ويكيبيديا

    "yiyecek" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الغذاء
        
    • للأكل
        
    • الطعام
        
    • لتأكله
        
    • الغذائية
        
    • غذاء
        
    • طعاماً
        
    • ستأكل
        
    • تأكل
        
    • لنأكله
        
    • بالطعام
        
    • للطعام
        
    • سيأكل
        
    • تأكله
        
    • نأكله
        
    Bu yiyecek 2.0 dır, ürettiğiniz yiyeceği başkaları ile paylaşma amacınız vardır. TED هذا هو الغذاء 2.0 حيث يمكنك إنتاج الغذاء بهدف مشاركته مع الآخرين
    Pek çok kadın ve çocuk var. Tek istedikleri yiyecek, Tanrı aşkına! Open Subtitles هناك الكثير من النساء و الأطفال بينهم، كل ما يريدونه هو الغذاء
    - Çevir sesi var. - Bakalım yiyecek bir şey var mı? Open Subtitles ـ توجد حرارة ـ لنرى ما إذا كان هناك أي شيء للأكل
    Bazıları ise hala beraber vakit geçirmekten keyif alacaklar her ikisi de artık katı yiyecek çiğneyemedikleri zaman bile. TED وبعضهم سوف واصلون استمتاعهم بصحبة بعضهم البعض عندما لا يكون اياً منهم قادر على مضغ الطعام الصلب بعد الاَن
    Tatlım, burada olmamam gerektiğini biliyorum ancak sana yiyecek bir şeyler getirmeyi düşündüm. Open Subtitles حبيبي اعلم بانه لاينبغي علي التواجد هنا لكنني اعتقدت بان اجلب شئ لتأكله
    Bu arada, palmiye yağı binlerce yiyecek ürününde bulunuyor. Her gün yiyoruz. TED بالمناسبة، يُدرجُ زيت النخيل في آلالاف من المنتوجات الغذائية التي نتناولها يوميًا.
    Bu da bana yanınızda yiyecek birşeyler olup olmadığı sorusunu hatırlatıyor. Open Subtitles من ما يُذكّرُني أنا لا أفترض بأنه لَديكى أيّ غذاء ؟
    Dokuzuncu yaş günümde ailem bana yiyecek bir şey bile verememişti. TED بعيد ميلادي التاسع، والداي لم يستطيعوا أن يقدمون إلي طعاماً لآكله
    Eğer diğer mikrop türlerini kullanırsanız, petrol ve ham petrol yiyecek. TED لو استخدمتم نوعاً أخر من الميكروبات، ستأكل حيوية البترول والبترول الخام.
    Pek çok kadın ve çocuk var. Tek istedikleri yiyecek, Tanrı aşkına! Open Subtitles هناك الكثير من النساء و الأطفال بينهم، كل ما يريدونه هو الغذاء
    JUDENRAT Yahudi Heyeti; iş ekipleri, yiyecek ve k0nut k0nularında Krak0w'da rejimin emirlerini yerine getirmekten bizzat s0rumlu 24 seçilmiş Yahudi'den Open Subtitles يتكون المجلس اليهودي من 24 عضو يهودي مختارين لهذه العمل ولادارة ما يخص العمل و الغذاء و الاسكان و تقديم الشكاوي
    Birisi havalandırma sisteminden duruşma salonuna doğru giden yiyecek izleri bırakmış. Open Subtitles شخص ما ترك أثر الغذاء فى نظام التهوية المؤدى لقاعة المحكمة
    Bu gezegende etten başka güzel yiyecek olmaması benim suçum değil! Open Subtitles ليس خطأي أنه لاشيء أفضل للأكل على هذا الكوكب إلا اللحم
    Neyse ki, bu ağaçlıklar, onları yırtıcılardan korkuyor ancak şu anda, burada yiyecek çok fazla bir şey yok. Open Subtitles لحسن حظها، تحافظ هذه الغابات عليها آمنة من المفترسين لكن في الوقت الحالي لا يوجد طعام وفير للأكل هنا
    Fakat bu yolcuğunun uzunluğunun kendilerinin yiyecek ve su kaynaklarını zorlayacağını biliyorlardı. TED ولكن كانوا يعرفوا طول هذه الرحلة قد ينزف مخزوناتهم من الطعام والماء
    Size yiyecek bir şeyler hazırlayacağım, Sanırım karnınız açtır. Open Subtitles . في هذه الأثناء ، سأعد لك شيئاً لتأكله أتصور أنك جائع
    _ Yerel haberler, Kirmizi bolgedeki Son yiyecek kitligi dalgasi Open Subtitles و فى الأخبار المحلية , أخر موجة من المعونات الغذائية
    Wraith'lerin yiyecek deposunu yoketme adına Çoğalıcılar herbir insan kolonisini yokediyorlar. Open Subtitles في تعدي صارخ للتخلص من مصادر غذاء الريث. لا نستطيع الانتظار.
    Ama dairesi yiyecekle doluydu. İyi yiyecek değil, ama temel gıdalar. Open Subtitles لكنّ بيته كان ممتلئاً بالطعام ليس طعاماً صحياً، لكن معيشة أساسية
    Doğru mikropları seçerseniz, mikroplar algleri yiyecek. TED لو اخترتم الميكروبات المناسبة، ستأكل الميكروبات الطحلب.
    Bir ayrıntı. Bu işte yiyecek var. Yemek istemiyor musun? Open Subtitles هذا تفصيل، هدفنا هو الطعام أتريد أن تأكل أم لا؟
    Saat beşi geçerek gelirim. yiyecek bir şeyler de getiririm. Open Subtitles سأعود قبل الساعة الخامسة وسأحضر معي شيئا لنأكله
    Civar bölgelerdeki insanlar gelip yiyecek, bilgi, makine parçası alışverişi yapıyorlar. Open Subtitles . الناس من كل الاقليم يتجارون بالطعام وبالمعلومات وباجزاء من الات
    Sadece diğer tüm hayvanlar uyurken kısaca yiyecek arayıp dönerdi. Open Subtitles تخرج للطعام سريعا ، فقط عندما تخلد باقي الحيوانات للنوم
    Sen, leopar onu da yiyecek diye düşünüyorsun, değil mi? Open Subtitles وأنتم تفكرون بأن شبل النمر سيأكل البابون الرضيع أليس كذلك؟
    T.J., neden mutfağa gidip yiyecek bir şeyler yapmıyoruz ve belki Simon da bizimle gelir? Open Subtitles تي جي لما لاتذهب الى المطبخ واعمل شيئ تأكله وربما سيأتي سيمون معنا
    yiyecek almaya çalışıyorsun... ve pislik herifin teki bir satırla üstüne yürüyor. Open Subtitles أحاول الحصول على شىء نأكله ويأتى ابن العاهرة يهاجمنى بساطور

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد