| Zaman verimi yaklaşımı hayatta olduğunu ama kapana kısıldığını varsayar. | Open Subtitles | الافتراض الأنسب نظرًا لضيق الوقت هو أنه حيّ لكنه عالق |
| Kendisinin hayatta olduğunu bilmeyen bir kız için benden ayrıldı. | Open Subtitles | أنفصل عني لأجل فتاة لا تعرف إن كان حيّ حتى |
| Kabus değildi. O yaşıyor ve karısı da bunu biliyor. | Open Subtitles | لم يكن كابوس هو حيّ وزوجته تعلم هذا، أيضاً |
| Fidel yaşıyor. | Open Subtitles | فيديل حيّ يرزق , هناك حركة مقاومة جديدة تنشأ هناك |
| O zamanlar, 15 yıl önce, canlı bir beynin içine bakma ve yaşam süresi içerisindeki gelişimini takip etme imkanına sahip değildik. | TED | وفي ذلك الوقت ، أي قبل 15 عاماً، لم يكن لدينا القدرة على النظر داخل دماغ إنسان حيّ ومتابعة التطور خلال حياته. |
| Herkes eline kağıt kalem alsın ve ailesinde yaşayan herkesin ismini yazsın. | Open Subtitles | كُلّ شخص يَأْخذُ قطعة ورق ويَكْتبُ الاسمَ كُلّ عضو حيّ في عائلتِكَ. |
| Bugün 15 Mart ve hayattasın. | Open Subtitles | نعم، حريٌّ بك أن تكون اليوم 15 آذار و أنتَ حيّ |
| Ben hayatta olduğunu sanan ve hikâyesini anlatan bu çocuğum. | Open Subtitles | أنا هذا الطفل الذي يظن بأنه حيّ ويحكي هذه القصة |
| Sen hayatta kalmak için öldürmüyorsun. Sen hayatta kaldığını hissetmek için öldürüyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تقتل من أجل أن تعيش أنت تقتل لتشعر أنك حيّ |
| hayatta kalıp ödemekle ucuz kurtulur, kışı refah içinde geçirirsiniz. | Open Subtitles | سَيَبْقى حيّ ويَدْفعُ... سَيَلْعبُه بالرخيص ويَكُونُ على الرفاهيةِ، الشتاء باكملة. |
| ...alınan bilgilere göre bebek Anthony kaçırıldı ve hala hayatta olabilir. | Open Subtitles | بعض المعلومات تشير إلى ان الطفل أنتوني قد يكون إختطف وقد يكون حيّ. |
| Çuvaldaki adam. Sanırım yaşıyor. | Open Subtitles | الرجل الذي بالحقيبة يا سيدي، أعتقد أنه حيّ. |
| Bu sabah Birleşik Devletler Müfettişlik dairesinden aldığımız habere göre eski dostumuz Dr. Richard Kimble yaşıyor ve tekrar Chicago'da. | Open Subtitles | علمنا هذا الصباح من مكتب المشير بأن صديقنا القديم الدكتور ريتشارد كيمبل حيّ يرزق وقد عاد إلي شيكاغو |
| Perilere inanıyorum. - Hem de hepsine. - Peter yaşıyor! | Open Subtitles | أنا أؤمن بالجنّيات أنا أفعل أنا أفعل هو حيّ |
| Evet, canlı olduğunu düşündüğünü biliyorum... ama o herifler bunun imkansız olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | نعم،انا أَعْرفُ أنّك تَعتقدُ ..أنك حيّ. ولكن أولئك الرجالِ الذين صتعوك يقولون مستحيل. |
| Bu, her canlı hücresinde bulunan bir molekül sayesinde meydana geliyor. | Open Subtitles | وذلك ممكن بسبب جزيء موجود في كلّ خليّة لكلّ كائن حيّ. |
| Belki insanla ilgili olan her şeye tepki veriyor, veya canlı olan veya yuvarlak olan her şeye. | TED | ربما يستجيب لأي شيء بشريّ أو أي كائن حيّ أو أي شيء دائري. |
| Nasıl olup da cansız kimyasal karışımların kendilerini yaşayan bir şeye dönüştürdüğünü bilemiyoruz. | Open Subtitles | لا نعرف كيف أن خليط من الكيميائيات غير الحية حولت نفسها لشيئ حيّ |
| Bilgiye ihtiyacım olduğu için hayattasın. Göze göz. | Open Subtitles | إنّك حيّ لأنّي أريد معلومة، العين بالعين. |
| Baba evinde yaşıyorsun. | Open Subtitles | أنت حيّ في البيت. أنت ما أصبحتَ أي شغلِ. |
| Dedektif, burada olmamalısınız. Başınıza bir şey gelebilir. - Burası tehlikeli bir mahalle. | Open Subtitles | أيّتها المُحققة، لا يحري بكِ التواجد هُنا، فقد تتعرّضين للأذى، فهذا حيّ خطير. |
| Bu noktada, onu sağ görmeyi sizden bile daha çok istiyorum. | Open Subtitles | أعتقد، في هذه النقطة أريد لرؤيته حيّ لدرجة أكبر منك يعمل. |
| hayattayım... ..çünkü bu zavallı, yarı çılgın dahi, bana yaşamı verdi. | Open Subtitles | أنا حيّ لأن هذا المسكين النصف مجنون العبقري أعطاني حياة |
| Ödeyeceksin dedim çünkü ben ve arkadaşlarım nerede yaşadığını biliyoruz. | Open Subtitles | قلت، أنت ستجعل جيد، ' يجعلني وأصدقائي، نعرف حيث أنت حيّ. |
| Peki ya benim, geceleri rahatça yürüyebileceğim bir mahallede yaşayabilme hakkım? | Open Subtitles | ماذا عن حقي بالعيش في حيّ يمكنني السير في شوارعه ليلاً؟ |
| Yeni Kaynak'a söyle ona hizmet etmek için Yaşıyorum. | Open Subtitles | أخبرْ المصدرَ الجديدَ أنا حيّ لخِدْمَته. |
| Belki burada birisi ölmüştür. Ya da diri diri gömülmüştür. | Open Subtitles | رُبَّمَا شخص ما هنا ميت أَو دُفِنَ وهو حيّ |
| Kendini onun yaşadığı ihtimaline açmak istemediğini biliyorum ama inanmalısın. | Open Subtitles | لا تريدين أنْ تتقبّلي الأمل بأنّه حيّ لكنْ عليكِ ذلك |
| Modayı takip eden bir semt dedin. Cenaze evinin altında.. | Open Subtitles | قلت أن هذا حيّ عصريّ، أنت تسكن فوق مستودع جثث |