İşiniz bittiğinde vücudu geri getirebilirsiniz ve bir dahaki seansa hazır olur. | TED | لذلك عندما تنتهي، يمكنك اعادة الجسم ومن ثم يكون جاهزا لجلسة أخرى. |
Awol'un vücudu kaçmış yine, ve bir araştırma partisi kuruyoruz. | Open Subtitles | جسده فقط ذهب واختفى ثانيةً ونحن وُضعنا في فريق البحث |
Plastikten yapılmış bir vücudu var ve suyun üzerinde oturuyor. | TED | لديه جسد، جسدها مصنوع من البلاستيك، ويمكث على سطح الماء. |
Size bu zavallı vücudu diğerlerini kurtarmakta kullanmanız için yalvarıyorum. | Open Subtitles | أطلب منك أن تستخدم هذا الجسد المسكين كطعام لتغذية الآخرين. |
Bizimkine çok benzeyen bir vücudu vardı... ...ve insan olmanın eşiğindeydi... | TED | لديه جسد مشابه جدا لجسدنا، وكان على أعتاب أن يصبح إنساناً. |
Brad öldü. vücudu parçalandı. Tanrı bilir nasıl o hale geldi. | Open Subtitles | براد مات و جسمه تشوة و الله يعرف كبف جدث هذا |
Bir prenses görmüş, yıkanan... muhteşem vücudu, tepeden tırnağa, su damlalarıyla parlıyormuş. | Open Subtitles | ورأى أميرة، تستحم.. جسمها جميل، من الرأس وحتى القدمين، تتلألأ بقطرات الندى. |
Bu Nakamura özel bir cyborg vücudu siparişi mi verdi ? | Open Subtitles | هل ذلك الرجل ناكامورا لديه طلب خاص من الجسم الموصول ؟ |
Taklitçi yaratık öldüğünde vücudu gerçek şeklini alacak,o zaman anlayacağız. | Open Subtitles | عندما نقتل ذلك المحتال فإن الجسم سيتحول إلي هيئته الحقيقية |
Havercamp 'in söylediğine göre insan vücudu dışında yalnız bir kaç dakika yaşayabiliyormuş. | Open Subtitles | حسناً، لقد قالت هافركامب، بانه لا يستطيع العيش خارج الجسم إلا لعدة دقائق |
Ama vücudu toprakla o kadar güçlü kaynaşmışken küçük bir hareket onu öldürebilir. | Open Subtitles | و لكن جسده مُطمر بعمق تحت الأرض بحيث أى حركة على الإطلاق ستقتله |
Yukarıya kaldırıldı ve kalkarken vücudu aşağı büküldü tüm ağırlığı ayağındaki çiviye bindi. | Open Subtitles | يثبته ليمنع جسده من التدلي لقد وضعو كامل ثقله على مسمار صغير بقدميه |
vücudu, dünyaya ilk geldiği ölüme yakın haline geri dönüyor. | Open Subtitles | بالمنطق أجل جسده يستعيد الحالة المميته التي أتى للعالم بها |
O zevk için, onun zihin , vücudu ile zevk sağlamak gerekiyor değil. | Open Subtitles | ،وهي بحاجة إلى تحقيق المتعة مع جسدها وليس مع خيالها، من أجل المتعة |
Kadının vücudu bir yana, asıl o bakışları yok mu. | Open Subtitles | لم يكن جسدها فقط انها كانت طريقتها في النظر إلي |
Bu kadar kasıntı olma. İnsan vücudu güzeldir ve hayran olunmalıdır. | Open Subtitles | لابد أن تنصتي, الجسد البشري شيء جميل, لابد أن نعجب به |
Eminim, vücudu kesip açmanın dışında pek çok yeni heyecan verici teknik vardır. | Open Subtitles | أعني , لا بد أن يكون لديكم تقنية جديدة بدون شقّ الجسد ؟ |
Sadece şu an siz Glenn Gould'un piyano çalan vücudu içindesiniz ve parmaklarınız kararları veriyor gibi hissediyorsunuz ve bütün süreç boyunca hareket ediyorlar. | TED | عدا أنك داخل جسد جلين جولد و تقوم بالعزف, و تشعر و كأن أصابعك هى التى تتحرك من تلقاء نفسها خلال عملية العزف كلها. |
Kadınların vücudu hakkındaki büyük sorunu düşünün. Bu konuda ne yapmak lazım? | TED | وبالنظر الى مشكلة جسد المرأة وتسلعيه فمالذي يمكن القيام به .. ؟ |
Dr. Bailey. Bu adamın vücudu üçüncü derece yanık içinde. | Open Subtitles | لدى هذا الرجل حروق من الدرجة الثالثه تغطي نصف جسمه |
Eğer yeşil boya vücudu terk etmediyse kahverengi olması için ne renk gerekir? | Open Subtitles | إن كانت الصبغةُ لم تغادر جسمها أساساً فما الذي نجمعهُ للأخضر فيعطينا البنّي؟ |
Tamam. Herkes dağılsın vücudu parçalamak için keskin kayalar arayın. | Open Subtitles | حسنا,فليفترق الجميع بحثا عن بعض الصخور الحادة لنقطع الجثة بها |
Bekçi suya çekildiğinde, parçalanan vücudu insan ırkı tarafından sürekli acıya maruz bırakılan bir yaratığın şiddetli intikamını kanıtlar nitelikteydi. | Open Subtitles | عندما اللعبة السجان تم سحب الشاطئ, جثته المشوهة يمثل الانتقام العنيف من مخلوق التي عانت الاعتداء المستمر من البشر. |
Kalın dudakları, çirkin vücudu, nemli ve yakaran bakışlarıyla onu itici buluyorsun. | Open Subtitles | تجدينه مقيتًا، بشفتيه الممتلئتين وجسده القبيح وعينيه المتضرعتين إليك |
Bir vücut mimarı olarak, insan vücudu beni büyülüyor ve onu nasıl değiştirebileceğimin yollarını arıyorum. | TED | وكمصممة اجسام ، فأنا مفتونةٌ بجسد الإنسان وأبحث في كيفية تغييره. |
İnsan vücudu hakkında bildiğimiz her şeye rağmen, hâlâ bazı garip ve süregelen gizemler mevcut, plasebo etkisi gibi. | TED | وعلى الرغم من كل ما نعرفه عن جسم الإنسان، لا تزال هناك بعض الأسرار الغامضة، مثل تأثير العلاج الوهمي. |
Beni oraya robot vücudu içinde götürmelisin. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَأْخذَني الي الجسمِ الآليِ |
Morarmış bir kadın vücudu görmekten keyif alan tek adamsın. | Open Subtitles | انت الوحيد الذى يستمتع من جسداً ملئ بالإنتفاخات مثلى |
Biliyor musun, bir sonraki sefere mükemmel vücudu olan bir mankenle gelirim. | Open Subtitles | يجب ان اعود في المرة القادمة مع عارضة ذات قوام مثالي |