| Haydi ama. Sahiden de teslim olacağımı sanmıyordun değil mi? | Open Subtitles | بربك أنت لم تفكر فعلياً أني سأقوم بتسليم نفسي .. |
| Benden biraz olsun soğumaları için birkaç işi geç bile teslim ettim. | Open Subtitles | كما أني قمت بتسليم تعيينات في وقت متأخر حتى يكرهونني قليلاً بالطبع |
| Kamboçya ölüm tarlalarındaki veletler ailelerini idam için teslim etmişlerdi. | Open Subtitles | الأطفال الكمبوديين الذين يقومون بالقتل يقومون بتسليم والدييهم لمشنقة الإعدام |
| Genelde bu kısımda anahtarları teslim ederim ama anahtar yok. | Open Subtitles | الان,عادة هنا حيث اقوم بتسليم المفاتيح ولكن لا يوجد مفاتيح |
| III. Ptolemy İskenderiye'de demirlemiş her geminin kopyalaması için kitaplarını teslim etmesini gerektiren bir yasa çıkardı. | TED | وضع بطليموس الثالث سياسة توجب على أي سفينة ترسو في الإسكندرية بتسليم كتبها لأخذ نسخة منها. |
| O halde, arkadaşımın mektubu savcıya teslim etmesinde hiç bir sakınca yok mu? | Open Subtitles | فى هذه الحالة, لن يكون هناك اى اعتراض لو ان صديقى قام بتسليم الخطاب للمدّعى العام ؟ |
| Ya silahları teslim etme emrini verecek ya da asla bir başka emir daha veremeyecek. | Open Subtitles | ان لم يأمر بتسليم الاسلحة او ان لم يعطي امرا آخر |
| Beni korkutmak istiyorsunuz. Böylece teslim olacağımı sanıyorsunuz. | Open Subtitles | تحاول انت أن تقوم بأخافتى ممكن تظن بأخبارى هذا بأنى سأقوم بتسليم نفسى |
| Amerikalıların, savaş esirlerinin bir kısmını Ruslara teslim edeceğine dair bir söylenti yayıldı. | Open Subtitles | سرت إشاعة بأن القوات الأمريكية ستقوم بتسليم جزء من أسراها للقوات الروسية |
| Sen malı teslim ettikten sonra nerede buluşalım dersin. | Open Subtitles | مكان اللقاء يكون بعد قيامك بتسليم البضاعة. |
| 15 Mart 1945'ten önce... silahlarını yetkililere teslim etmemiş olan, | Open Subtitles | الجيش والشعب يقومون بتسليم اسلحتهم إلى السلطات |
| Belki onu teslim olmaya ikna edersen hepimizin hayatı kurtulur. | Open Subtitles | ربما يمكنك أن تتحدث معه عن إنقاذ حياتنا جميعاً بتسليم نفسه |
| Bu hainleri yetkililere teslim edeceğiz. | Open Subtitles | سنقوم بتسليم هؤلاء الخونة إلى السلطات المعنية. |
| Eğer polise teslim olmazsan, seni öldürecekler. Cinayete suç ortağı olduğum için beni de vuracaklar. | Open Subtitles | واذا لم تقم بتسليم نفسك فسوف تقتلك الشرطة وتقتلنى معك ايضا |
| Eğer polise teslim olmazsan, seni öldürecekler. Cinayete suç ortağı olduğum için beni de vuracaklar. | Open Subtitles | واذا لم تقم بتسليم نفسك فسوف تقتلك الشرطة وتقتلنى معك ايضا |
| Bu sene konser turu için Disney World'e gidecek tüm Hummingbird korosu üyeleri...... en geç bu cumaya kadar izin belgelerini teslim etmek zorundalar. | Open Subtitles | الذين سيذهبون إلى الحفلة الموسيقية في ديزني وورلد عليهم أن يقوموا بتسليم إشعارات الموافقة هذا الجمعة |
| Kendi aramızda yaptığımız oylamada teslim olmayacağımıza karar verdik. | Open Subtitles | وقررنا معاً أنّنا لن نقوم بتسليم أنفسنا .. |
| Çünkü yeni kanunları yüzünden hiçbir suçluyu ülkelerine iade etmiyorlar. | Open Subtitles | بسبب قوانين تسليم المجرمين لديهم انهم لا يقوموا بتسليم اية أحد |
| Burda konu teslimat. | Open Subtitles | هذا يتعلق بتسليم السلعة كل هذا يتعلق بالتوصيل |
| Kendimi polise ihbar ederim ve vereceğim ilk isim senin adın olur. | Open Subtitles | سوف أقوم بتسليم نفسي للشرطة و أنت أول أسم سوف أخبرهم به |
| Yoksa suçlu iadesi yapmayan bir yer mi bulmaya çalışıyorsun? | Open Subtitles | أم أنك فقط تحاول العثور على مكان لا يقوم بتسليم المجرمين؟ |
| Hamile bir anneyi, yeni doğmuş bebeğini sizin gibi yaşı ilerlemiş bir çifte vermesi için ikna etmek zaten oldukça zor. | Open Subtitles | كما تعلمون إنه من الصعب إقناع الأم الحامل بتسليم طفلها لزوجين |
| Ayrıca, tuval, boya ve fırçaların teslimatını da ayarladım. | Open Subtitles | وقد أمرت بتسليم شحنة لكِ من القماش والفرش والألوان |
| Magnus onu yakalasa bile, hayatta o giysiyi bize vermez. | Open Subtitles | حتى لو قامت ماغنوس يالقبض عليه من المستحيل أن تقوم بتسليم البدلة لنا |
| O yüzden çalışmamı, ölümüne savaşabilecek birine devretmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | سأقوم بتسليم العمل لشخص قادر على خوض المعركة. |