Tenoch'un ailesinin evinde iş buldu, Tenoch'un doğumundan itibaren onun bakımıyla ilgilendi. | Open Subtitles | ليو وجدت عمل بمنزل لاتوربيدي، و أعتنت بتونيوتش منذ ولادته |
O zaman annenin evinde sevişmemiz gerekecek. | Open Subtitles | أظننا سنضطر إذاً لممارسة الجنس بمنزل أمك |
Sadece meraktan soruyorum, neden bir tek bu evde büyü arıyorsunuz? | Open Subtitles | إنَّما بدافع الفضول، لم كنت تلاحقين السحر بمنزل الأخويَّة هذا بعينه؟ |
Karısının evine bırakmadan önce, kayın biraderime gösterdim. | Open Subtitles | قبل أن أتركها بمنزل الزوجة توقفت لرؤية أخي |
Valentine Sokağı'ndan eve giderken Mösyö Villette'in evini geçtik. | Open Subtitles | فى طريقنا للمنزل مررنا بمنزل السيد فاليت |
- Efendi Sansho'nun evi yanıyor, efendim. | Open Subtitles | لقد اشتعلت النار بمنزل سانشو ياسيدي. ماذا ؟ |
Yaşlı gösteriyorsun ve bir banliyö evinde yaşıyorsun. | Open Subtitles | تبدو كبير السن و تعيش بمنزل صغير بالمدينة |
Görünüşe göre Koç'un evinde rekabet haftası yemeği var. | Open Subtitles | يبدو كأن عشاء أسبوع صخب الفريق بمنزل المدرب |
Sonra ailesinin evinde düşüp bayıldım çocuklarını korkuttum ve kendimi işten kovulmuş buldum; çünkü neden mi? | Open Subtitles | ثم أصطدم بمنزل والديها وأفزع أولادها، وأتسبب بطردي وخمنوا لماذا.. |
Bir cadının evinde, kendi evinden daha güvende hissediyor. | Open Subtitles | إنه يشعر بالأمان أكثر بمنزل ساحرة مما يشعره في منزله |
Bir cadının evinde, kendi evinden daha güvende hissediyor. | Open Subtitles | إنه يشعر بالأمان أكثر بمنزل ساحرة مما يشعره في منزله |
Annen bahse girmiş olmasaydı onun evinde mangal yapıyor olurduk. Bence bu aralar çok iyi anlaşıyorduk ama aniden her şey... | Open Subtitles | لكنا سنكون بمنزل والدتك لو لم تطردنا منها لقد أعتقد أننا متوافقان تماماً مؤخراً |
Jefferson-sal gündemi ekliyoruz ve ben Thomas Jefferson tarafından tasarlanmış bir evde yaşama ayrıcalığına eriştiğim Charlottesville'den geliyorum. | TED | نحن نضيف الطراز الجيفرسوني، وقد أتيت من مدينة شارلوتسفيل، حيث كان لي شرف السكن بمنزل صمم من قبل توماس جيفرسون. |
Mahkemeye göre, bu çocuk ahlaksızlaşmış normal bir evde yetişmediği için. | Open Subtitles | أكمل قرار هذه المحكمة، هذا الولد مُذنب خذ هذا على الحساب، لم يكن يحظى بمنزل طبيعي |
Jane, Montague'nün evine telefon eder ve Leydi Edgware'i ister. | Open Subtitles | قامت جين بالأتصال بمنزل مونتيجيو لتسأل عن الليدى ادجوار |
Onu Leary'nin evine tedavi için ikna etsin diye gönderdik. | Open Subtitles | مرّ بمنزل ليري ليحاول إقناعه بقبول الاستشارة. |
Herhâlde Tommy'nin evini tam dört kez aradı. | Open Subtitles | كان عليه أن يجري أربع مكالمات بمنزل تومي |
Hayır, Kenny. Ağaç evi nasıl gidiyor tatlım? | Open Subtitles | ــ كيف يسير العمل بمنزل الشجرة يا حبيبي؟ |
Bunu arzulayan her insanı kendi tasarladığı eve yerleştirmek istiyorum. | TED | أريد أن أحقق حلم كل شخص يرغب في العيش بمنزل من تصميمه الخاص. |
Annemle babamın evindeki kaset oynatıcıda var. Hemen izleyeceğiz. | Open Subtitles | ،إنه لديَّ على شريط فيديو بمنزل والديَّ .وإننا سنشاهده فورًا |
Dün gece Villette'in evinin önünden geçmişsiniz. | Open Subtitles | أمكم أتصلت لكى تخبرنا أنكم مررتم بمنزل فاليت أمس |
Havuzlu bir evin yanında, yalanla aldatmanın ne önemi var ki? | Open Subtitles | ما قيمة الكذب والغش مقارنة بمنزل رائع كهذا؟ |
- Çok isterdim Lou, ama Simpson'larda yine tenis oynayacağım. | Open Subtitles | - أود ذلك يا (لو) ، لكنني .. سألعب التنس بمنزل آل (سمسون) مرة أخرى |
Yardım edin, lütfen. Stu Marker'in evindeyim. | Open Subtitles | مرحباً ساعدنى من فضلك أنا بمنزل ستو بركنر |
Fakat senin gibi bir adam, bunun gibi büyük bir evle ne yapıyor? | Open Subtitles | لكن ما يفعل شخص مثلك بمنزل كبير كهذا, على أية حال؟ |
Ailesi onu evden kovdu, şimdi Quinn Finn'lerde yaşıyor. | Open Subtitles | لذا فقد طردوها من المنزل وهي الان تعيش بمنزل فين |
Sen o gece arkadaşının evindeydin, ve düşündüm ki, eğer onu saklayabilirsem, senin haberin olmayacaktı. | Open Subtitles | ، كنت بمنزل أحد الأصدقاء تلك الّليلة ، وظننت أنّه لو أخفيتها، فلن تعلم أبداً |