"أحضرته" - Translation from Arabic to Turkish

• getirdim
• getirdin
• aldım
• aldın
• getirdiğim
• getirdiğin
• aldığım
• getirdi
• almıştım
• getirdiği
• getirmiştim
• getirmiş
• aldığın
• aldığımı
• getirdiğiniz

Bugün onu karşınıza bu suçlarının hesabını vermesi için getirdim.
لقد أحضرته هنا اليوم أمامكم لكي يجيب على تلك التهم

Bu konulara ilginizi bildiğimden onu yanımda getirdim.
أعرف إهتمامك بهذه الاشياء وقد أحضرته معى

Onca zaman ortalıkta yoktun ve sadece marşmelov mu getirdin yani?
لقد اختفيتَ طوال ذلكَ الوقت وكلّ ما أحضرته حلوى الخطمي ؟

Pekâlâ, senin olduğunu varsayalım. Ama neden onu okula getirdin ki?
, لنفترض أنه طفلك لكن لماذا أحضرته إلى المدرسة

Bak bugün bebek için ne satın aldım. Ne şeker değil mi?
يا عزيزي انظر ما الذي أحضرته للطفل انظر إليه أليس ظريفاً ؟

Sekiz ay önce aldın ve bana söylemedin mi?
أحضرته قبل ثمانيه اشهر ولم تخبر احد عن ذلك؟

Bu, benim eve getirdiğim o korkunç şeyden kaçma yerleri.
إنها مهربهم من الشئ المروع الذي أحضرته أنا إلى المنزل

Senin getirdiğin çek karşılıksız çıkmış. O çeki veren seni aldatmış.
الشيك الذي أحضرته بدون رصيد لقد خدعك الرجل الذي أحضرته منه

Onu hava alanından mümkün olduğu kadar hızlı getirdim.
أحضرته من المطار بأسرع ما بالإمكان الأحمق طار كل الطريق في هذه العاصفة

Masanızı tamir edip getirdim.
انتهى مع الجدول الخاص بك. أحضرته مرة أخرى. يتم تجريد كل شيء، وأنه هو قطعة جميلة من العمل.

Ama sonra onu daha önce geldiği bir yere getirdin, ...ve ayrıca, şu an söylediğin her şeyi duydu.
لكنك أحضرته بعد ذلك لمكان كان فيه من قبل وبالإضافة لذلك،هو سمع كل ما قلته للتو

Ananı... Niye buraya getirdin? Sana ne dediğimi duymadın mı?
تباً , مالذي أحضرته الى هنا بحق الجحيم ألم تسمع كلمة من ما قلته لك ؟

Daha bugün aldım. O nedenle, başka yazılar yok.
أحضرته اليوم فقط ، لذا لا توجد أي تواقيع أخــرى

40 yıl önce onu Daedalus projesine almıştım ve bu göreve de aldım.
أحضرته الى مشروع ديديليوس قبل أربعين سنوات وأحضرته على هذا أيضاً

Tamam o hâlde, Bay Uygun, sen ona ne aldın?
حسنا، أيها السيد العملي، مالذي أحضرته له؟

Onu eve getirdiğim ilk gece beşiğine yatırıp uyumasını izlerken düşündüm:
أول ليلة أحضرته للبيت جلست قرب مهده وراقبته وهو نائم وفكّرت

İçinden gelip Şirket pikniğine getirdiğin bir balık buğulaması bile.
قصيدة حزينة حتى حساء السمك الذي أحضرته في رحلة الشركة

Çünkü yine o kolyeyi takmaya başladın sana aldığım kolyeyi.
لأنكِ بدأتي بإرتداء ذلك العقد مجدداً, العقد الذي أحضرته لكِ.

Annesi getirdi. Varlığından bile haberim yoktu.
لقد أحضرته أمه حالاً لم أكن أعرف أنه موجود

- Hayır. Polisin içeri getirdiği bir adam vardı.
كما تعلم ، كان هناك ذلك الرجل الذي أحضرته الشرطة

Geçen sene başka bir gezegenden getirmiştim. Güzel.
إنه واحد أحضرته من كوكب أخر العام الماضى

Ne yani, onu buraya baygın olarak getirmiş, ayıltmış, sonra da beraber mi gitmişler?
هل أحضرته هنا و هو فاقد الوعي؟ أيقظته ثم غادروا معاً؟ -يبدو كذلك

O aldığın kedi, komada olduğun için şanslı yoksa şimdiye dek öldürmüştün.
القط الذي أحضرته إنه محظوظ لأنك هنا أو لكنت قتلته خلال هذه الفترة

Eğer Marshall, bunu, sana benim aldığımı anlarsa çok utanırım.
سأكون محرجة من مارشال إذا عرف أنني أحضرته لك

Bundan dolayı, getirdiğiniz şaraptan size biraz ikram edebilir miyim?
اذاً هل لي أن أصب لك بعض شراب النبيذ الذي أحضرته لنا