Amos, Marlon Griffin'nin yerini hazırlarken onu kuleye kadar takip etti. | Open Subtitles | أموس ربما تبع مارلون الى الجريفين روست عندما كان يقوم بالبناء |
1664'teki kuyrukluyıldız tüm Avrupa'ya korku salmıştı ve Veba Salgını'yla Büyük Londra Yangını'nın bunu takip etmesiyle birlikte, dehşet tescillenmişe benziyordu. | Open Subtitles | مذنب 1664 أرسل رعشات من الرهبة في أوربا كلها والخوف كان مبرراً حينما تبع المذنب مرض الطاعون والحريق الكبير في لندن |
İşte bu bir şeydir. Şimdi, her bir insanın bunu takip ettiğinden emin miyim, | TED | إن هذا لهو شيءٌ حقاً والآن أنا متأكد من أن كل شخص تبع المعزوفة .. |
Bir adama tek araba satma. 15 yıl için 5 araba birden sat. | Open Subtitles | لا تبع سيارة واحدة لشخص واحد بع له خمس سيارات فى 15 عاما |
O gün bugündür dünya pek çok devrim gördü ve hepsi de aynı yolu izledi önce idealizm ve onu takip eden radikalizm. | Open Subtitles | رأى العالم ثورات متعددة بعد ذلك وقد تبع أغلبها نفس النمط تقريباً المثالية ، ثم التطرف |
Altı aydır bir resim satamadın. Öldür onu. | Open Subtitles | أنت لَم تبع لوحة منذ 6 أشهرِ,إقتلْه |
Belirtmeliyim ki Gamma yazılımlarını aslında hiç Mısır hükûmetine satmadı. | TED | ويجب التنوية أن جاما فعليا لم تبع برمجياتها إلى الحكومة المصرية. |
Bu evi bana satmamış olsaydı nerede yaşadığımı bile bilmezdi. | Open Subtitles | لو لم تبع لي المنزل لما عرفت عن مكان إقامتي |
Ağzını açıp, parmağını takip ediyorsa, açtır. | Open Subtitles | إذا فتح فمه و تبع إصبعك هذا يعني أنه جائع |
Yani adamın çıkışını takip eden her neyse değiştirip diski kendi ölçüsüne getirmişler. | Open Subtitles | بكلمات أخرى لقد أزالوا كل ما تبع دخول هذا الرجل |
Neden? Rangoon'a kadar Irrawaddy Nehri'ni takip etti. | Open Subtitles | لقد تبع نهر إيراوادي على طول الطريق حتى رانجون |
Böylece Michael kanıtları saklamak için... gönderilen Luz'u takip etmeye başladı. | Open Subtitles | و هكذا تبع مايكل ليز ... و التى ارسلت لاخفاء الادله |
Radikal politika patlamaları ve sinir bozukluğu da onu takip etti. | Open Subtitles | تبع ذلك نوبات سياسية متطرفة تلاها انهيار عصبي. |
Müdürün dediğine göre... garsonlardan birini takip etmiş olabilir. | Open Subtitles | انه قد يكون تبع احدى النادلات الى خارج الحانة |
Bunu takip eden sel felaketinde 16 bin kilometre karelik kara parçası suyun içine gömüldü. | Open Subtitles | ثم تبع ذلك فيضان كارثيّ، ففاضت 10 أميال مربعة من اليابسة بالماء. |
- So Dam, onu takip mi ettin? | Open Subtitles | سودام . انت ِ من تبع السيد الملاك . اليس كذلك |
Tabii onu paslandırıp hurda olarak satma planın yoksa. | Open Subtitles | الا اذا كان لديك بعض الخطط السرية لابقائها حتي تصدا ثم تبع بعض القطع منها؟ |
Ödemeye niyetin yoksa buralarda uyuşturucu satma, Frank! Kendine adam gibi bir iş bul. | Open Subtitles | لذا لا تبع مخدرات هنا يا (فرانك)، احصل على عمل حقيقي |
'Huzur Veren' ya Dr. Kukra'yı buraya kadar izledi, ya da zaten tanışıyorlardı. | Open Subtitles | لابد أن السفاح قد تبع الدكتور كوكرا الى هنا أو استدرجه |
Nasıl oldu da dün hiç şeker satamadın? | Open Subtitles | لماذا لم تبع أيّة حلوى البارحة؟ |
Benim yavrum kimseye bir şey satmadı. Kimseden bir şey de almadı. | Open Subtitles | ابنتي لم تبع يوماً شيئاً لأحد ولم تأخذ شيئاً من أحد |
Burayı satmamış veya yenisini almamış. | Open Subtitles | هي لم تبع هذا المكان او تشتري واحداً جديداً |
Hayır, polisi rehinci dükkanına kadar izlemiş. | Open Subtitles | أجل ، لا ، لقد قال بأته تبع الشرطي إلى محل الرهائن |
- Hisselerini satmadın mı? | Open Subtitles | لم تبع أسهمك؟ ماذا؟ |