| Ama tam da şu an kamu hizmetinde fark yaratabilirsiniz. | TED | ولكن يمكنك صناعة الفرق في الخدمة المدنية في الوقت الحالي. |
| İnsanlar nefes alır, hayaletler değil. Aralarındaki fark işte bu. | Open Subtitles | الناس يتنفسون أما الأشباح فلا يستطيعون هذا هو الفرق الوحيد |
| Sabah ya da 80 yaşında olmuşsun... ne fark eder ki... | Open Subtitles | وما الفرق الذي يُحدثه إذا كان غداً أو بعد 80 عاماً؟ |
| ekipler ispat var olur olmaz fikirleri çürütüyorlar, çünkü ödüllendiriliyorlar. | TED | تنهي الفرق أفكارها حالما تتوفر الأدلة لذلك لأنهم يكرّمون لذلك. |
| fark, savaşta adam öldürmüş olmam. Artık eve gitmek istiyorum. Gayet basit. | Open Subtitles | الفرق هو اننى قتلت اشخاصاً خلال الحرب والأن اريد العودة إلى وطـنى |
| Tek fark, siz dış görünüşe, bense iç görünüşe bakıyorum. | Open Subtitles | الفرق فقط أنك تنظر للعلامات الظاهرية وأنا أنظر للعلامات الباطنية |
| Birinin işini yapmaması, 6 yarda ile 6 sayı arasındaki fark demektir. | Open Subtitles | لاعب واحد لا ينفذ, هذا هو الفرق بين ستة ياردات وستة نقاط |
| Ama aradaki fark, sen daima... ayrılıktan bahsediyorsun... ben ise ilişkimizi sağlamlaştırmaktan. | Open Subtitles | لكن الفرق أنك دائماً تتحدثين عن إنهاء العلاقة وأنا أتحدث عن إستمراريتها |
| Fakat ikimizin arasında bir fark var. Ben neden burada olduğumu açıklayabilirim. | Open Subtitles | ولكن الفرق بينى وبينك هو أنني أستطيع أن أفسر سبب وجودي هنا |
| Evet ama arada fark var. Onlar tutuklandıklarında içkili oluyorlar. | Open Subtitles | نعم , لكن الفرق أغلب الناس يكونوا ثملين عندما يعتقلوا |
| Bu sonuncudaki fark şu ki, bunda herkes kazanıyor. Bende yani. | Open Subtitles | الفرق المهم هنا في فوز الثلاثة أطراف هو أن كلنا نفوز |
| fark şu ki eğer ortada bir cinayet varsa tesadüfler söz konusu olmaz. | Open Subtitles | الفرق هو أنّه لا توجد هناك مصادفات، ليس عندما تكون هناك جريمة قتل |
| Onunla bu evde yaşamış olan Zoe arasındaki tek fark şu: | Open Subtitles | الفرق الوحيد بينها وزوي التي عاشت في هذا البيتِ فقط ذلك |
| Anladım ki senle benim aramdaki fark bu Ve sen bunu anlamadın | Open Subtitles | هذا الفرق بيني و بينك أنا أدرك هذا و أنت لا تدركه |
| Aradaki tek fark, onlar iman için mücadele olduğunu neden gecikmeksizin öldürebilir. | Open Subtitles | الفرق الوحيد أنهم يقاتلون بحافز إيمان، مما يسمح لهم بالقتل دون تردد |
| Belirtilen ekipler, emrimle birlikte ikinci yerlerinizi almaya hazır olun. | Open Subtitles | إلى كل الفرق استعدوا للتحرك إلى مواقعكم التالية مع أوامري |
| Tüm takımlar burası kontrol. Ateş etmeyin. Tekrar ediyorum ateş yok. | Open Subtitles | جميع الفرق معكم التحكم ليس هناك حريق اكرر ليس هناك حريق. |
| Dizinden hasarlı eski oyuncuları arayan bir sürü takım vardır. | Open Subtitles | هُناك العديد من الفرق, تبحث عن لاعبٍ قديم، بركبة مصابة. |
| Ne farkeder ki, dün gitmiş olabilirdim bile. | Open Subtitles | ما الفرق في أن أفعل غداً ما لم أقم بفعله البارحة ؟ |
| Tek yapmam gereken zilzurna sarhoş olmak, böylece aradaki farkı kimse anlamaz. | Open Subtitles | كل ما علي هو ان ابقى مخموراً و لن يلاحظ احد الفرق |
| Şimdi birleşirsek o takımları beraber götürme şansına da sahip olurum. | Open Subtitles | الأن , أذا أندمجنا عندها سأصل لموقع قيادة هذه الفرق أيضا |
| 4. dereceden alarma geç. Mevcut bütün taktik ekipleri hazırla. | Open Subtitles | إرفع التأهب الأمنى للمستوى أربعة أطلق كل الفرق التكتيكية المتاحة |
| Üç ay sonra Tiburon'a gittik, ve ekip bir hafta öncesinden bir araya gelmişti, zamanından çok önce. | TED | أذاً ذهبنا إلى تيبورن, بعد ثلاثة أشهر, و كان الفرق قد وصل إلى هناك قبل أسبوع, قبل الوقت المحدد بعدة أيام. |
| Ancak farkını ortaya koymak için bu yeterli değil, dimi? | TED | ولكن هذا لا يكفي لإحداث الفرق ، أليس كذلك؟ |
| gruplar savaşının olduğu kulübe gideceğiz, ne dersin? Harika olacak. | Open Subtitles | سنذهب إلى النادي الذي به صراع الفرق الموسيقية وسيكون رائعاً |
| Üçe karşı üç yapılacağı için kısacası bu rauntta takımların yarısı elenecek. | Open Subtitles | أنها ثلاثة ضد ثلاثة لذا, نصف الفرق سوف تقصى في هذه الجولة. |
| İnsanlarla Neandertal arasındaki farklılık genetik kodun %0.004'ü kadar. | TED | الفرق بين الإنسان والإنسان البدائي هو 0,004 بالمائة من الترميز الوراثي. |
| Evet, dünyadan yürüyüp giderseniz, ve Amerika takımı kaybederse bu kişisel değildir, Ulusaldır. | Open Subtitles | حسناً عندما تدخل إلى عوالم الفرق الامريكية فهذا ليس شيء شخصي إنه وطني |
| Ve İngiltere'nin gelmiş geçmiş en gürültülü grupları arasındaki yerini çoktan aldı. | Open Subtitles | واستحق مكانته فى تاريخ الروك كواحداً من أكثر الفرق صخباً فى إنكلترا. |