Bunların hepsi bir yanlış anlamaydı. Bir daha asla olmayacak. | Open Subtitles | هو كله مثل هذا سوء الفهم هو لَن يحدث ثانية |
Hayatım boyunca şansım kötüydü. - Buraya nasıl geldim sanıyorsunuz? | Open Subtitles | . أعاني من سوء الحظ طوال حياتي كيف تظن أن هذا سيتغير هنا ؟ |
ve bu türlerin çoğu kötü yönetim ve aşırı avlanma yüzünden tehdit altında. | TED | والعديد من تلك الأنواع مهددة بالانقراض بسبب المبالغة في الصيد وبسبب سوء الإدارة. |
Böyle diyeceğini düşünmüştüm ama ne yazık ki, fiyat az önce yükseldi. | Open Subtitles | اعتقد انك ربما تقولين ذلك لكن من سوء الحظ السعر للتو ارتفع |
1'den 10'a kadar puan vermeniz gerekse davetimiz ne kadar berbat sizce? | Open Subtitles | حسناً, بمقياس 1 إلى 10 ما مدى سوء هذا الحفل حتى الآن؟ |
"Bir sivile yasadışı madde kullandırmaya teşebbüsten... brüt suistimal. " | Open Subtitles | سوء سلوك جسيم يتعلق بمحاولة إعطاء ماده ممنوعه إلى مدنياً |
Bulabildiğimiz kadarını öldürüyoruz, ama gittikçe kötüleşiyor. | Open Subtitles | نحن نقتل كلما نجد منهم لكن الامور تزداد سوء |
Sanırım buna dünya tarihindeki en büyük yanlış kaynak dağıtımı demek de doğrudur. | TED | أعتقد أنه من المناسب أن نسميها أعظم سوء توزيع الموارد في تاريخ العالم. |
Sonuçta asıl sebepleri hatalı ve yanlış kullanılan cihazlar elektrik kablolarıdır. | TED | حسناً تبيّن أن الأسباب الرئيسية تنتج عن خطأ أو سوء إستخدام الأجهزة المنزلية وتوصيل الأسلاك. |
Zayıf beslenme, su ihtiyacı, iklim değişikliği, ağaçların yok edilmesi, beceri eksikliği, güvensizlik, besin eksikliği, sağlık hizmeti yetersizliği, çevre kirliliği. | TED | سوء التغذية، الحصول على الماء صالح للشرب، تغيّر المناخ، اختفاء الغابات، قلة المهارات، عدم الأمن، قلة الغذاء، قلة الرعاية الصحية، التلوّث. |
Dün aramızda bir yanlış anlama oldu da... belki hala öfkesi sürüyordur. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدَنا سوء فهم صَغير أمس. وهناك قَدْ يَكُونُ له مشاعر قاسية |
Buradan çıkardığım sonuç... ortada büyük bir yanlış anlaşılma var. | Open Subtitles | وقد استنتجت أن ما لدينا هنا، هو سوء فهم كبير. |
Benimle aşçıbaşı, müdür ve işyeri sahipleri arasında bir yanlış anlaşılma çıktı. | Open Subtitles | كان هناك سوء تفاهم بيني وبين الطاهي الرئيسي و المدير و المالكين |
İlk geceden sonra, adamım, çok kötüydü. kötü beslenme ve kötü hava. | Open Subtitles | بعد اول ليله كان الامر سىء ومريع من سوء التغذيه والانتهاك |
Peki şu çarptığın adam, durumu ne kadar kötüydü? | Open Subtitles | وهذا الرجل الذي ضربته ما مدى سوء حالته ؟ |
Benim kötü kaderimde, bir hırsız ve yalancıya âşık olmak varmış. | Open Subtitles | يبدو أنه من سوء حظي أني وقعت في حب لصة وكذابة |
Bu kötü günlerinde ona sadık kalan tek kişi annesiydi. | Open Subtitles | أمة هي الوحيدة التي ظلت مخلصة له في سوء حظة |
Ne yazık ki, genetik farklılaşma eksikliği bir sorun yarattı. | Open Subtitles | و من سوء الحظ ، فإن عدم التنوع الجينى قد أصبح يمثل مشكلة لنا |
Hadi şimdi şuna internet sitesinin ne kadar berbat olduğundan bahsedelim. | Open Subtitles | والآن هيا لنعد إلى هناك ونخبره عن مدى سوء موقع الإنترنت |
Fakat eylemleri taciz, tehditler, yasa dışı aktiviteler veya suistimal içerdiğinde kanun müdahale edebilir. | TED | لكن عندما تنطوي ممارساتهم على التحرش، أو التهديد، أو الأنشطة غير القانونية، أو سوء المعاملة، فإن القانون يتدخل. |
Yapabilecekleri her şeyi yaptılar ama gittikçe kötüleşiyor. | Open Subtitles | عملوا كلّ ما في وسعهم لكنّ حالته تزداد سوء |
Ben bu kadar büyük bir adamın yok olduğuna inanmakta zorluk çekiyorum. | Open Subtitles | أنا ممانع لإعتقاد ذلك سوء الحظ أنهى حقا مثل هذا الرجل العظيم. |
hatalı hareketinizden dolayı... Gryffindor 5 puan kaybedecek. | Open Subtitles | خمس نقاط تخصم من جريفندور بسسب سوء حكمتكم. |
Yönetim eksikliği olan ve düşüşe geçmiş bir iş devralmışlardı. | Open Subtitles | . بدأوا عملاً تجارياً , انهار نتيجة سوء الإدارة |
Bu itirazda ki sıkıntı şudur o da yerel ekonomilerde herkesin birbirine ne kadar bağlı olduğuna dair yanlış anlamalar var. | TED | والمشكلة في ذلك الاعتراض أنها تعكس سوء فهم تام حيال كيف أن الاقتصادات المحلية تؤثر على كل من يكون مرتبطاً بها. |
Galileo ve Papa birbirlerini yanlis anladilar. | Open Subtitles | الفيلسوف غاليلو و البابا كان بينهما سوء تفاهم بسيط |
Bir karışıklık olmuş. Benim de, bu ekipte olmam lazım. | Open Subtitles | يبدو أن هناك سوء تفاهم من المفترض أن أكون هنا |
Dünya Bankası, bu ülkelerdeki yetersiz beslenmeyle ilgilenmek için 10 milyar, 10.3 milyar dolara ihtiyaç olduğunu tahmin ediyor. | TED | يقدر البنك الدولي أنه سيتطلب الأمر 10 مليار دولار، 10.3، للتغلب على سوء التغذية في هذه الدول. |
- Babam Büyü bakanlığında çalışıyor. - Muggle Eşyalarının kötüye Kullanımı Dairesinde. | Open Subtitles | أبى يعمل فى وزارة السحر في مكتب سوء استخدام صناعات الطيران للعامة |