Dinle, Senin aklında ne olduğunu biliyorum. Bunu sana kanıtlayacağım. | Open Subtitles | اسمع, أنا أعرف كيف يعمل رأسك سوف أثبت لك هذا |
Bunun kulağa nasıl geldiğini biliyorum ama beni ara cep telefonumdan. | Open Subtitles | أعرف كيف يبدو لك الأمر ولكن اتصل بي على هاتفي الخلوي |
Evet, andırıyorum. Şöyle diyelim. Bir tasarının nasıl kanun olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | نعم يشبهه، لنقل أني أعرف كيف يمكن للإعلان أن يصبح قانونا |
Onu çalacak. Nasıl tepki vereceğimizi bilmiyorum, ama birşey değişecek. | TED | سيعزفها. لا أعرف كيف سنتجاوب معها، لكن شيئا ما سيتغير. |
Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum, buna hakkım var mı onu da bilmiyorum... seni her zaman kendi çocuğum gibi gördüm. | Open Subtitles | جونى , لا أعرف كيف أقول لك هذا و لا أعرف حتى إن كان لى الحق ولكنى دائماً إعتبرتك كإبنى |
Senin gibi kadınlara saygı duyarım nasıl davranmak gerektiğini de bilirim. | Open Subtitles | أحترم النساء اللاتى على شاكلتك و أعرف كيف أتعامل معك جيدا |
İnsanlarla çok iyi anlaşırım ve roledeks nasıl çalışır çok iyi bilirim. | Open Subtitles | لذا أنا أجيد التعامل مع الناس للغاية أعرف كيف أتعامل مع الفهارس |
Nasıl veya neden olduğunu bilmiyorum; fakat bir şekilde bildiğim 50 farklı bara baktım. | Open Subtitles | لا أعرف كيف ولماذا ولكني كنت أتفقد 50 حانه ولسبب ما كنت أعرف |
Evet, nerede olduğunu biliyorum, ama önce geriye dönmen gerek. | Open Subtitles | نعم، أعرف كيف نصل إلى هناك ولكن عليك أن تنعطف |
Nereden ve nasıI yayıIdı bilmiyorum ama neye sebep olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | , لا أعرف كيف سيتفشى أو أين لكن أعرف أنه سيتفشى |
Bunun nasıl göründüğünü,.. ...ve herkesin nasıl düşündüğünü biliyorum, Albay. | Open Subtitles | أنا أعرف كيف يبدو الأمر, و أعرف ما يعتقده الجميع. |
Buna nasıl son vereceğini biliyorum baba. Telefon faturasını ödeme. | Open Subtitles | أعرف كيف نوقفه أبي عندما تأتي فاتورة الهاتف لا تدفعها. |
Bu işe nasıl karıştı bilmiyorum ama, hırsız olmadığını kesinlikle biliyorum. | Open Subtitles | لا أعرف كيف تورط بهذه المشكلة، ولكني أعرف بأنه ليس لصاً. |
Nasıl göründüğünü biliyorum, ama bu numaraları son 50 yılın her büyük kitlesel afetin tarihleriyle kusursuz bir şekilde eşleştirdim. | Open Subtitles | ابق معي، أعرف كيف سيبدو الأمر طابقت هذه الأرقام بتواريخ كل الكوارث العظيمة في العالم لآخر خمسين سنة بتعاقب مثالي |
Şimdi söyleyeceğim için ne düşüneceğinizi bilmiyorum ama Walker bu eyalet için sizin iyi bir vali olacağınızı düşünüyor. | Open Subtitles | لا أعرف كيف ستشعر بشأن ذلك، لكن ـ ـ ـ يعتقد ووكر بأنك ستكون محافظًا جيدًا في هذه الولاية |
İkinci olarak, bu söylentiyi nasıl bu kadar hızlı yaydığını bilmiyorum | Open Subtitles | ثانيا، أنا لا أعرف كيف يمكنك أن تنشر الإشاعة بتلك السرعة |
Ve Global bunu biliyor Jack. Nasıl bildiklerini bilmiyorum ama biliyorlar işte. | Open Subtitles | جلوبال علموا بذلك لا أعرف كيف , لكنهم علموا وهم يضغطون علينا |
Eczacı olabilirim ama öksürük ilacının neye benzediğini de bilirim, doktor. | Open Subtitles | أنا مجرد صيدلي لكنني أعرف كيف يبدو دواء السعال يا دكتور |
Zor bir hafta geçirmenin ne demek olduğunu iyi bilirim. | Open Subtitles | حقاً، أعرف كيف يبدو عليه الأمر عندما تمر بأسبوع قاسي |
Ben aptal değilim, çavuş. Ülkenizde işlerin nasıl yürüdüğünü bilirim. | Open Subtitles | ، أنا ليس أحمقا أيها الجندي أعرف كيف تعمل بلدك |
Fakat demek istediğim şey gerçek aşkın nasıl bir şey olduğunu bildiğim. Tamam mı? | Open Subtitles | لكن ما أقصده هو أنى أعرف كيف يبدو الحب الحقيقى |
bilmem ki, Ne kadar yaşlı kadınlar ne kadar iri? | Open Subtitles | حسنا، أنا لا أعرف. كيف صعبة هي هذه المرأة العجوز؟ |
Sonra, nasıl ve niçin olduğunu bilmek istediğimden şiir eleştirmeni oldum. | TED | ومن ثم أصبحت ناقدا للشعر. لأنني أردت أن أعرف كيف ولماذا. |
Endişelendim. Onun yanında olmanın bende nasıl bir etki yaratacağını bilmiyordum. | TED | كنت قلقة. لم أكن أعرف كيف هي ردة فلعي لكونها بجانبي. |
Öyle, ama Nasıl olduğunu ve neden işe yaradığını öğrenmek istiyorum? | Open Subtitles | نعم .. ولكن أريد أن أعرف كيف ولماذا فلحت هذه الطريقه |