ويكيبيديا

    "tıpkı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تماما مثل
        
    • بنفس
        
    • يشبه
        
    • كما
        
    • كأن
        
    • ك
        
    • مثل ما
        
    • مثلما
        
    • ومثل
        
    • بالضبط مثل
        
    • إنه مثل
        
    • انها مثل
        
    • مثل ذلك
        
    • كحال
        
    • كتلك
        
    Tıpkı rehine gibi, o da hayatta kalmak için her şeyi yapacaktır. Open Subtitles تماما مثل الرهائن، وسوف يفعل كل ما هو ضروري من أجل البقاء
    Tıpkı ağaçların hareket ettiğini gördüğümde, ağaçların hışırtı sesi çıkardığını hayal etmem gibi. TED بنفس الطريقة عندما أرى شجرة تتحرك، عندها أتخيل أن الشجرة تصدر صوت الحفيف.
    Tıpkı ödül gibi, bu da duygusal beyninizdeki opioid etki noktaları. TED الذي يشبه المكافأة، هذه هي النقاط الساخنة الأفيونية في أدمغتكم العاطفية.
    Tıpkı yürümek ya da görmek gibi, doğuştan sahip olduğumuz bir hak. TED إنه حق جيني لدينا ، كما أننا نمشي أو نرى أو نسمع.
    O zaman, Tıpkı önceden olduğumuz gibi hiçbir şey olmamış gibi devam edeceğiz. Open Subtitles حسناً, حينها إذاً يمكننا أن نستمر كما كنا, و كأن شيئاً لم يكن
    İkincisi, organize olmayan bir avuç çaylagın... kurdugu bir çetenin üyesi de degilim Tıpkı KuKluxKlan gibi. Open Subtitles ثانياً .. وكما تعرفون أنا لست عضوا في الإيجار المنخفض المحموعة المشوشة للمتخلفين مثل ذلك اللعين ك ك ك
    Yani, yerçekimi kuvvetine karşı koyuyorlar. Tıpkı binanın kendisi gibi. TED أقصد أنهم يتحدون قوة الجاذبية، مثل ما يفعل المبنى بالمناسبة.
    Karakterler hayattan daha büyükler, Tıpkı peri masallarında olduğu gibi. TED الشخصيات أكبر من الحياة، مثلما هو الحال في قصص الخيال.
    Tıpkı Dünya gibi, Güneş'in etrafında dönen komşu gezegenler olduğunu öğrendik. Open Subtitles علمنا أن الكواكب المجاورة لنا تدور حول الشمس، تماما مثل الأرض.
    Tıpkı istediğin gibi yakın bir yere park ettim dostum. Open Subtitles لقد أبقيتها قريبة تماما مثل ما طلبتَ مني يا رفيق.
    Uluslararası, mayına karşı eylem standartlarına uygun şekilde test edilir ve onaylanırlar. Tıpkı köpeklerin geçmek zorunda olduğu testler gibi. TED تختبر و يتم اعتمادها وفقا للمعايير الدولية للإجراءات المتعلقة بالألغام ، تماما مثل الكلاب لابد لها من اجتياز الاختبار.
    Tıpkı ilk kez olduğu gibi geldi, doğrudan eldivene kondu, yemeğini aradı. Open Subtitles وقد جاءت لي بنفس جودة المرة الأولى, مباشرةً إلى القفاز,وأنتزعت قطعة اللحم.
    Bu dünyadan Tıpkı geldiğimiz gibi çıplak ve yalnız olarak ayrılacağımız söylenir. Open Subtitles يقولون بأنّنا نترك هذا العالم بنفس الطريقة التى نأتى بها عراة ووحيدين
    Çünkü tüm o çocuklar bana, Tıpkı şu an baktığın gibi bakıyorlar. Open Subtitles 'لأن فتيان الجامعة ينظرون لي بنفس الطريقة التى تنظر بها لي الأن
    Tıpkı elektrik kesilene kadar buzdolabı sesinin nasıl sinir bozucu olduğunu bilmememiz gibi. TED فالأمر يشبه أن ينقطع التيار الكهربائي لتعلم كم كان مزعجًا صوت الثلاجة لديك.
    Severnaya'dakinin aynısı, Tıpkı sizin Yeni Zellanda'daki gizli üssünüz gibi. Open Subtitles هو نسخة مطابقة لسيفرينيا، يشبه أجهزة ارسالكم السرية في نيوزيلندا
    Bir süredir dış kaynaklı Afrika imajları eskimiş olabilir. Afrika evrilmeye devam ediyor, Tıpkı Afrika filmlerinin yaptığı gibi. TED إذ أنه ورغم كون صورتها الخارجية غير معاصرة، فأفريقيا لا تزال في تطور، كما هو الحال بالنسبة للأفلام الأفريقية.
    Çünkü ilacı işleme biçimleri, Tıpkı vücutları gibi, hızla değişir. TED هذا بسبب تغير طريقتهم في التعامل مع الدواء، كما أجسادهم.
    "Bu, Tıpkı bir bilim insanı olup Tanrı'ya inanmak gibi bir şey." Open Subtitles و مازلت تؤمن بالحب انه يبدو كأن تكون عالما و نؤمن بالله
    Sana param parça bir yüz bırakmışlar. Görünüşün Tıpkı... Open Subtitles ما تزال الآثار واضحه عليك انت تبدو ك..
    Evet. Adımı değiştirdim, Tıpkı Yerlilerin bunu hissettiklerinde yaptığı gibi. Open Subtitles نعم غيرت اسمي مثل ما يفعل الهنود عندما يريدون ذلك
    Bir gün sen de böyle olacaksın. Tıpkı hepimiz gibi. Open Subtitles سيحدث لك ذلك فى يوما ما مثلما يحدث لنا جميعاً
    Ve Tıpkı balonun üstüne bir resim çizmişiz de onu şişiriyormuşuz gibi, resim hâlâ aynı resim ama mürekkep tanecikleri birbirlerinden uzaklaşmış hâlde; TED ومثل رسم صورة على بالون، ومن ثم نفخ البالون، فإن الصورة هي نفسها ، ولكن جسيمات الحبر قد تحركت بعيدا عن بعضها البعض.
    Dijital ünlüler, özellikle de yeni projeksiyon teknolojisi ile Tıpkı filmlerdeki gibi olacaklar fakat canlı ve gerçek zamanlı. TED مشاهير رقميون، وخاصة بعد تقنية العرض الجديدة، سوف يصبحون بالضبط مثل الأفلام، ولكن بشكل مباشر.
    Tıpkı tahta bacağa sahip bir korsanın optik eşdeğeri gibi. TED إنه مثل المكافئ البصري لقرصان برجل صناعية.
    Onu rahatsız eden bu. Tıpkı gözüne kaçan bir toz gibi. Open Subtitles وهذا ما يسبب له التوتر, انها مثل الشوكة فى عينه
    Tıpkı hayaletleri Faraday kafesine çekmek için sana yaptığımız hologramdan. Open Subtitles مثل ذلك الوحد الذي صنعناه منك لنستدرج الاشباح لقفص فاراداي
    Tüm insan ırkı birçok yönden Tıpkı benim ailem gibi. TED بل الجنس البشري بأكمله، وبعدة طرق، حاله كحال أفراد أسرتي.
    O kasabadan ayrılmanın ve Tıpkı o gemiler gibi bir kere denize açıldıktan sonra geri dönmemenin hayalini kurdum. TED حلمت بأني سأغادر هذه البلدة، بالضبط كتلك السفن، في حال تم إطلاقها، لن أعودَ مجددا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد