"اعترف" - Translation from Arabic to Turkish

• itiraf
• kabul
• İtiraf et
• İtiraf etmeliyim
• Hakkını

Yani suçu işlememelerine karşın dörtte biri yine de suçunu itiraf etti.
لذا فهم لم يرتكبوا الجريمة، ومع ذلك اعترف ربعهم بارتكابها بأي حال.

Central Park Beşlisi davasına bakabilirsiniz: ebeveynlerinin desteğiyle, 1989'da sahte bir şekilde vahşi bir toplu tecavüzü itiraf eden beş genç.
يمكنكم فقط النظر في قضية سنترال بارك فايف: حيث اعترف خمسة مراهقين كذبًا بالاغتصاب الجماعي في عام 1989، في حضور آبائهم.

Dinsel sapkın geçmişini itiraf etmiştir ve bir cadıyla suç üstünde yakalanmıştır!
الذي اعترف بماضيه الحافل بالهرطقة وقُبض عليه في حالة تلبس مع ساحرة

kabul etmeliyim ki pek umrumda olmayan bir kuralları var... ama görünüşe göre altı aya kadar falan değiştirilecek.
لازم اعترف ان فى دور واحد انا مش مهتم بيه بس على ما يبدو حيتغير فى ست شهورحاجه كده

Adil olmak gerekirse, o konuda hatalı olduğunu kabul etti.
, كي اكون عادلاً لقد اعترف انه اخطا في هذا

İtiraf et, seni o zamanlar korkutuyordum. Hala da korkutuyorum, değil mi?
اعترف بهذا ، لقد أخفتك تلك المرة ولا زلت أخيفك ،أليس كذلك؟

Pentagon gizli bir tür casus uçağını test ettiklerini itiraf etmişti.
اعترف البنتاغون باختبار نوعٍ مِنْ طائرات ''التجسّس المداريّة فوق غربيّ ''أمريكا

İtiraf ediyorum ki, Andy'ye ilk baktığımda hakkında fazla bir şey düşünmemiştim.
اعترف انى لم احب اندى كثيرا فى البداية عندما وقعت عيناى عليه

İtiraf etmeliyim ki Pemberley'in bu kadar harika bir malikane olduğunu bilmiyordum.
اعترف بانه لم تكن لدي ادنى فكرة بان بيمبرلي عقار بهذه الروعة

Tamam, itiraf ediyorum. İkisi de Katolik kilisesinde! Peder, ne yapmam lazım?
حسناً ، أنا اعترف ، كلاهما هناك ، ماذا أفعل أيها الكاهن؟

Ah, hayır. Tins kendi itiraf etti. Kimse onu ele vermedi.
لا لا يوجد , فتينز اعترف بنفسه و الضحيه قد مات

Henüz işlemediğim bir günahı itiraf etmek istiyorum. Olabilir mi acaba?
اريد ان اعترف بذنب لم ارتكبه بعد هل يمكنني فعل ذلك؟

İtiraf edeyim ki içimden bir ses sizin bununla dalga geçeceğinizi söylüyordu.
حسناً , يجب ان اعترف اننى كنت اعتقد انكم سوف تسخرون منها

Bana milyar dolarlık fonları koca bir saadet zinciri olduğunu itiraf eti.
ساعتها اعترف لي أن محفظته الوقائية ذات المليار دولار كانت خديعة كبرى

Eski kız arkadaşlarının fotoğraflarını da gördüm. İtiraf et gitsin.
بحقك ، لقد رأيت صوراً لحبيباتك القديمات اعترف بالأمر فحسب

Boş ver ve kabul et, bazen işler istediğin gibi gitmiyor.
استسلم فقط و اعترف أنّ الأمورَ أحياناً لا تسيرُ كما تريد.

Dobişko suçunu kabul etti. Kanıtlar yeterli. Tartışacak bir şey yok.
السمين اعترف بذنبه، كما أن الدليل كان واضحًا ولا مجال للجدل.

Ne zaman havlu atar bazen umutsuz vakaların olabileceğini kabul edersiniz?
متى ترمي المنشفة, اعترف أنه أحيانا قضية خاسرة هي هكذا فقط

Gerçeği kabul edeceğim, işleri benim batırdığımı söyleyip dönmesi için yalvaracağım.
فكرت ان اعترف بكل شيء اخبره انني اخطأت و أترجاه ليعود

Buraya, hiç kimsenin Hakkını kendi hayatımın bir dakikasına değişmeyeceğimi söylemeye geldim.
أنا جئت الى هنا لأقول أننى لا اعترف بحق اى شخص فى دقيقة واحة من حياتى