"بقول" - Translation from Arabic to Turkish

    • söylemek
        
    • söyleyip
        
    • söylemeye
        
    • söyleyerek
        
    • söylüyorsun
        
    • söylüyor
        
    • söyleyebilir
        
    • deyip
        
    • demek
        
    • demeye
        
    • söyleme
        
    • diyorsun
        
    • deme
        
    • söylüyorum
        
    • söylemekten
        
    Bu konu hakkında sanırım Belediye Başkanımız bir kaç söz söylemek ister. Open Subtitles وبناء على تلك الملاحظة ، أعتقد أن محافظنا سيرغب بقول بعض الكلمات
    İnsanlar sonunda bizim durumumuza düşene kadar bunu söyleyip dururlar! Open Subtitles الناس تستمر بقول هذا حتى ينتهي بهم الأمر بالعيش مثلنا
    Üç tane aptalca şey söylemeye hakkımız olduğuna göre hiç zorluk çekmem. Open Subtitles لا يجب أن أقلق، ما دام مسموحاً لنا بقول ثلاثة أشياء مملة.
    İçimizi döktüğümüze göre ben yapayım. Q. Hakkında acımasız şeyler söyleyerek başlayabilirim. Open Subtitles بما أننا ننقي أنفسنا أعطني هذا يمكنني أن أبدأ بقول شيء قاس
    Sürekli yanlış şeyler söylüyorsun bana. Open Subtitles تستمر بقول كل الأشياء الخاطئة استمع الى كلماتى
    Hayır. Herkes aynı şeyi söylüyor, ve bu kabul edilemez. Open Subtitles لا الجميع يستمرون بقول هذا و هو امر غير مقبول
    Efendim, heyet toplantısında sesimi çıkarma niyetinde olmadığımı söyleyebilir miyim? Open Subtitles سيدي، يجب أن أبدأ بقول أنا ما كان علي أن أخد الكلمة في إجتماع مجلس الإدارة
    Kamu hizmetinin beni çağırdığını söylemek isterdim ama bu doğru değil. Open Subtitles أرغب بقول أنه تم إستدعائي للخدمة المدنية لكن هذا ليس حقيقًا
    Ayrıca Göz'ü güvende tutma konusunda hârika bir iş çıkardığınızı söylemek isterim. Open Subtitles و هل تسمح لي بقول أنك قمت بعمل بارع بإبقاء العين آمنة
    Ama söylemek istediğim ikimiz de hatalıyız ve böyle şeyler olur. Open Subtitles لكن لنكتفي بقول أن كلانا مخطئ ، وهكذا ينتهي الأمر
    İnsanlar sonunda bizim durumumuza düşene kadar bunu söyleyip dururlar! Open Subtitles الناس تستمر بقول هذا حتى ينتهي بهم الأمر بالعيش مثلنا
    Durmadan evin içinde kısa saçlı bir kız çocuğunun olduğunu söyleyip duruyordu. Open Subtitles كانت ترتجف و هي تستمر بقول أن هناك فتاة ذات شعر قصير
    Evet, bunu söyleyip duruyorsun ama anlamıyorum. Bu ne demek? Open Subtitles انت تستمر بقول ذلك لكنني لا افهم ماذا يعني ذلك
    Tam yağmur gibi yasal suçlamalarda bulunacakken kız federal şerif şarkısı söylemeye başladı. Open Subtitles وكنت على إستعداد لأمطرها بالمشاكل القانونية حتى حتى تبدأ بقول , مارشال مارشال
    Bilirsin, eğer böyle şeyler söylemeye devam edersen insanlar umursadığını düşünecekler. Open Subtitles لو استمررت بقول أشياء كهذه سيظن الناس أنك تهتم لأمري فعلاً
    Ve böylece, konuşmamı şunları söyleyerek bitireceğim şimdiye kadar 20 şizofreni hastasına baktık. TED إذاً، سأختم بقول: أننا قد فحصنا 20 شخصاً مصابون بالفصام.
    Bunu tüm detayları bilmediğimi söyleyerek başlamak isterim. TED وأريد أن أبدأ بقول إني لا أعرف كل التفاصيل.
    Bence onlardan kurtulduk.Hep bunu söylüyorsun ama hiç kurtulamıyoruz Open Subtitles اعتقد ضيعناهم نستمر بقول ذلك لكننا لم نضيعهم
    - Herkes bunu söylüyor. - Ama güvende değilim, değil mi? Open Subtitles كل شخص يستمر بقول هذا، وانا لست بأمان، اليس كذلك ؟
    İlk albümünden daha erişilebilir olduğunu söyleyebilir miyiz? Open Subtitles لا يمكن لقد اسرني هل يمكن ان تذهبي بعيدا بقول انه سيكون اكثر نجاحاً من اول اعمالك؟
    Ne planından bahsediyorsun? Plan falan konuşmadık ama planımız var deyip duruyorsun. Open Subtitles نحن لم نناقش ابداً أي خطة وانت تستمر بقول انه لدينا خطه
    ABD mayınına düşene kadar ABD, ABD demeye devam ettin. Open Subtitles إستمررت بقول الولايات المتحدة الأمريكية، الولايات المتحدة الأمريكية إلى أن سقطتَ على لغم الولايات المتحدة الأمريكية
    Seni aldatmış ve hayatımın en büyük hatasını yapmış... olsam bile bunu söyleme iznim var mı? Open Subtitles هل مسموح لي بقول هذا بالرغم أنني خنتك و ان هذه أكبر غلطة ارتكبتها في حياتي؟
    Ben sana, senin ne düşündüğünü soruyorum sen de bana "Annem şöyle diyor, böyle diyor" diyorsun. Open Subtitles صحيح ، أترين ؟ ، إنني أسألكِ كيف تشعرين و أنتِ تستمرين بقول أمي و أمي
    Ve sakın "Sorun onda, çok küçük" ya da "seni olduğun gibi kabul edemiyorsa onun sorunu" deme. Open Subtitles ولا تكلف تفسك بقول:"كلا، الخطب به هو صغير جدّا" أو قول:"إذا لم يتقبلكِ كما أنتِ فإنّها مشكلته"
    Sana söylüyorum bu kasabada garip çılgın işler dönüyor. Open Subtitles أنا بقول لك إن البلد ده فيه حاقات مجنونه بتحصل
    Bu kategoride jürinin oy birliğiyle karar verdiğini... söylemekten memnuniyet duyuyorum. Open Subtitles وأنا فخور بقول هذا أمام هذا الحشد لجنة التحكيم توصلت إلى قرار جماعي بالإجماع

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more