيال الإلكتروني عدوان حربي؟ |
Şimdiyse gidip en büyük şirketlerin baş üyelerine suikast düzenliyor. | Open Subtitles | والان هي هناك محاولة اغتيال أعضاء الميثاق من فورتشن 500 |
Ülke tarihimizde ilk defa görev başındaki bir başbakan suikast sonucu öldürüldü. | Open Subtitles | أول مرة يتم بها اغتيال مجلس رئيس الوزراء الحالي في تاريخ بلدتنا |
Her gün önde gelen bir Alman fabrikatör suikast girişimine hedef olmuyor. | Open Subtitles | لا يحدث كل يوم أن يكون رائد صناعات ألماني هدفا لمحاولة اغتيال |
Dünya liderine suikast düzenleyen tehlikeli bir suçlu gibisin be. | Open Subtitles | حسبتك مجرم خطير الذي حاول اغتيال رئيس العالم، يا صاح |
Bu yüzden suikast girişimi hakkında hiç bir şey söyleyemeyecek. | Open Subtitles | لسوء الحظّ، لن يُجيب عن أيّ سؤالٍ بخصوص محاولة الاغتيال |
Departmandaki haini bulma soruşturmasını sen başlattın ve böylece suikast olduğunda, şüpheliler listesinin en altında yer alacaktın. | Open Subtitles | لقد بدأت هذا التحقيق بسبب وجود خائن فى ادارتنا لذا حين تتم عملية الاغتيال تكون أنت فى ذيل قائمة المشتبه بهم |
Sanırım Charlie başka ajanlarca bir suikast planlandığını sezmişti. | Open Subtitles | أعتقد أن تشارلى قد عرف شيئا عن مؤامرة الاغتيال المدبرة من قبل أحد العملاء |
Bir tanık bunun suikast olduğunu söylediğinde bu yeni teoriyi incelemeye zamanım olmadı. | Open Subtitles | ليس عندى وقت لفحص هذه النظريه الجديده عندما يقول شاهد أنه كان هناك عملية إغتيال |
Perşembe gecesi şehirde büyük bir suikast düzenleneceği yolunda aldığımız bir ihbarı araştırıyordu. | Open Subtitles | نعم .. كان يلمح إلى أن عملية إغتيال كبيره جارى الإعداد لها هنا فى المدينه مساء يوم الخميس |
Bu gece bir suikast düzenlenecek ama sıfıra sıfır, elde var sıfır. | Open Subtitles | عملية إغتيال مخطط أن تتم الليله و نحن نواصل التنقيب فى لا شئ عن لا شئ |
suikast günü yaşamının tehdit edildiği söylendi size. | Open Subtitles | اليوم الذى حدث فيه الإغتيال تم إبلاغك بأن حياته مهدده |
Şunu da bilmiyor olabiliriz, suikast günü şüpheli olaylara şahit olan sizin gibi 8 kişi daha vardı. | Open Subtitles | من الممكن أنك لا تعلم شيئاً لكن هناك 8 أشخاص آخرين مثلك رأوا شيئا مريباً، يوم الإغتيال |
Biz bunu korsan radyomuzdan insanlara yayacağız, ona suikast yapmak zorunda kalmayacağız. | Open Subtitles | نقوم بإيصال هذا إلى أصدقائنا في الإذاعة المحظورة، ولن يكون علينا اغتياله. |
ABD başkanının öldürüleceği bir suikast işine bulaştın mı? | Open Subtitles | هل أنت متورط فى مؤامرة لاغتيال رئيس الولايات المتحدة الامريكية؟ |
Bildiğiniz üzere, Başkan'a suikast düzenlendi. | Open Subtitles | كما تعلمون, كانت هناك محاولة لإغتيال الرئيس |
Eğer Jibril, suikast planının bir parçasıysa, her şey o zaman gerçekleşecek. | Open Subtitles | إذا كانت جزءا من مؤامرة الاغتيال، نتوقع أنها سوف تذهب الى هناك. |
Tüm suikast meraklılarını ve kendim de dâhil tüm komplo teorisyenlerini kontrol ettim ve bunu söylemekten üzülüyorum ama hepimiz temiziz. | Open Subtitles | لقد تفقدت كل متابعي الاغتيالات و مؤمني نظرية المؤامرة و من ضمنهم انا و انا حزينة قليلا للقول أننا كلنا نظيفين |
1861 ile 1865 Mart'ı arasında, en az beş kaçırma ya da suikast planı gizlice tasarlandı. | Open Subtitles | في الفترة من 1861 حتى مارس من عام 1865 على الأقل خمس خطط أو ما تحاك من عمليات إختطاف أو أغتيال |
Evet, en azından yarım düzine üst seviye suikast yaptığından şüpheleniliyor. | Open Subtitles | أجل، إنه مشتبه به في نصف دزينة من الإغتيالات عالية المستوى. |
Politikacı şahıslara suikast yapmak için Avrupa'nın en iyi tetikçilerini topluyor | Open Subtitles | أنها تجند أفضل القتلة الأوربيين لأغتيال الشخصيات السياسية |
Barry Leonard'ın öğrenci olması dışında. Kim bir öğrenciye suikast düzenler? | Open Subtitles | عدا أن باري لينارد كان تلميذاً من يرغب باغتيال تلميذ ؟ |
Tanınmış İç Parti memurlarına suikast emri verdi. | Open Subtitles | أعطيت أوامر بإغتيال موظفين معينين في الحزب الداخلي |
çoğu sivil--212 kurban suikast düşünülemezdi. | Open Subtitles | الذى قتل 212 شخص معظمهم مدنيين. الأغتيال لم يكن خيار. |