"تظن أن" - Translation from Arabic to Turkish

• Sence
• sanıyorsun
• düşünüyorsun
• Sizce
• düşünüyor
• olduğunu düşünmüyor
• sanıyor
• sandın
• sanıyorsunuz
• düşünüyorsan
• göre
• düşünüyorsunuz
• dersin
• olabilir
• olduğunu düşünen

Sence onun gibi bir kız, dışarıda benim yüzüme bakar mı?
هل تظن أن فتـاة كهـذه، قد تعيرني إنتباها لو كنـَّا بالخارج؟

Sence Grossberger onları yedi mi yoksa bir iki kemik bırakmış mıdır?
هل تظن أن جروس برجر أكلهم جميعاً أم ترك بعض البقايا ؟

Öyle ama. Olan biten her şey yatkınlıklardan mı Sence?
بالفعل، هل تظن أن كل شيء يحدث معلوم مسبقاً ؟

Hepinizin üzerinden geçecek. Neden onun ismi herkesin ağzında sanıyorsun?
سوف تسير فوقك لماذا تظن أن اسمها على لائحة الجميع

Özür dilemeye kalkma. Bu sözlerle her sorunun üstesinden gelebileceğini mi düşünüyorsun?
لا تعتذر، تظن أن بوسعك أن تدفع ثمن كل شيء بتلك الكلمات.

- Bu komitenin ifade almaya hakkı var mı Sizce?
هل تظن أن هذه اللجنة لديها الحقفيفرضالشهادة.. أنت مرفوض، سيّدي.

Sence bugün National Enquirer'e layık bir gösteri yaptık mı?
هل تظن أن تمثلينا اليوم تليق بمجلة ناشيونال إنكوايرر ؟

Beni kilisesine davet etti. Sence annem gitmeme izin verir mi?
لقد دعاني إلى كنيسته هل تظن أن أمي ستدعني أذهب ؟

Haydi, Sence yönetim kurulu yükselecek kişiler hakkında kimi dinleyip dikkate alıyor dersin?
هيا يا صديقي، من تظن أن اللجنة ستستمع إلى تعليق ترقيته هنا ؟

Sence neden Bay Timberlake Batı Yakasında yemek yemeyi tercih ediyor?
لماذا تظن أن السّيد تمبرلك سيختار تناول العشاء في الطرف الغربي؟

Sence annen Yahudi değil diye Hitler yaşamana izin verir miydi?
هل تظن أن هتلر كان سيتركك لأن أمك ليست يهودية ؟

Sence de Noel kutlamalarına başlamak için biraz erken değil mi?
ألا تظن أن الوقت ما يزال باكراً على أناشيد موسم الميلاد؟

Sence bu insanlar neden küçük bir bankayı soymak istemiş olabilirler Michael?
لم تظن أن مثل هؤلاء الناس يكونون مهتمين بسرقة مصرف يا مايكل

Buraya gelen adamların siklerini bir poşete sokmak isteyeceklerini mi sanıyorsun?
تظن أن هؤلاء الرجال هنا سيمارسون الجنس بمطاط على ذكورهم, اللعنة؟

Senin dölünü taşıyorum diye beni kontrol etmek hakkın sanıyorsun.
أنتَ تظن أن لديكَ الحق لتتحكم بي لأنني حامل بذريتكَ

Adli tabip sana direkt otopsi bilgilerini verecek mi sanıyorsun?
هل تظن أن فاحصًا طبيًا سيعطيكَ معلوماتٍ حولَ تشريحِ جثة؟

Dünyanın sana yanlış yaptığını mı düşünüyorsun ha? Sen dünyaya yanlış yaptın.
تظن أن العالم عاملك بشكل سىء أنت الذى عاملت العالم بشكل خطأ.

Sizce devletin kurucuları bir insanın aya inişini öngörebilmişler miydi be?
هل تظن أن أجدادنا ظنوا بأننا سنهبط على سطح القمر حقًا؟

Birlikte yaşamanın hala iyi bir fikir olduğunu düşünüyor musun?
أما زلت تظن أن عيشنا سويه هي فكرةٌ جيده ؟

Bu aptallığı sembolize eden şeyin de shinobiler olduğunu düşünmüyor musun?
أولا تظن أن وجودنا كشينوبي بحد ذاته يُعد رمزًا لتلك الحماقة؟

Çoğu insan bu yürüdüğümüz yolun demiryollarına ait olduğunu sanıyor.
غالبية الناس تظن أن هذه الأرض التى نمشى عليها مِـلك للسكك الحديدية

Aptalca kılık değiştirerek beni atlatacağını mı sandın?
هل تظن أن هذا التنكر من الممكن أن يخدعنى؟

Hayatım boyunca şansım kötüydü. - Buraya nasıl geldim sanıyorsunuz?
. أعاني من سوء الحظ طوال حياتي كيف تظن أن هذا سيتغير هنا ؟

Eğer bunu yapacak gücüm olduğunu düşünüyorsan sana duş almanı emretmez miydim Sence?
إذا كنت تظن أن لي القوة لفعل هذا ألا تظن أنني سامرك بالاغتسال؟

Bize ulaşan bilgiye göre federal yetkililer şüphelilerin terör faaliyetlerine karışmış olabileceğini düşünüyor.
لقد أتتنا معلومة بأن السلطات الفدرالية تظن أن المشتبه به متورط بنشاطات ارهابية

Yani, onların aşk bağlantı psişik bağlantı çeşit açtı ne düşünüyorsunuz?
إذاً تظن أن وصلة حبهم فتحت قناة من نوع فيزيائي ؟

O bebek bezleri atışlarını etkiliyor olabilir mi?
يا ستان هل تظن أن تلك الحفاظّة تؤثر على دورانك؟

Dün gece olanların garip olduğunu düşünen sadece ben miyim?
هل أنا الوحيدة التي تظن أن الليلة الماضية كانت غريبة جدا ؟