"سببا" - Translation from Arabic to Turkish

    • sebep
        
    • sebebi
        
    • nedeni
        
    • bir neden
        
    • bahane
        
    • nedenim
        
    • nedenin
        
    • sebebin
        
    Şu anda bir kutlama için daha iyi bir sebep daha olamaz. Open Subtitles في هذا الموضوع اي اخبار جديدة تكون سببا للاحتفال اية اخبار جديدة؟
    O sandalyelerin ne kadar rahat olduğunu biliyorum içinizden birisi bana neden burada olamayacağına dair geçerli bir sebep söyleyebilir mi? Open Subtitles اعرف مدى راحة تلك الكراسي هل يمكن لإي واحد فيكم ان يقدم سببا شرعيا لماذا لا يمكنه ان يكون هنا ؟
    Mesafeli olman için o bile yeterli bir sebep olmalı. Open Subtitles وهذا وحده يجب أن يكون سببا كافيا لك للبقاء بعيدا
    Ve düşünmemizin sebebi,... ...bunu yapmamamız yönünde savlar oluşturmak için olsa dahi... ...düşünmeye başlamanın zamanı geldi. TED وحان الوقت أن نبدأ في التفكير فيه ، حتى لو كان سبب تفكيرنا فيه هو بناء الحجج التي تعطينا سببا لعدم القيام بهذا.
    Gitmememiz için 14 farklı sebebi vardır.Hepsi de doğrudur. Open Subtitles لدى 14 سببا مختلفا لماذا لا يجب عليه الذهاب كلها أسباب وجيهه
    Ve bunların her birine verilecek cevabın elbette evet olmasının bir nedeni var. TED و هناك سببا ليجعلك تفكر أن الإجابة على هذين السؤالين هي : نعم.
    Öyleyse, 342 numaralı odayı bana vermemeniz için bir neden göremiyorum. Open Subtitles فى هذه الحالة لا ارى سببا لعدم حصولى على هذه الغرفة
    Belki de bir diğer sebep eşcinsel hakları hareketinin hızlı gelişme kaydetmesi. TED ربما كان هذا سببا آخر للسرعة النسبية لما كان يحدث في حركة حقوق المثليّين
    Alıkoyan kişiden, alıkonulan kişiyi getirmesi ve niye onu bedensel özgürlüğünden alıkoyduğuna dair kanuni açıdan yeterli bir sebep sunması isteniyor. TED و طلب من الحاجز احضار المعتقل الى الداخل و اعطوا سببا قانونيا لحرمانه من حريته الجسدية.
    Diğer taraftan eğer probleminiz ertelemeniz ise bu da size bugün harekete geçmeniz için bir sebep olabilir. "sonra"nın yerine. TED ولكن بالمقابل، إذا كانت مشكلتك هي ميلك للتأجيل، فربما قد يمنحك كيلو العدس سببا لتقوم بالأمر اليوم بدلا من وقت لاحق.
    Yaşın gelene, ya da bu mahkeme değişiklik yapmaya uygun bir sebep buluncaya kadar orada kalacaksın. Open Subtitles ستبقى هناك حتى تبلغ .. او حتى نجد هذه المحكمة سببا للقيام بتغيير
    Bereketli bir avı bırakıyoruz. Bırakıp gitmek için bir sebep göremiyorum. Open Subtitles ويوجد هنا حصاد ممتاز، ولا أرى سببا لتركه
    Bana burada olmamız için bir sebep söyle. İki tane söyleyebilirim: Open Subtitles أعطني سببا واحدا مقنعا لماذا نحن هنا بالأعلى
    Evet, ama bu sizi çılgınca sevmeyen biriyle birlikte olmak için bir sebep değil. Open Subtitles ولكن هذا ليس سببا كافيا لتحتملي شخصا لا يحبك كفاية؟ في الوقت الحالي فانا لست متاكدة انه يوجد في الرجال
    Kampa geri dönmesinin iyi bir sebebi olduğunu sanıyorum. Open Subtitles أظن لديه سببا مقنعا ليسرع من أجله بالعودة للمخيم
    Tüm bu dumanın sebebi bir filtre ve birazcık kağıtmış. Open Subtitles المرشح وقطعة ورق صغيرة سببا كل ذلك الدخان
    - Gelişinin bir sebebi vardır. Open Subtitles ـ ان افترض ان لديك سببا اخر للقدوم هنا ـ نعم
    Çok geçmeden bir tıbbî keşif, bu küçük yaşam formlarının birçoğunun insanlardaki korkunç hastalıkların nedeni olduğunu ortaya çıkardı. TED بعدها بقليل سيأتي اكتشاف طبي يظهر أن العديد من هذه الكائنات تشكل سببا لأمراض بشرية خطيرة.
    Zina benim için ayrılma nedeni olamazdı. Open Subtitles الخيانة الزوجية لم تكن أبدا سببا بالنسبة لي للانفصال
    İstisnai durumlar göz önünde bulundurularak disiplin cezasını gerektirecek bir neden bulunamadı. Open Subtitles لظروف استثنائية ، لجنة التحقيق لم تجد سببا لاتخاذ إجراءات تأديبية ضدك
    Sadece Amerikalılar zevkler için bir bahane üretebilir. Open Subtitles الأمريكيون هم الوحيدون الذين يجدون سببا لمنع المتعة
    Hep oraya gitmek istemiştim. Ve şimdi bir nedenim var. Open Subtitles أردت دائما سببا للذهاب الى هناك, والأن انا لدى واحدا.
    Çünkü bu dengesiz genç kızın trajik ölümü ile ilgili hiçbir şey yapmayan oğlumu suçlamak için bir nedenin yok. Open Subtitles لانك لا تملك سببا من أي نوع للشك في أن ابني يمتّ بأي صلة للموت المأساويّ لهذه المرأة الصّغيرة المختلّة
    Şu çok bilinen sözleri kaleme alan da o olmuştur, 'Kalp, sebebin bilmediği sebeplere sahiptir.' TED إنه من خط تلك الكلمات المشهورة القلب له أسبابه والتي لا يعرف سببا لها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more