"تبحث" - Translation from Arabic to Turkish

• arıyor
• arıyorsun
• aradığını
• bakıyorsun
• arıyorsunuz
• aradığın
• arıyordu
• arıyordun
• aramaya
• istiyorsun
• arayan
• arıyorsan
• peşinde
• aradığınızı
• bulmak

Özet olarak, harcamalarımızı paylaşmak için, InGen sınırlı sorumlu ortaklar arıyor.
بكل بساطة , إين جين تبحث عن شركاء محدودين لمساعدتنا بالتكاليف

Polis bütün ülkede sizi arıyor. Bütün gazeteler bundan bahsediyor.
إنّ الشرطة بأنحــاء البلاد تبحث عنكـم، إنـه في كلّ الصحف

Sende cevaplar var insan. Sen artık yalnızca soruyu arıyorsun.
لديك كل الأجوبة أيها الأنسان أنت تبحث عن السؤال فقط

Çocuğa bakması için birini arıyorsun ve kadın geçmiş karşında duruyor.
أنت تبحث عن شخص ما ليعتني بالصبي. وهيّ تقف أمامك تماماً.

Beni çok görmek istediğini beni uzun zamandır aradığını söyledi.
أنك أردت رؤيتي كثيراً.. أنك تبحث عني منذ مدة طويلة.

Neden 17 yıldan beri tutuklu olan bir adama bakıyorsun?
لماذا تبحث عن رجل كان مسجونا للـ 17 سنة الماضية؟

Görmek için değil ama birini arıyorsunuz, öyle mi?
إذاً فأنت لا تزال تبحث عن هذا الرجل أليس كذلك؟

Dinle, yoldaş. Belki yanlış numarayı aradın ama tam aradığın adamı buldun.
إسمع يا رفيق لعلك أخطأت في الرقم لكنك وجدت ما تبحث عنه

Güneş gözlüklerini arıyordu ama bilemiyorum belki bir şeyler görmüş olabilir.
لقد كانت تبحث عن نظاراتها، لكن لا اعلم، ربما رأت شيء

- Bu keşifle ilgilidir. - Ama bulduğunuz şeyi mi arıyor olmanız gerekir?
أنها عن الأستكشاف لكن هل يجب عليك أن تبحث عن الشيء الذي وجدته

Senin yüzünden annem saklanmak zorunda kaldı. Polis onu arıyor.
الشكر لكِ أمي الان لابد ان تختفي الشرطه تبحث عنها

Polis, böyle dövmeleri olan kimliği belirsiz bir erkeği arıyor.
والشرطه الانه تبحث عن الرجل غير معروف يحمل هذا الاوشام.

Merhaba, kedicik. Fare mi arıyorsun?
مرحباً أيها القط ، هل تبحث عن فأر ، كذلك نحن

Onun, giydiği takımı arıyorsun. - Onun gibi giyinmemi istiyorsun.
أنت تبحث عن الرداء التى كانت ترتدية تريدنى أن أبدو مثلها

Samanlıkta iğne arıyorsun.
لا أعرف ما كنت تبحث عنه. أنت تعرف ما الذي تبحث عنه؟

Neden bir şeyler aradığını bile bilmiyorum, harika bir hayatın var...
أنا لا أعرف لمَ تبحث عن أي شيء لديك حياة مثالية..

Babam senin yüzünden öldü. Burada sihirden fazlasını aradığını biliyorum.
والدي مات بسببكَ، وأعلم أنّكَ تبحث هنا عمّا يتعدّى السحر.

Burada durmuş, şu an poşetlerin içindeki bir düzine manta vatozuna bakıyorsun.
كنت تبحث في اثني عشر أشعة مانتا يجلس في هذه الحقائب هنا.

Albüm çıkarmaya çalışıyorum. İş mi arıyorsunuz?
.أنا احاول أن اقوم بتسجيل مجموعة أغاني هل تبحث عن عمل؟

Bu da ne? aradığın şey bu işte bütün ihtişamı ile.
إنه مجرد رأس لتمثال لا قيمة له ذلك الذي تبحث عنه

Ve düşündüm ki, Gana da mı kendi kimliğini arıyordu tıpkı benim yaptığım gibi?
وأنا أفكر، هل تبحث غانا عن هويتها مثل ما أنا أبحث عن هويتي؟

Kendine işkence edecek başka bir kadın arıyordun değil mi?
. اقصد, بأنك كنت تبحث عن امرأه اخرى لتعذبك, صحيح؟

Belkide Tins, LAPD'nin zırhlı aracı aramaya gitmemesi için Brimmer'ı arkada bıraktı.
ربما ترك تينز الانسه بريمر لكي لا تبحث عنه شرطة لوس انجلس

O kadar derinden bile, bizi arayan gemilerinin seslerini duyabiliyorduk.
وحتى من تحت الارض كان بإمكاننا سماع سفنهم تبحث عنا

# Evet, eğer gürültü arıyorsan, bana kulak ver #
نعم، إن كنت تبحث عن شجار كبير .إنما تبحث عني

Yani... eğer peşinde olduğun mutlu sonlarsa, başka bir yere bak.
لذا إنْ كنت تبحث عن نهاية سعيدة فابحث في مكان آخر

Eğer basın ne aradığınızı öğrenir ve işe burnunu sokarsa, ben hepimizi yakarlar.
لو الصحافه علمت بما تبحث عنه وبدات في البحث في الامر سيتم صلبنا

Bilirsiniz, hayalime kimin yardım edebileceğini bulmak için isim kartlarına bakmak, bazen birbirimizin insanlığının direkt içinden bakmak gibi.
كما تعلم، أنت تبحث بين الأسماء لعلك تجد من قد يساعدك في تحقيق حُلْمِك، أحيانا تبحث في إنسانية الآخر.