| O köprüde sabah saat 6'da gerçekten ne işin vardı? | Open Subtitles | ما الذى كنت تفعله حقاً على الجسر فى السادسه صباحاً؟ |
| Benden daha önemli ne gibi bir işin olabilir ki? | Open Subtitles | ما الذي يمكن أن تكون تفعله أكثر أهمية مني ؟ |
| Nedir bu, bana yakın olmanın garip bir yolunu mu arıyorsun? | Open Subtitles | طريقة غريبة ما لتحاول التقرب مني ؟ ما الذي تفعله ؟ |
| İlgi çekmek için yapıyor, ben de görmezden geleceğim. Tamam mı? | Open Subtitles | هذا ما تفعله لكي تحظى بالإهتمام لذا أريدك أن تتجاهل هذا |
| O zaman şu yaşlı ve şişko elemanın evde işi ne? | Open Subtitles | ما الذي تفعله بتمثال الرجل العجوز السمين في هذا المنزل إذن؟ |
| Bunca işin arasında vakit ayırıp bunu yaptığın için sana minnettarım. | Open Subtitles | اقدر لك ما تفعله الآن خصوصا أنك تستقطع وقتا من عملك |
| Sabahın 6'sında yapacak daha iyi işin yok mu senin? | Open Subtitles | أليس لديكَ من شيءٍ أفضل تفعله بالسادسة صباحاً سوى ذلك؟ |
| Birazcık keşif falan. Asıl senin ne işin var burada? | Open Subtitles | القليل من الاستطلاع ما الذي تفعله انت هنا بحق الجحيم؟ |
| Geçen yıl bir senaryo sattın, be. Burada ne işin var? | Open Subtitles | بعت نصاً سينمائياً العام الماضي يا رجل، ما الذي تفعله هنا؟ |
| Bu saatte mi paketim var? Gelen paket sende mi? Burada ne arıyorsun? | Open Subtitles | لدي عملية توصيل الآن لديك عملية توصيل ؟ ما الذي تفعله هنا ؟ |
| - Turp gibi olacaksın. - Sen ne arıyorsun burada? | Open Subtitles | ـ سوف تكون بخير كالمطر ـ ما الذي تفعله هنا؟ |
| Hindistan'ın eğitim sistemi sizi Paris, Yeni Delhi ya da Zürih'e yöneltir. Sen bu köyde ne arıyorsun? | TED | النظام التعليمي في الهند يجعلك تنظر إلى باريس ونيوديلهي وزيورخ ما الذي تفعله في هذه القرية؟ |
| Bir yılda, benim altı yılda yaptığımdan daha faydalı şeyler yapıyor. | Open Subtitles | الذي تفعله جيداً في سنة ، أفعله أنا في ستّ سنوات |
| Bunu görmen lazım! Çabuk! Aynı şeyi Nick'e de yapıyor! | Open Subtitles | لابد أن تأتى الان لترى هذا إنها تفعله مع نيك |
| - Siz soytarıların ne işi var burada? Yeni çocuk, ona bak! | Open Subtitles | ـ حسنا ً ـ أتعلم ما الذى تفعله , يا بنى ؟ |
| yapman gereken tek şey bu yarışta sürüşe hazır olmalısın... beladan uzak kalmak ve iyi bir saklanma noktasına sahip olmak. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي تفعله في سباق كانون بول هو انت تكون مستعد للقيادة ابقى بعيدا عن المشاكل واصنع لنفسك غطاء جيد |
| Seni de görmek güzel. N'apıyorsun burada, dostum? | Open Subtitles | حسنًا من الرائع رؤيتك أيضًا، ما الذي تفعله هنا، يا رجل؟ |
| -Ne yapıyordun orda Fermat. | Open Subtitles | فيرمات ،ما الذى كنت تفعله هناك ؟ كَانَ عِنْدي فكرةُ |
| Sadece inandığınız şeyi yapmaya devam edersiniz, ne kadar çılgınca olduğu önem taşımaz. | Open Subtitles | أنت تستمر في فعل ما يبدو عليك أنك تفعله, مهما بدا الأمر جنونياً |
| Evet, git kendini akla. Ne yapmak istiyorsan onu yap. | Open Subtitles | حسنا، اذهب ونظف نفسك واذهب وافعل ما تريد أن تفعله |
| Bebeğim çok mutlu görünüyor. Ne yapıyorsan aynen devam et. | Open Subtitles | ابنتي تبدو سعيدة جدًا، لذا استمر في فعل ما تفعله. |
| Geldiniz, onları öldürdünüz ve topraklarını aldınız. İşgalci uluslar böyle yapar. | Open Subtitles | أنتم أتيتم، قتلتموهم و أخذتم أرضهم، هذا ما تفعله أمم الاحتلال |
| Ne halt ettiğini sanıyorsun, bilmiyorum dostum. Karınla mı ilgili? | Open Subtitles | لا أعرف ما الذي تظن نفسكَ تفعله بحق الجحيم يارجل |
| Alo, Doktor. Benim için yapmanı istediğim bir şey var. | Open Subtitles | الو يا دكتور, هناك شئ اريدك ان تفعله من اجلى |
| Bu, Multi-Health Systems gibi bir şirketin elindeki verilerle ne yapacağını bilmediğinden değil. | TED | وذلك ليس لكون شركة مثل أنظمة الصحة المتعددة لا تعرف ما تفعله بالبيانات. |
| Eğer o kadar ahlaklı biriyseniz, genelevde ne işiniz vardı o zaman? | Open Subtitles | إذا كنت رفيقاً مثالياً، أخبرني مالذي كنت تفعله في بيت الدعارة ؟ |