"تفعلينه" - Translation from Arabic to Turkish

• işin
• arıyorsun
• yaptığın
• yaptığını
• yapıyorsunuz
• apıyorsun
• yapıyorsan
• işiniz
• yapmaya
• yaptığının
• yapmak
• yaptığınız
• sen
• yaparsın
• yapacağını

Benim gibi bunak bir sersemle ne işin var?
ما الذي تفعلينه مع شخص أحمق و ملعون مثلي؟

Ne işin var dışarıda, böyle kıyameti koparıyorsun?
ماالذي تفعلينه خارجاً مصدرة هذه الضوضاء.

Ne arıyorsun burada?
ما الذي تفعلينه هنا ؟ أتعرفين كم هي الساعة

Ne yaptığın beni ilgilendirmez Fran. 21 yaşını geçtin sen.
ليس من شأني ما تفعلينه عمرك أكثر من 21 سنة

Burada ne yaptığını ve neden ağladığını söylemeyecek misin bana?
هلا أخبرتني ما الذي تفعلينه هنا ولماذا كنتِ تبكين ؟

Bayan Padoan, burada yalnız başınıza ne yapıyorsunuz?
الآنسة بادونا،ما الذى تفعلينه هنا بمفردك..

Sarhoş gitarist bir kocayla ne işin var?
فمالذي تفعلينه مع عازف غيتار سكير كزوج لكي ؟

..şundan eminim ki işin içinde sen varsan bu iş son derece önceliklidir.
ولكني أعرف بأنه لو كان لديك ما تفعلينه,ستكون لك الأسبقية

Yapacak başka işin varsa onu yap. Yoksa bunu yap.
إن لم يكن لديكِ شئ أفضل تفعلينه افعلي هذا

Burada ne işin var anne?
أمّاه, ما الذي تفعلينه هنا؟ إلى أين أنت ذاهبة؟

Neden sabahın ikisinde ofisimi arıyorsun?
مالذي تفعلينه أنتِ بإتصالكِ في مكتبي بهذا الوقت؟

Burada ne arıyorsun? Buradan çıkman lazım.
ما الذي تفعلينه هنا عليك أن تخرجي من هنا

Kusuruma bakmazsan orada ne arıyorsun?
إذا لم تمانعي سؤالي. ما لذي تفعلينه هناك؟

Orada sadece acı ve nefret vardır, yaptığın hiçbir şeyin anlamı yoktur.
هناك فقط الألم و الكراهية و لا شىء تفعلينه يعنى لك شيئاً

Bak, burada yaptığın her neyse bence biri sırf bu nedenle öldürülmüş olabilir.
أعتقِد بانه أياً كان ما تفعلينه هنا فإن أحدهم قد قٌتِلَ بسبب ذلك

Şu anda yaptığın şeyin adalet gibi hissettirdiğini biliyorum ama değil.
ما تفعلينه الآن، أعلم أنّكِ تشعرينه وجهًا للعدالة، لكنّه ليس كذك.

Açıkcası bu davada bize yardım ettiğini, ne yaptığını hiç kimse bilmemeli.
واضح ، لن يعرف أحد ما تفعلينه ، ومساعدتك لنا بهذه الطريقة

Bunca zaman bütün o şeyleri bana işkence yapmak için yaptığını sanıyordum.
كل ذلك الوقت أعتقدت بما تفعلينه كل تلك الأشيأ الصغيرة كي تعذبيني

Affedersiniz ama, burada ne yapıyorsunuz?
انا متأسف و لكن ما الذي تفعلينه انت هنا؟

Hey, muz kafa, n'apıyorsun orada? Huh?
أنتِ، أيتها الجميلة، ما الذي تفعلينه هُناك؟

Her neredeysen, her ne yapıyorsan, umuyoruz ki istediğini yapıyor ve hayalini yaşıyorsundur.
أينما كنتي، أيًا كان ما تفعلينه, نآمل أن تتزلجين بروح عالية وتعيشين حلمكِ.

Ya da bana geçen gece bankada ne işiniz olduğunu söyleseniz iyi olur.
أو ربما يجب عليكى أن تخبرينى بما كنت تفعلينه فى البنك تلك الليلة

Hey çocuk, öyle caddenin ortasına atlayarak ne yapmaya çalışıyordun?
ايتها الصغيرة، مالذي كنت تفعلينه بقفزك الى الشارع بهذه الطريقة؟

Çünkü fark ettim ki kendine her gün yaptığının yanında, bana yaptıkların bir şey sayılmaz.
لأنه يجعلني ادرك ، ان مافعلته لي لا يُقارن بما تفعلينه لنفسكِ يومياً

Hatta bir noktada sizin gibi olmak istedim, ama tek yaptığınız insanları küçümsemek ve bunun sizi onlardan daha iyi yaptığını düşünmek.
في الواقع, لقد أردت بالفعل أن أكون مثلكِ في وقت ما و لكن كل ما تفعلينه هو إذلال الناس و بطريقةٍ ما

Konuşmak istediğin bir şeyi konuşalım. Eğlenmek için ne yaparsın?
ما ترغبين بالتحدّث عنه ما الذي تفعلينه على سبيل التسلية؟

Bunu yapmak zorundayım, Charlie... benim hakkımda ne yapacağını bilene kadar hoşçakal.
يجب ان افعل ذلك تشارلى طالما أنك تعلمين ما تفعلينه اتجاهى