| Sana bu hikâyeyi anlatan o bilge adamla konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | انا اريد التكلم مع هذا الرجل الحكيم الذي اخبرك بالقصة |
| Burada kalan genç hanımla konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أود التكلم مع الآنسة الشابة التي تسكن هنا. |
| Biriyle konuşmak istiyorsan, git erkek arkadaşınla konuş. | Open Subtitles | إذا أردتِ التكلم مع أحدهم تكلمي مع صديقك ماذا كان عليّ أن أفعل؟ |
| İçeride hâlâ canlı biri varsa, onunla konuşabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني التكلم مع شخص لا يزال حياً بالداخل |
| Helen ile konuşmam lazım. Onun New York'taki numarasını verebilir misin? | Open Subtitles | أريد التكلم مع هيلين هل يمكن أن تعطيني رقم هاتفها في نيويورك؟ |
| Sonra büyük bir kavga ettiklerini hatırlıyorum ve o zaman birbiriyle konuşmayı bıraktılar. | Open Subtitles | ثم ومن حيث لا أدري دخلوا في عراك مهيب ثم توقفوا عن التكلم مع بعض |
| Beni düşünmeni saygıyla karşılıyorum ama kimseyle konuşmaya ihtiyacım yok. | Open Subtitles | أقدر لك إعتنائك بي لكن لاحاجة بي إلى التكلم مع أحد |
| Karımla konuşman lazım Zengin olursun | Open Subtitles | عليك التكلم مع زوجتى ستكسبين ثروة طائلة منها |
| Bir yetkiliyle konuşmak istiyorum. Neden bir telefon edemiyorum? | Open Subtitles | أريد التكلم مع شخصِ مسؤول لماذا لا أستطيع أن أجري مكالمة؟ |
| Tek istedikleri adamla beş dakika konuşmak. | Open Subtitles | كل مايريدونه هو التكلم مع هذا الفتي لخمس دقائق |
| Amirinizle konuşmak istiyorum lütfen. | Open Subtitles | سـأضطر الى التكلم مع رئيسك ان لم تعطيني وقت محدد |
| Birine ihtiyacın olursa, biriyle konuşmak istersen... | Open Subtitles | تعرفين إن احتجتِ لأحد أو أردتِ التكلم مع أحد |
| Hatta artık insanlarla konuşmak için filmleri ya da dizileri kullanmam gerekmiyor. | Open Subtitles | او البرامج التلفيزيونيه لـ التكلم مع الناس بعد الأن من قبل ، كنت بحاجة فقط لهم لأن العالم يوما بعد يوم |
| Yeni bina sahibiyle konuşmak istiyorsan Nate'i arayıp randevu al. | Open Subtitles | إذا كنت تريدين الكلام مع مالك المبنى الجديد يجب عليك التكلم مع نيت و حجز موعد معه |
| Neden bu çocukla konuşmak istediğini bana söyleyecek misin? | Open Subtitles | هل تودين إخباري لم تحاولين التكلم مع ذلك الفتى ؟ |
| Satürn! Satürn'le konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | زحل هل يمكننا التكلم مع سكان زحل؟ |
| Oğlumla yalnız konuşabilir miyim lütfen? | Open Subtitles | هل أستطيع التكلم مع ابني على انفراد؟ |
| Allie, gidip burnunu pudralasana; eski karınla konuşmam lazım. | Open Subtitles | علي،لم لا تستمتع بالحفلة أريد التكلم مع زوجتك السابقة |
| Ama aramızda güzel bir dostluk var. Şimdi arkadaşımla konuşmam gerek. | Open Subtitles | لدينا علاقة طيبة، أحتاج فقط التكلم مع صديقي |
| 83 polis benimle konuşmak istedi, 52 tanesi paramla konuşmayı tercih etti. | Open Subtitles | ثمانية و ثلاثون شرطي أرادوا التكلم معيّ... بينما 52 منهم أختاروا التكلم مع نقودي بدلاً عن ذلك. |
| Öyleyse çalışanlarla konuşmaya başlayayım, bakalım bir şey gören olmuş mu. | Open Subtitles | اذا سأبدأ التكلم مع الناس، لأرى إذا أحد رأى شئ |
| Bu adamla konuşman yasaklanmıştı! | Open Subtitles | تعرفين أنه محظور عليك التكلم مع هذا الرجل |
| Anna'nın avukatı olarak imzalı vekâletnamem vardı ve hemen sınır kapısına gidip müvekkilimle konuşma imkânı aradım. | TED | كنت أمتلك تصريح موقع لأُمثل محامي آنا، لذا ذهبت بسرعة لمنفذ الدخول لأرى إن كان بإمكاني التكلم مع موكلتي. |
| Doktorla görüşebilir miyim? | Open Subtitles | هل بإمكاني التكلم مع الدكتور ؟ |
| Sizi yeniden rahatsız ediyorum, özür dilerim ama Bay Gillis'le konuşmalıyım. | Open Subtitles | أنا آسف لإزعاجك مرة أخرى ,لكني تأكدت من الرقم,أريد التكلم مع السيد غيليز. |