| Başa geçtiği gün sadece bir şey yapması için ona meydan okundu. | TED | وفي اليوم الذي تقلدت به المنصب تم تحديها: في القيام بشيء واحد. |
| Bir gün Tae Yi Ryeong'un oyunculuğundan etkileneceğim hiç aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | أنا لم أعرف أنهُ سوف يأتي اليوم الذي سأتأثر فيه بتمثيلها |
| Katılıyorum, ama senin geldiğin gün piyanoyla çalıp kaydetmeden önce onu hiç duymamıştım. | Open Subtitles | .. أناأوافقك،لكنيأقسم إنيلمأسمعها أبداً. قبل أن أعزفها وأسجلها في اليوم الذي حضرتي فيه |
| Bunu, bana neredeyse ölmek üzere olduğum günü hatırlatması için taşıyorum. | Open Subtitles | إنني أحمل هذه معي لأتذكر اليوم الذي كدت أن أموت به |
| Bugün sağ çıksanız bile ömür boyu unutmayacağınız şeyler yaşayacaksınız. | Open Subtitles | إذا نجوتم هذا اليوم، فهو اليوم الذي ستذكرونه بقية حياتكم |
| Sen ve şeker şeyle tanıştığım gün, 6 yıl içindeki 5. temyiz duruşmamdı. | Open Subtitles | اليوم الذي التقيتك فيه يا شورتي الظريف كان استئنافي الخامس في ست سنوات |
| Ta ki bir gün ona hayatımın diğer bölümünü anlatana kadar. | Open Subtitles | حتى جاء اليوم الذي اضطررت به أن أخبرها عن حياتي الثانية |
| Beni artık sevmez olduğun gün sakın seviyormuş gibi davranma. | Open Subtitles | اليوم الذي لا تحبني فيه كثيرا لا تدعي بأنك تحبني |
| O komünist piç kurusunun öldüğü gün büyük bir gündü! | Open Subtitles | اليوم الذي مات فيه ابن الشيوعية العاهرة كان يوم عظيم |
| Tam da toplum hayatından kopmayı planladığım gün oynamaktan vazgeçtiğim bir oyun. | Open Subtitles | لعبة أقلعت عنها بنفس اليوم الذي قررت به الانزواء عن الحياة العامة |
| Darly de. Şuna bir bak. Aynı gün gül yaprakları yağmış. | Open Subtitles | تأكّد من هذا، على نفس اليوم الذي أمطر أوراق تويجية وردية. |
| Birisi "Büyük Liderimiz" büstünü kırdığı gün, uzun pantolon giyebileceksin. | Open Subtitles | في اليوم الذي يتحطم فيه رأس قائدنا العظيم سترتدي البنطال |
| Hayatını sonlandırmaya karar verdiğin gün, neden işe gidesin ki? | Open Subtitles | في اليوم الذي تقرر فيه الانتحار لماذا قد تذهب للعمل؟ |
| Bense yataktan kalkınca her yerimin yere değeceği gün gelecek diye korkuyorum. | Open Subtitles | وانا اقلق حول اليوم الذي سأنهض فيه من السرير والتجاعيد تلامس الارض |
| Öylesine korktuğumuz o gün işte geldi. Ateş ulusu kapılarımızda. | Open Subtitles | اليوم الذي كنا نخشاه قد جاء قبيلة النار على أعتابنا |
| Öylesine korktuğumuz o gün işte geldi. Ateş ulusu kapılarımızda. | Open Subtitles | اليوم الذي كنا نخشاه قد جاء قبيلة النار على أعتابنا |
| Karl, Julie'nin doğum gününden sonraki gün tekrar bir araya gelmemizi istedi. | Open Subtitles | كارل طلب مني العودة اليه في اليوم الذي بعد عيد ميلاد جولي |
| Ve seninle benim aynı tarafta olduğumuzu anlayacağın günü bekleyemem. | Open Subtitles | وأتوق إلى اليوم الذي ستدرك فيه أننا في نفس الجانب، |
| Bugün kendisi için çalıştığım bir adamdan bir telefon aldım. | Open Subtitles | تلقيتُ إتصالاً من أحد الأشخاص اليوم الذي كنتُ أعمل معه |
| Şişedeki balığı yuttuğum böyle bir günde galibiyet çok iyi gelir. | Open Subtitles | حقا أستطيع الاستفادة من فوز في اليوم الذي شربت فيه سمكة. |
| Sen de şu lüks kahve dükkanına gittiğin güne lanet edeceksin. | Open Subtitles | وانت ستندم على اليوم الذي ذهبت به الى ذلك المقهى الغالي |
| Bunu yapmaya cesater ettiğim gün senin hiçbirşey yapmadıgın gündür. | Open Subtitles | يوم أخشى ذلك هو اليوم الذي لن أكون جديراً بالزعامة |