ويكيبيديا

    "yeşil" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أخضر
        
    • الاخضر
        
    • الخضراء
        
    • اخضر
        
    • الأخضر
        
    • الخضر
        
    • خضراء
        
    • جرين
        
    • غرين
        
    • بالأخضر
        
    • خضرة
        
    • أخضراً
        
    • خضر
        
    • الإقامة
        
    • الخضرة
        
    İşte burada. Bu dünyanın en büyük yeşil çatısı, 4.2 hektar. TED هذا هو. إنه أكبر سقف أخضر في العالم، عشرة أفدنة ونصف.
    Hologram burada, yeşil ışık geçiyor, işte bu da beynimiz. TED صورة ثلاثية الأبعاد هنا وضوء أخضر يتخللها، هذه هي أدمغتنا،
    Barmen bize iki "stinger" daha. Bu seferki yeşil naneli olsun. Open Subtitles بارمان, هذه المرة, احضر لنا كأسين سترينرز وضع فيهما نعناع أخضر.
    Benim bir diğer favori çözümüm de yeşil karbon piyasasının oluşturulması. TED المفضلة الاخرى كانت كحل بالنسبة لي هو انشاء اسواق الكربون الاخضر
    Ve South Bronx'daki çocuklarım ilk uluslararası yeşil çatı konferansında temsil edildi. TED وطلابي في جنوب برونكس كانوا المتحدثين في أول مؤتمر عالمي للأسقف الخضراء.
    Bu daha büyük ve sevimli bir bahçe, yumuşak yeşil çimleri olan. Open Subtitles هذه اكبر مساحة واجمل بكثير من تلك .التي بها عشب ناعم اخضر
    Öğrenciler bize gece yataklarına gittiklerinde yeşil tik işaretini hayal ettiklerini söylüyorlar. TED الطلاب يخبروننا انه حين يذهبون الى الفراش ليلاً يحلمون بذاك الرمز الأخضر.
    Özellikle kel ve yeşil makyaj yapanlardan ve çirkin maske takanlardan. Open Subtitles خصوصاً الصلع مع تبرج أخضر الذين يرتدون أقنعة على وجوه قبيحة
    Sen yeşil olursun, bunca adam gelip seni öldürür... ben de otopsi yaparım. Open Subtitles اذا تحولت الى رجل أخضر سيأتي كل هؤلاء الرجال لقتلك وأنا أُشرّحُ الجثّةَ
    Otlar nasıl canlı ve diri! Ne kadar da yeşil! Open Subtitles انظروا كم يبدو العشب أخضر و طري كم هو أخضر
    Onu buraya getirmeden önce parmaklarında koyu yeşil mürekkep varmış. Open Subtitles كان لديه حبر أخضر قاتم على أصابعة قبل أن نحضره
    Bu bütün yeşil çay ve balık yağları buradan, dostum. Open Subtitles الأمر كله شاي أخضر وزيت السمك من الآن وصاعداً يارفيقي
    Kanı yeşil akan bir eğlence katilisin. Belki de buradan ışınlanmanın vakti gelmiştir. Open Subtitles حسناً، أنت قاتل مرح أخضر دموي ربما حان الوقت أن تنتقل من هنا
    4 yaşında iken, yeşil keçeli kalemle her yerini karalamıştın. Open Subtitles لقد رسمتي عليها باللون الاخضر عندما كنت بالرابعة من عمرك
    Her neyse, yalnızca yeşil ışığın sana tekrar yandığını söylemek istedim. Open Subtitles على اي حال أردت ان تعرفي انك منحت الضوء الاخضر مجددا
    İkizler Ayemenem'e yetişkin olarak döndüğünde yeşil Devrimin sonuçları her yerdeydi. TED عندما يعود التوأم إلى أيمينيم كبالغين، تدور أحداث الثورة الخضراء حولهما.
    yeşil saçlı bir palyaçonun arkasına yeşil bir duvar koyamazsın! Open Subtitles لا تستطيع وضع جدار اخضر خلف مهرج ذى شعرٍ اخضر.
    Hayır, aksine benim bu elim denizleri kızıla boyayacak, yeşil suları kızıla çevirecek. Open Subtitles كلا بل هي يدين ستكثر من بحار الأحمر القاتم محولةَ الأخضر إلى أحمر
    Ve bu gönüllüler ve öğretmenlerle birlikte yeni küresel yeşil bir nesil meydana getirmek için derin bir şekilde bağlıydılar. TED المتطوعون والمعلمون مع بعضهم البعض ملتزمون بشدة بخلق جيل جديد من القادة العالميون الخضر.
    Bir dolarlık yeşil fasülye yetiştirmek size 75 dolar değerinde ürün vereceğinde. TED بينما فاصوليا خضراء بقيمة دولار واحد ستنتج لنا محصولاً بقيمة ٧٥ دولاراً.
    SPECTRE Kırmızı, SPECTRE yeşil, yakına vuruyorsun. Open Subtitles سبيكتر رد وسبيكتر جرين أنتم تطلقون قريباً جداً
    Eminim yeşil kart bu ülkede işlerini kolaylaştırırdı. Open Subtitles أنا متأكد أن لديه غرين كارد ستجعل له الأمور أسهل في هذا البلد
    Komutan'ın odası yeşil boyalı ve duvarında büyük bir bayrak mı var? Open Subtitles هل مكتب القائد مطلي بالأخضر و هنالك علم كبير على الحائط ؟
    Genç kuşakların daha yeşil bir dünyada yaşama yetisinden ödün vermeden, müşterilerimin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimi hissediyorum. TED أشعر أن بإمكاني الوفاء باحتياجات العملاء دون المساس بقدرة الأجيال المقبلة على العيش في مستقبل أكثر خضرة.
    Doğa tarafından herhangi bir sebep için denizanaların yeşil parlaması için, ya da örnek olarak, istila eden bir virüsün protein kodunu fark edebilmek için evrildiler. TED تطورت من الطبيعه حتى تمكّن قنديل البحر من أن يتوهج أخضراً لسبب ما أو بهدف الكشف عن الشفره الوراثيّه لفيروس معدي مثلاً
    Bürosunda kullanabileceği yeşil Kızılderili'yi de alsın. Open Subtitles أعني لو تطلب الأمر هنود خضر للتماشي مع المكتب
    O kadar su tutuyorum ki, yeşil kartını almak için boyumca yüzmen gerekecek! Open Subtitles أجل، وأنا أختزن كمية كبيرة من الماء عليكِ أن تسبحي عبرها لتحصلي على الإقامة الدائمة
    Bu, şu yeşil yosunsu balçıkla kaplanmakta olan Brittany kıyısından. TED من بريتني الساحلي والذي أصبح مغطى بهذه الخضرة وحل الطحلب

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد