"أسهل" - Translation from Arabic to Turkish

    • daha
        
    • rahat
        
    • kolaylaşır
        
    • kolaylaştırır
        
    • kolay olurdu
        
    • kolaylaştıracak
        
    • kolaylaşıyor
        
    • kolayca
        
    • en kolay
        
    • kolaylaştırıyor
        
    • kolay ve
        
    • kolay bir
        
    Teknolojinin kolaylaşması ve daha ulaşılabilir hâle gelmesi gerçeği iş gücünün keyfi ne isterse onu yapmasını serbest kılıyor. TED وحقيقة أن التكنولوجيا تصبح أسهل وفي متناول اليد فإن ذلك يحرر المزيد من القوى العاملة لدراسة أي شيء يرضيهم.
    Ailem ve ben daha hafif ve taşıması benim için daha kolay olacak bir trampet düzeneği tasarlamak için bir mühendisle birlikte çalıştık. TED لذلك عملت أنا وعائلتي مع أحد المهندسين لتصميم الطبلة و الحمالة و التي من شأنها أن تكون أخف وزناً و يكون حملها أسهل.
    Yiyeceğini limonataya banıyor ki rahat yutsun ve sosislisini ufak ufak lokmalıyor. Open Subtitles يغطس الحبز بالليمون كي تدخل أسهل ثم يقضم الهوت دوغ لقطع صغيرة
    İlk yüz sene çekilecek dert değil, ama gittikçe kolaylaşır. Open Subtitles يا رجل، أول مئة عام لا تطاق لكنها تصبح أسهل
    Zihinsel rahatsızlıkla ilgili açık bir konuşma engelleri aşındırır, ve kişilerin yardım istemelerini kolaylaştırır. TED التحدث عن المرض الذهني بطريقة طبيعية يساعد في التغلب علي وصمة العار ويجعل طلب المساعدة أسهل على المرضى
    Eğer sınıf arkadaşlarımın hepsi ultra-zeki olmasalardı daha kolay olurdu. Open Subtitles ذلك سيكون أسهل لو أن زملاءك ليست لديهم عقول كبيرة
    İyi ki bunu söyledin, çünkü birazdan yapacağım şeyi çok daha kolaylaştıracak. Open Subtitles أنا سعيدة بأنكِ قلتِ هذا. لأنه يجعلني ما سوف أفعل أسهل بكثير.
    Bana mı öyle geliyor yoksa bakmak senin için kolaylaşıyor mu? Open Subtitles هل أنا أتوهم، أم أن المشاهدة قد صارت أسهل بالنسبة إليك؟
    Ancak onları kolayca hatırlamanın bir yolu var: Neyin çevrelediğini hatırlamak. TED ولكن هناك طريقة أسهل لتذكرهم إذا تذكرت ما الذي يحيط بهما.
    Mübarek'in hükümmetten çıkarılmasından sonra değişen asıl şey hayatlarının daha kolaylaşması değil, TED ما تغير فعلا بعد الاطاحة بمبارك لم يكن ان الحياة أصبحت أسهل.
    Eğlence için birçok harika seçeneğimiz var ve yine de sadece bu seçenekleri tek başımıza tüketmek her zamankinden daha kolay. TED لدينا خيارات كثيرة مدهشة للتسلية، ومع ذلك فهو أسهل من أي وقت مضى بالنسبة لنا أن ينتهي بنا الحال مستمتعين لوحدنا.
    Amacımız da bu. İnsanların yardım almaktan kaçınmaması, daha kolay yardım almasını sağlamak. TED وهذا هو الهدف، جعل الأمر أسهل للناس للحصول على المساعدة من تجنب المساعدة.
    İkimiz de işe yaramaz olursak yaşamak daha kolay olur. Open Subtitles بعدما أصبحنا نحن الأثنان بلا فائدة سوف تكون الحياة أسهل
    İnsanlar kayıtsız kalmadıkları zaman hayat çok daha kolay olabiliyor. Open Subtitles يمكن أن تكون الحياة أسهل بكثير مما يدعها الناس تكون
    Hayır. Birileri onlara başka bir yerde yaşamanın daha kolay olduğunu söylemiş olmalı. Open Subtitles لا، لا بد أن أحدهم قد أخبرهم بأن الحياة أسهل في مكان آخر.
    Başka bir araştırma da yaşlı insanların hüzünle daha rahat başa çıkabildiklerini gösterdi. Gençlere göre üzüntüyü daha kolay kabulleniyorlar. TED دراسة أخرى أظهرت أن كبار السن ينخرطون في الحزن بشكل أسهل. فهم متقبلون للحزن أكثر من الشباب.
    Gözümüzü ödülden ayırmamak daha çok çaba harcasak veya daha hızlı hareket etsek bile egzersizi daha rahat ve kolay yapmamızı sağladı. TED إبقاء عينيك على الجائزة جعل التمرين يبدوا أسهل حتى عندما كان الأشخاص يعملون باِجتهادٍ أكبر؛ لأنهم كانوا يتحركون أسرع.
    Böylece beklemeniz kolaylaşır. Open Subtitles وتحلّي بالصبر. سوف يكون الانتظار أسهل عليكِ
    Eğer bana yardımcı olursan hayatım baya bir kolaylaşır. Open Subtitles لذا، ستكون حياتي أسهل بكثير إن كنت إلى جانبي
    Kayaları çapalama, olur mu? Bu, işimi kolaylaştırır. Open Subtitles حاول أن لا تجرف الصخور هذا يجعل من عملي أسهل
    Belki sana kimin kıçına parmak sokmadığımı söylemek daha kolay olurdu. Open Subtitles قد يكون أسهل إن أخبرتك من لم ادخل أصابعي في مؤخرته
    Sorgulamaya başladığım şeylerden biri yeniliği kolaylaştıracak ve daha sık olmasını sağlayacak yollar var mıydı? TED لذلك واحدٌ من الأشياء التي جعلتني اتساءل هو هل هناك طرق أسهل للقيام بالابتكار وجعله يحدث أكثر؟
    Bu öneriyi yaptığı editörler ilk başta şaşırıyor fakat uygulamaya geçilince daha başarılı hikayeler ortaya çıkmaya başlıyor ve işleri kolaylaşıyor. TED رفض في البداية، ولكن في نهاية المطاف قال أنه اتبع التوجيه بسعاده لأن أخباره أصبحت أفضل و أصبح عمله أسهل.
    Tek tarafa koyacağın bir menteşeyle onarımı da kolayca yaparsın. Open Subtitles وعلى الهيكل والصيانة ستكون أسهل .بوجود مفصل على كُل جانب
    O ucu geri çekmenin en kolay yolu ne olurdu? TED ما هي أسهل طريقة لإرجاع الطرف الحاد مرة أخرى ؟
    Onları bu küçük tüpler içinde satıyorlar, bu da onları fırlatmayı çok kolaylaştırıyor. Open Subtitles يأتون في هذه الأنابيب الصغيرة, التي تجعلها تنطلق بشكل أسهل. وصولاً إلى الـ..
    Altıgen kurşun kalem yapmanın çok daha kolay ve az masraflı olduğunda karar kıldılar ve bu standart hâlini aldı. TED ووجدوا أنّه أسهل وأقل تبذيرًا أن تصنع الأقلام على شكل سداسي الأضلاع، وهكذا أصبح هذا الشكل هو المعيار.
    Keşke bunları açıklamanın kolay bir yolu olsaydı ama yok. Open Subtitles كنت أتمنى وجود طريق أسهل لنتخطى هذا، لكن لا يوجد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more