yapacak çok işin ve kendine sorman gereken bir sürü soru var. | Open Subtitles | لديك الكثير من العمل لتنجزه و لديك الكثير من الأسئلة لتسأل نفسك |
Pekala millet hadi bakalım yapacak çok işimiz ve az vaktimiz var. | Open Subtitles | حسنٌ، الكل يخرج ما لديه لدينا الكثير لفعله و الوقت ضيق لإتمامه |
yapacak çok işimiz var. Bizi bekleyen büyük bir temizlik operasyonu var. | Open Subtitles | لدينا الكثير للقيام به لدينا عملية تنظيف كبيرة |
Seni yalnız bıraksam iyi olacak. yapacak çok işin olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعتقد أننى سأدعك تذهب الآن لابد أن عليك الكثير لتفعله |
Dağıtım tarafında, bununla beraber, bir dünya olarak, yapacak çok şeyimiz var. | TED | لكن على جانب التوزيع، نحن كعالم، لدينا الكثير لنفعله. |
İşe dönün, beyler! yapacak çok işimiz var. | Open Subtitles | عودوا إلى العمل أيها الرجال، أمامنا الكثير من العمل |
Kendine gelmelisin. yapacak çok işin var. | Open Subtitles | عليك أن تتمالك نفسك، أمامك عمل كثير لنقوم به |
O parayla yapacak çok şeyimiz var. | Open Subtitles | نعم لدينا أمور كثيرة لنفعلها بهذا المال |
Bu gece yapacak çok işimiz var, oğlum. | Open Subtitles | لدينا أمور كثيرة نقوم بها الليلة, يا بني |
Yapamazsın. Bizden birisin ve daha yapacak çok işimiz var. | Open Subtitles | لا يمكنك، أنت واحدة منا وثمة الكثير من العمل لإنجازه |
yapacak çok işimiz var. | TED | لدينا الكثير من العمل الذي يتعين القيام به. |
Meslektaşlarım ve benim yapacak çok işimiz var. | TED | تبقى الكثير من العمل لفعله بالنسبة لي وزملائي. |
İkincisi daha yapacak çok şey olduğu. | TED | الرسالة الثانية هي أنه لا زال هناك الكثير لفعله. |
Aurora gibi bir yerde yapacak çok bir şey yoktur, bu yüzden her ne yapıyorsanız bunu çok yaparsınız. | Open Subtitles | ليس هناك الكثير لفعله في مكان مثل أورورا لذا ما تفعلونه تكثرون من فعله |
Bak, bugün onlarla görüşemem. yapacak çok işim var. | Open Subtitles | انظر , لااستطيع ان اراهم اليوم لدي الكثير للقيام به |
Çok isterim ama yapacak çok işim var. | Open Subtitles | أنا أحب بعض، ولكن ليس لدي سوى الكثير للقيام به. |
Joey, bugün yapacak çok işim var. Ne istiyorsun? | Open Subtitles | جوي، النوع الأول من لديها الكثير لتفعله اليوم. |
yapacak çok işimiz var o yüzden direkt sadede... | Open Subtitles | حسنا لدينا الكثير لنفعله .لذا من الأفضل أن نخدل في الموضوع مباشرة |
Hala yapacak çok işimiz var | Open Subtitles | لا يزال أمامنا الكثير من العمل لنفعله. |
Tamam, yapacak çok işimiz var. | Open Subtitles | حسناً، لدينا عمل كثير لنقوم به |
- Cuma günü yapacak çok iş var. - Aynen. | Open Subtitles | لديّنا أشياء كثيرة لنفعلها يوم الجمعة- نعم- |
Bu gece yapacak çok işimiz var, oğlum. | Open Subtitles | لدينا أمور كثيرة نقوم بها الليلة, يا بني |
Ağustos ayındaki resitalimize hazırlanmak istiyorsak yapacak çok işimiz var. | Open Subtitles | حسناً، لدينا الكثير لنقوم به إن أردنا أن نجهز لعرضنا في أغسطس. |
- yapacak çok işimiz var. | Open Subtitles | -كيف يسير الأمر ؟ -ثمة عمل كثير علينا القيام به |
yapacak çok işim var. | Open Subtitles | لديّ عمل كثير لأقوم به |
yapacak çok işimiz var. | Open Subtitles | أمامنا عمل كثير نؤديه |
Ne isterse yerine getirilsin. Gel, yapacak çok işimiz var. | Open Subtitles | فلتحقق له ما طلبه, هيا,لدينا عمل كثير نقوم به. |
Bazen, çevreme bakardım ve yapacak çok fazla iş görürdüm. | Open Subtitles | أحياناً أنا أَنْظرُ حول مكانِي، وكان هناك فقط كثيراً ليَعمَلُ. |