"إقناع" - Translation from Arabic to Turkish

    • ikna
        
    • inandırmaya
        
    • ı
        
    • etkilemeye
        
    • inandırmayı
        
    • sağlamaya
        
    • etkilemek
        
    • inandırmak
        
    • kendi
        
    Bu çalışmaya başladığımda, kadınları katılmaları için ikna etmek pek kolay olmadı. TED منذ أن بدأت هذا العمل، لم يكن من السهل إقناع النساء بالتعاون.
    Ancak projeyi başlatacak gerekli yatırım için geleneksel kaynakları ikna etmekte başarısız oldu. TED لكنه فشل في إقناع أي من المصادر التقليدية لتقديم التمويل اللازم للنهوض بالمشروع.
    Bir şeyi tartıştığınız zaman, nedenleri ve kanıtları olan birini ikna edemezsiniz çünkü mantık yürütme bu şekilde çalışmıyor. TED إذا كنتم تناقشون شيئًا، لن تستطيعوا إقناع الشخص الآخر بالأسباب والدليل، بسبب ليست هذه الطريقة التي يعملُ فيها المنطق.
    O'Brien'ın yapmak istediği Smith'i parti ne söylerse doğru olduğu ya da doğrunun, parti ne söylerse o olduğu konusunda ikna etmek. TED ما يقوله أوبراين هو النقطة المهمة إنه يرغبُ في إقناع سميث بأن ما يقوله الحزب هو الحقيقة والحقيقة هي ما يقوله الحزب.
    Sonradan, o rengi benim hayal ettiğime dair kendimi inandırmaya çalıştım. Open Subtitles إثر ذلك، حاولت إقناع نفسي بأنّ ذلك اللّون هو من صُنعِ خيالي
    Ve sonunda biz burda 9 yılımızı hükümeti petrole bulanmış pek çok penguen olduğuna ikna etmeye çalışarak geçirdik. TED وبذلك انتهى بنا المطاف نقضي تسع سنوات في إقناع الحكومة بموضوع وجود الكثير من طيور البطريق الغارقة في النفط
    Bu şapşalı ikna edebilirsin, ama beni asla edemezsin. - Çok yazık. Open Subtitles ربما تتمكنين إقناع ذلك الأحمق أنك تحبينه لكن لن تتمكني من إقناعي
    Ama Buddy bir Eskimo'yu bile buzdolabı almaya ikna edebilir. Open Subtitles يستطيع إقناع برغوث أنه يحتاج للحكه ذلك سبب إعجابي به
    Arkadaşım Bay Jackson belki tekrar bakman için seni ikna edebilir. Open Subtitles ربما صديقي السيد جاكسون يمكن إقناع لك أن تأخذ نظرة أخرى.
    Bütün gün insanları, bunun bir çıkma olmadığına ikna etmeye çalıştım. Open Subtitles لقد قضيت معظم اليوم أحاول إقناع الناس أن هذا ليس موعداً
    Ben de annemi bavulumdaki şeyin elektrikli meyve soyacağı olduğuna ikna etmeye çalışıyorum. Open Subtitles وأحاول إقناع أمي بأنّ ما في حقيبتي مكوّرة بطيخ كهربائية كبيرة، خمّن ماذا؟
    Bu adamları ikna etmenin daha da kolay olması gerekmiyor mu? Open Subtitles الا يجب أن تكون أخف فى محاوله إقناع هذا الفتى ؟
    İndio'yu kuzeye gitmeye ikna et. Rio Bravo boyunca gidin. Open Subtitles حاول إقناع إينديو بالذهاب شمالاُ ثم اذهب بموازاة ريو برافو
    Ben Vali'yi ikna etmeye çalıştım ama Papa dediğinde diretiyormuş. Open Subtitles حاولت إقناع الحاكم بهذا لكن لا أحد سيستطيع إقناع القديس
    Herkesi gelmeye ikna etmeye çalıştım ama yapacak bir sürü işleri vardı. Open Subtitles حاولت إقناع الجميع بالقدوم لكن جميهم كان لديهم الكثير مما يجري معهم
    Geçtiğimiz yılı da insanları yapmadığıma ikna etmeye çalışarak geçirdim. Open Subtitles قضيت العام الماضي أحاول إقناع الناس أنني لم أفعل ذلك
    Görünüşe göre ikna etme yeteneği güçlü olan tek baba ben değilim. Open Subtitles يبدو أنني لست الأب الوحيد الذي يتمتع بقدرات إقناع رائعة أليس كذلك؟
    Catherine, belki sen maceralarını anlatması için Heathcliff'i ikna edebilirsin. Open Subtitles رُبما بإمكانكِ إقناع هيثكليف ليروي لنا عن مغامراتة يا كاثرين
    Yaptıklarımıza ötekilerini inandırmaya çalışırken, yaşayamıyoruz. Open Subtitles نحن لا نعيش بينما نحاول إقناع الآخرين بأنَّنا نفعل
    Washington Post ve Sceptical Inquirer'ı her şeye inandırabilirsin... ama ben oradaydım. Open Subtitles يمكنك إقناع صحيفتى الـ واشنطن بوست و الـ سكيبتيكال إنكوايرر بما تريد لكننى كنت موجودا هناك أعرف ما الذى حصل و كذلك أنت
    Pekâlâ. Öyleyse sizi başka yollardan etkilemeye çalışayım. Open Subtitles كل الحق، حسنا، اسمحوا لي أن محاولة إقناع لك بطريقة أخرى.
    Ama bunlardan hiçbirini bilim insanlarına inandırmayı başaramayacaksın. Open Subtitles لكنك لن تستطيعي إقناع المجتمع . العلمي بأي منها
    Her gün tüm plak şirketlerine telefon edip bizi canlı izlemelerini sağlamaya çalışıyorum. Open Subtitles أحد طقوسي اليومية هو الاتصال بمسؤولي شركات التسجيل، ومحاولة إقناع أحدهم بالمجيء لرؤيتي في عرض حي.
    Eğer seni onaylarsa, tek yapman gereken yarın aile meclisini etkilemek. Open Subtitles إن وافقت، ماعليكِ سوى إقناع الديوان الملكي غداً
    Öyleyse tek yapman gereken erkek arkadaşını sevgilisini gizli bir doktoru, gizli bir zulası ve gizli bir hayatı olduğuna inandırmak. Open Subtitles إذا، كل ما عليك فعله هو إقناع هذا الشاب بأن صديقته كان لديها طبيب سري ومخبأ سري
    Ve kendi ailemden bunu kanıtlamam için fırsat alamazsam ne anlamı var? Open Subtitles وإن لم أستطع إقناع عائلتي لتمنحني فرصة لإثبات هذا، فما هي الغاية؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more