"سلاح" - Translation from Arabic to Turkish

    • silahını
        
    • silahın
        
    • silahım
        
    • silaha
        
    • silahının
        
    • Kuvvetleri
        
    • aleti
        
    • silahsız
        
    • silahtır
        
    • silahlı
        
    • silahında
        
    • tabanca
        
    • silahıyla
        
    • aletini
        
    • silahından
        
    Şahsen ben bir erkek silahını tercih ederdim. Süvari kılıcıyla nasılsınız? Open Subtitles أننى أفضل سلاح الرجال بصفة شخصية كيف حالك بحد السيف ؟
    Şüpheli, cinayet silahını, herkesin görebileceği bir yerde saklıyor araç tamir sınıfında! Open Subtitles يَخفي المشتبه بهُ القتلَ سلاح في البصرِ البسيطِ، في صنفِ محلِ سياراتها.
    Eğer bir silahın varsa kendinize sorun: Fazladan bir silahım var mı? TED إذا كنت تمتلك سلاحًا، فاسأل نفسك: هل لدي سلاح أخر لا أحتاجه؟
    Kadınların elleri alışveriş çantasıyla dolu olur. silaha gerek bile yoktur. Open Subtitles أيادي الفتيات دائماً مملوءة بحقائب التسوق أنتِ لا تحتاجين حتى سلاح
    Bay Fellig, suç mahallindeki cinayet silahının üzerinde parmak izleriniz bulundu. Open Subtitles السّيد فيليج بصمات أصابعك وجدت على سلاح القتل في مشهد الجريمة.
    Biraz daha ileri gidelim. Bu makaleyi okuyanlardan adamlardan biri Doug Engelbart’tı. Ve kendisi Birleşik Devlerler Hava Kuvvetleri memuruydu. TED و مرورا إلى الأمام، أحد الأشخاص الذين قرأوا هذا المقال كان يدعى دوغ إنغيلبارت، وكان ضابطا في سلاح الجو الأمريكي.
    Bir gün babasının silahını bulup okula getiren küçük bir çocuk görüyorum. Open Subtitles أرى فتى صغير عثر على سلاح والده وأخذه للمدرسه فى يوم ما
    Polisler Jackie'nin evinin etrafını muhtemel cinayet silahını bulmak için araştırdı. Open Subtitles الوحدة تستطلع المنطقة حول منزل جاكي لبحث عن سلاح الجريمة المحتمل
    O zaman polisten cinayet silahını getir ki bizde üzerinde çalışalım. Open Subtitles إذن أذهب لاحضر سلاح الجريمة من الشرطة حتى نجري عليه اختبار.
    Bu küçük lekelerin yönü silahın muhtemelen asansör dışından ateşlendiğini gösteriyor. Open Subtitles اتجاهية هذه بقع صغيرة تشير ربما أطلق سلاح من خارج المصعد.
    Eğer silahın dolu değilse polis seni silahlı soygundan tutuklayamaz. Open Subtitles الشرطة لا تستطيع القاء القبض عليك لحيازه سلاح غير معبأ
    Annemi ziyaret etmek için buradayım. Neden silahım olsun ki? Open Subtitles انا هنا لزيارة امى لم على ان احمل سلاح ؟
    Hakkında hiçbir şey bilmediğim bir silaha çok fazla bel bağladım. Open Subtitles انا اضع املا كبيرا في سلاح لا اعرف اي شيئ عنه
    Burada sahip olduğun şey cinayet silahının küçük bir parçası. Open Subtitles ما قد يكون لديك هنا أصغر قطعة من سلاح الجريمة
    Deniz Kuvvetleri'nden "ara ve yok et" hakkında bir emir geldi. Open Subtitles لدينا تعليمات جديدة من سلاح القوات البرمائية عن البحث و التدمير
    İhtimalen şehirdeki mutfakların yarısında olan bir suç aleti seçmiş. Open Subtitles اختار سلاح الجريمة الذي لربّما يتواجد في نصف مطابخ المدينة.
    - Kardeşini arayarak ülkeyi gezmektedir. - Sorunları silahsız halletmektedir. Open Subtitles إذاً سيجوب البلاد بحثاً عن أخيه ويحل المشاكل بدون سلاح
    Üzgünüm ama benim kitabıma göre, biri sana bir şişeyle gelirse, ki ölümcül bir silahtır, sonuçlarına katlanması lazım. Open Subtitles في رأيي ، مع الأسف لو هاجمك شخص وفي يده زجاجة وهذا سلاح مميت ، فعليه أن يتحمل العواقب
    Bakalım cinayet silahında bulduğumuz izle bir eşleşme sağlanacak mı? Open Subtitles انظر إذا كان يتطابق مع الطباعة النخيل من سلاح الجريمة.
    Bilgisayar parmak izlerini elerken gardiyanın tabanca kılıfına da bakmış. Open Subtitles عندما قام متخصص البصمات، برفع البصمات عن حافظة سلاح الحارس
    Demek istediğim, bu adam elinde cinayet silahıyla olay yerinden kaçtı. Open Subtitles انا اعنى,الرجل هرب من مسرح الجريمة مع سلاح الجريمة فى يديه.
    Sanırım cinayet aletini bulduk. Bir mutfak bıçağı. Open Subtitles أعتقد أننا وجدنا سلاح القاتل، إنها سكينة مطبخ
    Bu sokakta ölmüş adamın silahından düşmüş hiç boş kovan görmedim. Open Subtitles لم أجد أي أغلفة خرطوش بهذا الزقاق من سلاح الرجل الميت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more