"تستطيعين" - Translation from Arabic to Turkish

    • sen
        
    • misin
        
    • Beni
        
    • yapabilirsin
        
    • bana
        
    • edebilirsin
        
    • musun
        
    • Onu
        
    • yapamazsın
        
    • edebilir
        
    • edemezsin
        
    • Bunu
        
    • bile
        
    • misiniz
        
    • de
        
    Ben iki evle birden ilgilenemem ve sen de yalnız yaşayamazsın. Open Subtitles لا أستطيع تحمل مصروف منزلين و أنت لا تستطيعين العيش بمفردكِ
    Eğer annesinden herhangi şey çıkarsa, ...kasabaya kadar gidebilir misin? Open Subtitles اذا اخبرتك المراءه العجوز بشي فهل تستطيعين ان تعودي وحدك؟
    Anlıyorum ve hatta Bunu hakediyorum ama lütfen Beni bu ameliyattan uzak tutmazsınız. Open Subtitles فهمت ذلك , أنا أستحق ذلك أرجوكِ لا تستطيعين إبعادي عن هذه الجراحة
    Anne, kitap çeviriyorsun. Bunu herhangi bir yerde de yapabilirsin. Open Subtitles أمي، أنت تترجمين الكتب تستطيعين عمل ذلك في أي مكان
    Hayır. Aslında, birini arıyorum, ve bana yardım edebileceğinize inanıyorum. Open Subtitles لا، في الواقع أريد شخصاً ما، ومتأكد بأنكِ تستطيعين مساعدتي
    - Belki de Sid'e bekareti konusunda sen yardım edebilirsin. Open Subtitles ـ لا من المحتمل انك تستطيعين المساعدة بخصوص عذريه سيد.
    Yapabilirsiniz Tabii ki, evet. sen sürece istediğiniz kadar burada kalabilirsin. Open Subtitles بالطبع تستطيعين ، نعم ، يمكنكِ البقاء هنا طالما رغبتِ بذالك
    - Lütfen ona... - Hemen aşağı ineceğimi söyler misin? Open Subtitles هل تستطيعين من فضلكِ إن تخبريه إنني آتيه خلال لحظات
    Evet, iyi olmuş ama bu her neyse afişe çevirebilir misin? Open Subtitles نعم إنه جيد لكن هل تستطيعين مهما يكون هذا وتجعلينه بوستراً؟
    Başladığımdan beri Beni tanıyor olman, Beni geride bırakacağın anlamına gelmiyor. Open Subtitles ليس فقط كونك تعرفينني منذ البداية انك تستطيعين ان تعيديني لكِ
    Sert kahve hazırayabilir, parfüm sürmez... ve Beni rahatsız etmez misin? Open Subtitles هل تستطيعين صنع قهوة قوية عدم إرتداء العطر ابداً وعدم إزعاجي؟
    Evet. Serbest kalacaksın ve istediğin her şeyi yapabilirsin, söz. Open Subtitles ستكونين حرّة و تستطيعين القيام بما يحلو لكِ, أعدكِ بذلك.
    Bunu Berkeley'de yapıyorum demiştim ve şimdi aklınızdan şöyle geçebilir: "Berkeley, tabii ki Bunu Berkeley'de yapabilirsin." TED وقد قلت أنني أفعل هذا في بيركيلي , وربما تفكرون ياه , بيركيلي , بالطبع تستطيعين عمل ذلك في بيركيلي
    Taşıdığın hastalıkla ilgili bana söylemek istediğin bir şey var mı? Open Subtitles هل هناك أي شيء تستطيعين إخباري أياة عن المرض الذي تحملينه
    sen Beni enine boyuna analiz edebilirsin ama ben psikolojik bir alt kabukla karşılaşıyorum ve bana hakkımı vermiyorsun. Open Subtitles تستطيعين تحليلي ليلاً نهاراً وعندما ألمس طبقة نفسية غامضة لا تقدرين ذلك
    Hatırlıyor musun, benimle birlikte olduğun sürece herşeyin üstünden gelebileceğini söylemiştin? Open Subtitles أتذكرين عندما قلت أنك تستطيعين تولي كل شيء طالما أنا معك؟
    Onu iyi tanıdığına göre belki bunun ne olduğunu söyleyebilirsin. Open Subtitles ربما بما انك عرفته جيداً تستطيعين ان تخبرينني ما هذا
    Peki ama ölü bir adamla röportaj yapamazsın, değil mi? Open Subtitles لا تستطيعين أن تجرين مقابلة مع رجل ميت أليس كذلك؟
    -Çok alır mısınız? -Onunla konuşmam lazım. bana yardım edebilir misiniz? Open Subtitles أنا حقا أريد التحدث اليها هل تستطيعين مساعدتي ؟
    Onların yanında olsan bile onlara yardım edemezsin. Hiç fark etmez yani. Open Subtitles أنت لا تستطيعين مساعدتهم إذا كنت هناك معهم ليس هناك أى فرق.
    Biraz garip görünüyor ama olsun. Bunu da mönüye ekleyebilirsin. Open Subtitles . نعم, يبدو شاذ قليلا ولكن تستطيعين وضعه على الخريطة
    Benim deneyimlerime göre ortalama bir erkek tüm yaşamı boyunca 10 dakikalığına bile gerçek bir erkek olmayı başaramaz. Open Subtitles من خلال تجربتى هو رجل متوسط ليس رجلاً كاملاً ليس من خلال عشر دقائق تستطيعين الحكم على حياة الرجل
    Yemek yapıyor ve yumurtası bitmiş yardımcı olabilir misiniz diye soruyor. Open Subtitles إنها تطبخ ولا تملك بيضاً وكانت تسأل إذا كنت تستطيعين مساعدتها
    Ya da sokakları temizlersin. Pek iyi değil ama daha kötüsü de olabilirdi. Open Subtitles .أو تستطيعين كنس الشوارع إنه شيء سيء لكنه من الممكن أن يصبح أسوأ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more