Bunun yerine ona ağaç kesmeyi öğreten babası Ben Ross ile çalışmaya koyuldu. | TED | بدلاً من ذلك تُركت لتعمل مع والدها، بِن روس، الذي علمها كيف تقطع الخشب. |
ağaç kesmek Minty'nin fiziksel gücünü arttırdı ve odunları gemiyle kuzeye götüren özgür siyahi denizcilerle tanıştırdı. | TED | تقطيع الخشب زاد من قوة منتي البدنية وجعلها على اتصال مع البحارة السود الأحرار الذين يشحنون الخشب للشمال. |
Bu kadar büyük bir ağaçtan çok fazla kereste çıkıyor olmalı. | Open Subtitles | أنتم يجب أن تحصلوا على الكثير من الخشب من الأشجار الكبيرة |
Uzaydan gelen, boyutlar arası çok-şekilli bu yaratıklar tahtadan çok korkarlar. | Open Subtitles | إنه مخلوق قوي يتخذ عدة أشكال ومن الفضاء الخارجي.بالتأكيد يرعبه الخشب |
Bu tahtaya yazı yazmak. Gönderdiğimiz dosyanın bir önemi yok. | Open Subtitles | هذا الخشب الملعون كل المعلومات التى أرسلناها هى هراء, حسنا؟ |
Ekinimizi, ocaklarımız için odunu kadınlarımız ve çocuklarımız için aş veren toprakları kanla kazandık. | Open Subtitles | انه بالدم نحن غزونا الأرض لمحاريثنا، الخشب لمواقدينا والطعام لنسائنا وأطفالنا. |
Dünya'ya etkileri denizanasından veya ateş böceklerinden veya ağaç kakanlardan daha fazla değildi. | TED | ولم يكن تأثيره على الكوكب يتعدى تأثير قنديل البحر أو اليراعات المضيئة، أو نقار الخشب. |
Dikey bir çekirdeğin içinde, gövdeler ve ağaç yongaları hızlandırılmış doğal ayrışma veya kompost hâline gelir ve toprağa dönüştürülür. | TED | داخل جوف عمودي، تخضع الجثث ورقائق الخشب للتحلّل بشكل طبيعي معجّل، أو التحول إلى سماد، لتصبح فيما بعد تربة. |
Bu tapınağa giren yabancıları ağaç Yaratığı sınar, yoksa ölürler... | Open Subtitles | أي غريب في هذا المعبدِ يجِب أنْ يحاول فى وحش الخشب أو يموت |
Burada kereste kokuları içinde ufak bir şeyler kabul edebiliriz. | Open Subtitles | يمكن أن نستخدم شيئا قليلا هنا وإلى جانب رائحة الخشب. |
Bu örnekte, plazma kesici ve ayrıca kereste frezesi olarak iki iş görüyor. | TED | وفي هذه الحالة، فهو يطابق قاطع البلازما وأيضاً هناك جهاز لتسوية الخشب. |
kereste ticaretine girmek için sana güveniyordum Ashley sana güveniyordum. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تفعل هذا أنا أعتمد عليك في إدارة مشروع الخشب يا آشلي |
tahtadan yapılmıştı ve yağmur altında kaldığında kabarmıştı sonra da dağılmıştı. | Open Subtitles | كان مصنوعاً من الخشب وكان تحت المطر ينتفخ ثم ينشطر. |
Fakat piyano da tahtadan yapılmıştı, onlar da elkoydular. | Open Subtitles | ولكن البيانو مصنوع من الخشب. لذلك حجزوه. |
Kahinler bir katili açıklayınca, isimleri tahtaya kazınıyor. | Open Subtitles | عندما يعلن المتنبؤون عن اسمي الضحية والقاتل فان اسماءهم توضع في قطعه من الخشب |
Aslında ağaçtan oyulmaları gerekiyor ama bıçak almama izin vermiyorlar. | Open Subtitles | هم حقاً يجب أن يكونوا منحوتين من الخشب لكنهم لم يتركوني أمتلك سكين |
Bana bir dolara mal oldun çünkü odunu Ammory'lerin yüklemesine izin verdin. | Open Subtitles | تحميل أيموري ذلك الخشب كلّفني دولار بدون مساعدتك |
Bu esnada odunlar içinde sıkışmış su buharlaşıyor, genişliyor ve odundan ayrılıyor, hoşumuza giden bir çıtırdamayla kaçıyor. | TED | وفي نفس الوقت، أي جزيء ماء موجود في قطع الأشجار يتبخر، يتوسع، ويمزق الخشب المحيط به ويهرب مع صوت سحيح مرضي. |
Sonra biraz odun keserim, delikler açarım ve suyu izlerim ve belki ortalıkta dolanıp ve conta aramak zorunda kalırım. | TED | وسوف اقوم بقطع بعض الخشب وحفر بعض الثقوب ومشاهدة المياه بل ربما سوف اخذ جولة في الارجاء باحثا عن الغسالات |
tahta, birkaç kat boya, silgi ve bir uçtan oluşuyor, bu uç da grafit, kil ve sudan yapılıyor. | TED | فهو مصنوع من الخشب المغطّى ببضع طبقات من الدهان، مع ممحاة ولُبّ، وهذا اللب مصنوع من الجرافيت، والطين، والماء. |
tahtanın binalarımıza Doğa Ananın parmak izlerini bıraktığını düşünmeyi seviyorum. | TED | أحب أن أفكر بأن الخشب يعطي بصمات للطبيعة الأم في مبانينا. |
Burada her şey ahşaptan yapılmış ama ben halı seviyorum. | Open Subtitles | كل شيء هنا مصنوع من الخشب وانا ارغب فى البساط, |
tahtaları parçalanıyor ve boyaları dökülüyor. | Open Subtitles | الخشب متشقق والطلاء متقشر ربما من الماء المالح والهواء |
Bu yolla, Mason Wood ikimizi de topluluğa üye yapmak zorunda kalacak. | Open Subtitles | وبهذه الطريقة، ميسون الخشب قد جعل كلا منا أفراد المجتمع. |
Ruslar tüm kaçanları toplayıp onları kütük gibi köyün ortasına yatırıyorlar. | Open Subtitles | لذا، جمّع الروس كل المخالفين وكوموهم مثل الخشب في وسط القرية |
Ormanın ağaçları arasında elma ağacı ne ise benim sevdiğim de oğullar arasında öyledir. | Open Subtitles | كشجرة التفاح بين أشجار الخشب وكذلك محبوبى بين الأبناء |