burada; onun bileklerini kestiği, ve onu bulduğunda çoktan ölmüş olduğu yazıyor. | Open Subtitles | إنها تقول إنه قطع معصميه و كان ميتاً بالفعل عندما عثرت عليه |
Kesinlikle yeni yıl için bunlardan bir tane alıyorum. Kapıda ne yazıyor? | Open Subtitles | وحصلت على واحدة من هذه من أجل عيد الميلاد ماذا تقول اللافتة |
O vahşi salakları, uyuduğumuz odanın yanında tutmamız gerektiği nerede yazıyor? | Open Subtitles | و يقول يجب أن نبقي أولئك الأموات بقرب مكان نومنا ؟ |
- Bir Picasso'yu tanıyacağını zannetmiyordum. - Tabiki tanırım. Burada yazıyor. | Open Subtitles | لم أعرف بأنّك عرفت بيكاسو متأكّد أنا افعل ما يقول هنا |
Her projeye büyük bir karton kutu veriyor, kutunun üzerine projenin adını yazıyor. | TED | إنها تعطي كل مشروع صندوق كرتون كبير، تكتب اسم المشروع على جانب الصندوق، |
Bir yerde bu bombanın neyden yaratıldığı yazıyor mu? Bolca baryo... | Open Subtitles | هل مذكور في أي مكان أن القنبلة تصنع الكثير من غير |
Johnny Squares de listede. Adı yanında ne yazıyor gördün mü? | Open Subtitles | جوني سكويرز كان على القائمة أيضاً أرأيت ماذا كتب بجانب اسمة؟ |
Dosyada bunların, vücudunun biyonikleri reddetmesini önlemek için tasarlandığı yazıyor. | Open Subtitles | الملفات تقول انها مصممة لجعل جسمك لا يرفض الأجزاء الآلية. |
Bu notta, kutuyu yarın gelecek olan Gabe Lewis'e saklamamız gerektiği yazıyor? | Open Subtitles | تقول هذه الملاحظة أن نترك الصندوق جانبا لجايب لويس والذي سيأتي غدا؟ |
Burada, çıkmanıza izin vermeyeceğimiz gibi, size istediğimizi yapabileceğimiz yazıyor. | Open Subtitles | تقول أنه يمكننا حجزك للأبد ومن حقنا القيام بما نشاء |
Bütün dergiler böyle yazıyor. 15 yıl sonra ne isteyeceğimizi bilmiyorum. | Open Subtitles | في كل مجلة تقول نحن بالكاد نعرف ماسنريد خلال 15 سنة |
Ayrıca, Chris Christie'nin bloğunda buranın krepinin en iyisi olduğu yazıyor. | Open Subtitles | ايضا مدونة كريس كريستي تقول ان الفطائر المحلاة هنا هي الافضل |
Doğru Bay May-Kim. Ama Kim Kitabı'nda şu da yazıyor: | Open Subtitles | صحيح يا سيد رئيس البلدية لكن كتاب الهو يقول أيضاً |
Bağışıklık sistemini güçlendirmek için hastayı yüksek basınçlı oksijen çadırına koymak nerede yazıyor? | Open Subtitles | لا يوجد قانون يقول أنه يجب وضع المريض أكسجين لعلاج مشاكل جهاز المناعة |
Lissy'ninkinde: "Dönüşte sana ne getireyim? Sevgiler, baban. " yazıyor. | Open Subtitles | والخاص بليزي يقول ماذا تريدين ان احضر لك من الرحله |
- Daktilodan sesler geldiğini duydum. Sürekli aynı şeyi yazıyor. | Open Subtitles | لقد سمعتُ المفاتيح تكتب بمفردها إنّها تستمرّ بكتابة نفس الرسالة |
Tamam, bir dakika içinde orada olacağım. Burada özel okula gittiğin yazıyor. | Open Subtitles | نعم، سأذهب إلى هناك بعد دقيقة، مذكور هنا بأنّكَ ارتدتَ مدرسة خاصّة |
Adam kendi mezarını kazmaya hazır, intihar notunu bile yazıyor. | Open Subtitles | هو فرح بحفر قبره بنفسه حتى أنه كتب مذكرة أنتحار |
Ne yazıyor burada? Ne yazıyorsa yazıyor. Tanıyacak mısın sanki? | Open Subtitles | ما المكتوب على الشاهدة؟ مكتوب ما هو مكتوب, وماذا يهمك؟ |
Yeni bitti. Bir şey soracağım. Sandviçin üstünde "kahraman" yazıyor. | Open Subtitles | دعني أسألك عن هذه الساندوتش إنهم يقولون أنه تدعى البطل |
Mim, burada Ohatsworth, Oalifornia'da yaşadığın ve... iki çocuğun olduğu yazıyor. | Open Subtitles | ميم ، يقال بأنك تقيمين بتشاتسورث بكاليفورنيا وأن لديك ستة أطفال |
İlanlarda şu yazıyor: " Rusty Parker'ı görmek için Danny McGuire'a gelin." | Open Subtitles | هذا ما تقوله الإعلانات ، تعال إلي داني ماجوير لتشاهد راستي باركر |
Sanki son nefesinde, parmağını kendi kanına batırıyor ve katilin adının baş harfini yazıyor. | Open Subtitles | ببساطة لا اعرف, قد تكون من فعلها وهى تموت لقد كتبت باطراف اصبعها وعليه دمها |
Bu şişelerin içinde şüpheli bir madde yok. Şişede ne varsa etikette onun adı yazıyor. | Open Subtitles | لا يوجد دليل غير قابل للدحض في هذه الزجاجات ما هو مكتوب على الملصق موجود في الزجاجة |
onbinlerce insan 30 gün içinde kendi 50,000 kelimelik romanının başlangıç kısmını yazıyor. | TED | عشرات الالاف من الاشخاص يحاولون كتابة روايتهم المكونة من 50000 الف كلمة يبداونها من الصفر في 30 يوما. |
Farklı zamanlarda, farklı yerlerde. Sanki evrenin her yerinde bu yazıyor. | Open Subtitles | ،أزمنةٍ مختلفة، وأماكن مختلفة . كأنه مكتوبٌ في كل أرجاء الكون |
Çünkü, gerçek orada yazıyor, eğer sözcüklerin ardına bakarsan. Beyaz adamın söylediği her şeyi alıp, aleyhine kullanmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تأخذ كل ما يقوله الرجل الأبيض و تستخدمه ضده |
Kitabın bir yerinde yaşlanmanın, tedavi edilebilir bir hastalık olduğu yazıyor. | Open Subtitles | يَقُولُ بطريقة ما بأنّ العُمرِ مرض، مرض يُمْكِنُ أَنْ يُعالجَ. |