Sonunda şirket, uzun dönem yeniden yapılanma hakkında açık bir biçimde konuşmaya hazırdı. | TED | شركة المرافق كانت مستعدة أخيرًا للتحدث بثقة حول إعادة التطوير على المدى البعيد. |
Bu süreci bir başlattığınızda, aslında, bir önceki fermente edilmiş sıvıyı yeniden değerlendirebiliyorsunuz. | TED | وبمجرد أن تجعل العملية تستمر، يمكن في الواقع إعادة تدوير السائل المخمر السابق. |
Ancak yine de onu, yeniden göreceğim an için yaşıyordum. | Open Subtitles | ثم , اعيش حتى اللحظة التى سوف اراه فيها ثانية |
Herkül, köyümüze yeniden can getirdin. Her şeyi sana borçluyuz. | Open Subtitles | هرقل، أعطيت الحياة لقريتنا ثانيةً نحن ندين لك بكل شيء |
Bu noktada faj, bakteriyi bir sürü yeni faj üretmesi için yeniden programlar. | TED | في هذه المرحلة، تقوم العاثية بإعادة برمجة البكتيريا لإنتاج الكثير من العاثيات الجديدة. |
Ve bu süreçte, plastik endüstrisinin plastik malzemeleri üretme yöntemini yeniden yapılandırdık. | TED | وخلال هذه العملية بدأنا في إعادة كيفية قيام مصانع البلاستيك بصنع البلاستيك |
Ananth, süreçlerin yeniden yapılandırılması üzerinde çalışan çok başarılı bir iş adamıydı. | TED | كان أنانيث رجل أعمال فائق النجاح عمل على إعادة هيكلة إدارة الأعمال. |
Teknolojinin, sağlık hizmetlerini oyunu değiştiren bir ölçekte yeniden keşfetmeye yardımcı olma zamanı. | TED | حان وقت التكنولوجيا لأن تساعد في إعادة تقديم الرعاية الصحية على نطاق متغير. |
Şimdi size bu uzuvları yeniden oluşturmayla ilgili daha önemli özellikler göstereceğim. | TED | سأعرض عليكم الآن بعض الخصائص المهمة عن إعادة توليد الأطراف خلال لحظات |
Görevi güveni yeniden inşa etmek olarak belirlemek, bence bazı şeyleri geriye götürüyor. | TED | أعتقد أنّ وضع مهمة إعادة بناء الثّقة نصب أعيننا ستكون له نتائج عكسيّة. |
Bugün yapay zekâ ve insanoğlunun nasıl birlikte var olabileceğinden konuşacağım ama öncelikle insani değerlerimiz hakkında yeniden düşünmeliyiz. | TED | سأتحدث حول كيف يمكن أن يتعايش الذكاء الاصطناعي والجنس البشري، ولكن أولاً، يجب علينا إعادة التفكير في قيمنا الإنسانية. |
Hayır, müziği kalsın. Belki bir gün yeniden çalışmak isterim. | Open Subtitles | لا, ليست موسيقاها ربما ارغب لاحقا فى دراسة الموسيقى ثانية |
! Onu doldurmak 1 saatimi almıştı. Şimdi yeniden yapmak zorundayım! | Open Subtitles | لقد أستغرقت ساعة فى أحضاره والآن على أن أفعل ذلك ثانية |
Lütfen beni tekrar evladın kabul et. yeniden deneyemez miyiz? | Open Subtitles | رجاءً , أرجعنى إليك ألا يمكننا أن نحاول ثانية ؟ |
Onlardan kurtulmak için ne kadar uğraşırsanız uğraşın sürekli yeniden ortaya çıkarlar. | Open Subtitles | و مهما كانت محاولتنا شديدة للتخلص منها فإنهم دائماً يحتاجون للقص ثانيةً |
Yaptığım şeyi unutmak ve yeniden uyuyabilmek için biraz zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | لذا سيلزمني بضعة من الوقت لنسيان ما فعلته عندها يمكنني النوم ثانيةً |
Daha sonra hava soğuyup geri geldiğinde, tekrar süngerden ısı çekerek ısınıyor. Yani enerjinizi 5-6 kere yeniden kullanıyorsunuz. | TED | قم حين يعود الهواء بعد تبريده تأخذ تلك الحرارة من جديد فتقوم بإعادة استخدام الطاقة خمس أو ست مرات |
Şimdi bildiğiniz gibi beyler, Eve (Havva) yeniden yaratıldı dondurulmuş bir laboratuvar embriyosundan. | Open Subtitles | والآن، كما تعرفوا، أيها السادة المحترمون فحواء أعيد تخليقها من جنين مختبر مجمد |
yeniden kemoterapi alıyormuş. Mesele bu anlıyor musun? Ne kadar boktan birşey. | Open Subtitles | وهي تخوض في جولة جديدة من العلاج الكيميائي، وهذا هو الأمر، صحيح؟ |
Beni sadece gidersen incitebilirsin. Pes etme. yeniden pes etme. | Open Subtitles | لن تؤذي أحداً إلّا برحيلكِ، لا تنسحبي الآن، ليس مُجدداً. |
Ölümle yüzleşiyor ve muhtemelen ölüyor bile sırf yeniden doğabilmek için. | TED | أنه يواجه الموت، وربما حتى يموت فقط لكي يولد من جديد. |
Annem mutfağı yeniden yaptırmıştı; o gün dışarı çıkmıştı. | TED | وكانت والدتي قد جددت المطبخ وكانت خارج المنزل يومها بعد أن أعدت لنا فطيرة التونا |
Onbeş yıl boyunca çocuklarım ile yeniden bağlantıya geçmenin hayaliyle yaşadım. | Open Subtitles | طوالَ 15 عاماً و أنا أحلمُ بإعادةِ التواصلِ مع أطفالي مجدّداً. |
yeniden evlenmek istiyorum ve çift evlilik yapmaya niyetim yok. | Open Subtitles | انا اريد الزواج مرة اخرى,ولا اريد ان اكون متعددة الأزواج |
Bacağı yerine gelmiş gibi hissediyordu, vücuduna yeniden kavuşmuş gibi. | TED | إنه يشعر وكأنه عاد لقدمه، وأن جسمه قد عاد إليه. |
Pekâlâ, başka bir akşama yeniden yer ayırtmak ister misiniz? | Open Subtitles | حسناً ، هل ترغب في أعادة الحجز في ليلة أخرى؟ |
Fakat aynı zamanda biz Arab mirasıyla da yeniden bağlantı kuruyoruz. | TED | ولكن في نفس الوقت نحن نعيد الارتباط ونؤكد اهمية تراثنا العربي. |