| Biri burada, öteki uzakta iken, bir ilişkiyi sürdürmek çok güç. | Open Subtitles | إنه من الصعب إبقاء علاقة قائمة بينما شخص هنا والاخر هناك |
| Biliyor musun, bütün bunlar için bir adamın öldürülmüş olduğuna inanmak güç. | Open Subtitles | انت تعرف انه من الصعب التصديق بان رجل قد قتل بسبب هذه |
| Kimseye gereksinimin yok, ilişkilerini kesmek için kolay bir yol. | Open Subtitles | اعتدت ألا تحتاج إلى إنسان ومن الصعب ترك هذه العادة |
| Fakat insanları dinleyebildim, onların sorunlarını duydum, kuma çizdim ve anlamaya çalıştım. Ne yaptığımı anlamaya çalışmak ise bir anlamda zordu. | TED | لكن كنت استمع إلى الناس، استمع لقضاياهم، وأرسم على الرمال، في محاولة لمعرفة الأشياء، وكان من الصعب معرفة ما كنت أفعله. |
| Göğsünde madalyalar taşıyan bir generale karşı koymak da çok zor. | TED | وسوف يكون من الصعب ان تواجه ذلك مع أحد الجنرالات الحربية |
| İnsanın bazen yüreğinden geçenleri söyleyecek sözcük bulması çok zor oluyor. | Open Subtitles | من الصعب أحيانا أن تجد كلمات للتعبير عما يوجد بقلب المرأ. |
| - Yüzlerce kişiden herhangi biri. - Bizden biri olduğuna inanmak güç. | Open Subtitles | أى واحد من مئات الناس من الصعب تصديق أنه واحد من بيننا |
| Dünyanın en büyük toplu mezarının üzerinde olduğuna inanması güç. | Open Subtitles | من الصعب التخيل أنها تقع على أضخم مقبرة في التاريخ |
| İkiniz de arka koltukta olduğunuz için hatalının kim olduğunu anlamak güç. | Open Subtitles | بما أنكما كنتما في المقعد الخلفي من الصعب معرفة خطأ من هو |
| Sizin pozisyonunuzdaki bir adamın böyle bir aşk yuvasını gizli tutması kolay değil. | Open Subtitles | من الصعب جداً على رجل بمنصبك أن يبقي على عشّ حبٍ كهذا سراً |
| Şu an bunu hayal etmek kolay değil ama Avustralya'nın bu kurak ve tozlu iç kısımlarında eskiden bir süreliğine bir iç deniz bulunuyordu. | Open Subtitles | ، من الصعب التصور الآن أن هنا في هذه الأرض الجافة ، المغبرة من أستراليا كان موجودا ، لولهة من الزمن ، بحر داخلي |
| Çin'de ailesiz genç bir kız olarak yaşamak çok zordu. | TED | في الصين، كان من الصعب أن أعيشكفتاة شابة دون عائلتي |
| Onlar için cangılın tarafsız olduğunu fark etmek çok zordu. | Open Subtitles | كان من الصعب عليهم أن يدركوا أن الأدغال كانت محايده |
| Tabii ki bunun bizim parlementomuzda kurulmasının çok zor olacağının oldukça farkındayım. | TED | بطبيعة الحال، أدرك تماما أنه سيكون من الصعب إقامة ذلك في برلماناتنا. |
| Ve bu durumda, insansız hava uçağının hasarını derinden inceleyerek, bu silahı kimin gönderdiğini söylemek çok zor olacak. | TED | وفي تلك الحالة، غربلة للحطام كهجوم طائرة بدون طيار انتحاري، سيكون من الصعب جداً القول من أرسل تلك الطائرات. |
| İçindeki adam gözlerini sana dikmişken bir mezar kazmak zor oluyor. | Open Subtitles | من الصعب أن تحفر قبراً عندما يكون صاحبه ينظر إليك مباشرة |
| Yedinci sinifta o kadar sert otuzbir çektin ki omzunu çikardin. | Open Subtitles | عندما الدرجة 7 كنت الاستمناء من الصعب جدا عظم الكتف الانزلاق |
| Bu yüzden sanırım daireye gönderilen yemeklerin incelenmesi de imkansız. | Open Subtitles | هل من الصعب فحص الاطباق الت كانت فى الشقة ؟ |
| Sonuçta; bilinç gibi bir şey hakkında insanların fikrini değiştirmek çok zordur, ve bunun neden bu kadar zor olduğunu sonunda anladım. | TED | إنه من الصعب جدا أن نغير عقول الناس عن شيء ما مثل ا لإدراك و تبين لي بشكل نهائي السبب في ذلك |
| Aklımı bilime vermekte zaten zorlanıyorum lütfen sen de daha fazla zorlaştırma. | Open Subtitles | من الصعب علىّ ان احافظ على تركيزى فى الدراسة العلمية كما هى وارجوك, لا تجعلى الأمر صعبا علىّ بعد هذا |
| Sanırım Japon yağmur gözlüğü taktığın zaman gerçekleri görmek zorlaşıyor. | Open Subtitles | لأنه من الصعب أن ترى الحقيقة عندما تلبس نظارات جوجلية |
| Rahatlamak için biraz vakit bulmak çok iyi, genelde pek olmuyor da. | Open Subtitles | من الجيد أن نأخذ فرصة لنرتاح قليلاً أصبح من الصعب أن يحدث |
| en azından, umuyorum ki onların insan haklarını reddetmeyi daha zorlaştırıyor. | TED | علي الاقل آمل ان يكون من الصعب ان تنكر حقوقهم الانسانية. |
| Ölü bir adamı şahit göstermenin oldukça kötü göründüğünü biliyorum, ama gerçek bu. | Open Subtitles | أعلم أنه من الصعب الاعتماد على شهادة رجل ميت ولكن هذه هي الحقيقة |
| Duyduğuma göre şiir yazmak zormuş. | Open Subtitles | إننى أجمع القصيدة و لكن من الصعب توزيعها |
| Bazen nasıl bir erkek olduğumu göstermekte güçlük çekiyorum. | Open Subtitles | إنه من الصعب عليّ أحيانا تخيل كيف أكون رجل. |