"تجيب" - Translation from Arabic to Turkish

    • cevap
        
    • açmıyor
        
    • yanıt
        
    • cevaplamak
        
    • açma
        
    • cevaplamadan
        
    • cevaplarsın
        
    • cevabını
        
    • açmadı
        
    • açmadın
        
    • açar
        
    • cevaplar
        
    • yanıtlamak
        
    Şimdi iyi dinle evlat. Soruma dikkatlice cevap vermeni istiyorum. Open Subtitles و الان يا بني اريدك ان تجيب علي اسؤالي جيدا
    Ben senin sorunu yanıtladım, şimdi de sen cevap ver... Open Subtitles انا أجبت عن سؤالك، لذلك يجب أن تجيب عن سؤالي.
    Evet ama sormak istediğim genç güzel bir kız neden... ..benimle çıkmak istesin ki ve buna cevap verebilirsen... Open Subtitles سؤالي كان، لماذا تريد فتاة صغيرة جدا مثل تلك تخرج مع رجل مثلي؟ وإذا يمكنك أن تجيب على ذلك
    Soracağım soruya doğru cevap vermezsen en az bir yıl yiyeceksin. Open Subtitles عام واحد على الأقل إذا لم تجيب السؤال التالي بشكل صحيح
    Ne zaman bir soruya cevap vermek istemezsen eğlenceli olmaya çalışıyorsun. Open Subtitles تحاول أن تكون مضحكاً عندما لا تريد أن تجيب على سؤال
    Hemen cevap vermen gerekmiyor, çünkü tüm hafta burada olacağım. Open Subtitles ،وليس عليك أن تجيب في الحال لأني سأبقى لمدة إسبوع
    Kimsenin dikkatini çekme ve onun ismini görmediğim sürece kimseye cevap verme. Open Subtitles توارى عن الأنظار ، و لا تجيب على الهاتف حتى يظهر أسمها.
    Sakın o telefona cevap verme. Ama çalışıyor olduğuna sevindim. Open Subtitles لا تجيب على هذا، لأني سعيد بما كنت تُعمل فيه.
    Onun danışmanı olarak hiçbirine cevap vermeyecek. Size ne söylesin? Open Subtitles ونصحتها بأن لا تجيب على أيّ منها، بماذا يخبرك ذلك؟
    Yani üzerinde yargılar bırakmadan önce Sana bir soruya cevap vermeni istiyorum Open Subtitles لذا قبل أن تطلق أحكامك علي أريدك أن تجيب على سؤال واحد
    Elimizde bütün bu sorulara cevap verebilecek genel evrensel prensiplere dayanan bir matematiksel yapı var. TED يوجد آلية رياضية يمكن أن نبنيها على مبادىء جينية عالمية يمكنها أن تجيب تلك الاسئلة
    Ve bu motivasyon konuşması bittiğinde cevap vermediği şey, bu motivasyon gücünden yararlanan bir organizasyonu nasıl inşa edeceğinizdir. TED وبهذا تنتهي محادثة التحفيز، أما ما لا تجيب عنه فهو كيف تبنون منظمة تسخّر تلك الطاقة التحفيزية.
    "Tam şu anda sorularıma cevap verirken nefesin kokuyor mu?" TED هل نفسك سيء الرائحة وأنت تجيب على استجوابي الآن؟
    Kardeşinin sırtına vuruyor, telefon çalınca cevap veriyor, el sallayarak güle güle diyor. TED تربت على كتف شقيقه، تجيب على الهاتف حين يرن، تلوح بالوداع.
    Sakın soru sorma, sorulan sorulara cevap verme. Open Subtitles لا تطرح ايه اسئله ولا تجيب على ايه اسئله
    Eğer istemezseniz, sorularımın hiç birine cevap vermek zorunda değilsiniz. Open Subtitles وليس عليك ان تجيب على اى سؤال لو لم ترغب فى ذلك
    Bu soruya doğru cevap vermeniz çok önemli. Open Subtitles الآن ، من الهام أن تجيب على هذا السؤال بشكل صحيح
    Annesi yolun karşısında oturuyor ama bizimle konuşmaz, efendim. Kapıyı bile açmıyor. Open Subtitles تعيش والدته عبر الشارع لن تجيب حتى على الباب
    O zaman sorularıma yanıt vermezsen ölümünün ne kadar yavaş olacağını biliyorsundur. Open Subtitles اذا تعرف كيف سوف يكون موتك بطيئا إذا لم تجيب عن أسئلتي
    Sorunuzu cevaplamak açısından, niçin birleştirmeyi arıyordu? Open Subtitles أذاً لكى تجيب على أسئلتك لماذا كان يبحث عن التوحيد؟
    Telefonumu açma, bilgisayarımı kullanma, mail'lerimi okuma cüzdanımı karıştırma ve cep telefonuma kesinlikle dokunma. Open Subtitles لا تجيب على هاتفي, أو تستخدم حاسوبي أو تقرأ بريدي أو تنظر في حقيبتي أو تتفقد مفكرتي أو تلمس هاتفي الخلوي أبداً
    Hayır, bunu cevaplamadan önce ne kadardır burada? Open Subtitles , لا, قبل ان تجيب علي هذا مني متي وهو هنا؟
    Ya sorularımızı cevaplarsın ya da tüm gün dişlerini çekeriz. Open Subtitles إما أن تجيب على أسئلتنا أو سننتزع كافة أسنانك اليوم
    "...şu andaki dünya kamuoyunun fikri ve siz evet ya da hayır cevabını verebilirsiniz. Open Subtitles أنت الآن أمام محكمة الرأي العام العالمي ويمكنك أن تجيب بنعم أو لا
    Gabrielle, telefonu açmadı Çocukların, annelerine itaat etmeleri için verilen vaazı dinlemekle meşguldü. Open Subtitles "جابريل لم تجيب." "كانت مشغولة جداً برؤية أطفالها" "وهم يتعلمون وجوب طاعة أمهم"
    Seni aradım ama açmadın. Open Subtitles حاولت الإتصال بك لكنك لا تجيب على هاتفك أبداً
    Orayı arayacağım. Umarım telefonu o açar. Open Subtitles سوف أتصل هناك و من الأفضل أن تجيب الهاتف
    Kısa cevaplar verin, yoksa bitiremeyeceğiz. Open Subtitles فقط إنتظر السؤال حتى تجيب و إلا فسوف يعوقك فتره أكبر من تأخيرك له
    Sana muhtemelen yanıtlamak isteyeceğin bir soru soracağım. Open Subtitles , سأسألك سؤالاً واحداً ومن المرجح أن تجيب عليه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more