| O gece zamanlaman çok kötüydü, kollarımın 3 metre olması lazımdı. | Open Subtitles | تلك الليلة كان توقيتك سيئاً كنت أحتاج لذراعين طولهما 10 أقدام |
| Bu Dominikli kızarmış muz yiyiciler gelmeden önce de zaten yeterince kötüydü. | Open Subtitles | كان الوضع سيئاً بما يكفي قبل مجيء هؤلاء الساقطات الدومينيكانيات آكلات الموز. |
| Ama iş performansım da berbat. çok bariz şeyleri gözden kaçırıyorum. | Open Subtitles | لكن كان عملي سيئاً جدّاً، كنتُ أغفل عن أشياء واضحة جدّاً. |
| Tek bildiğim karşımda olanlar ve her şey berbat halde. | Open Subtitles | كل ما أعرفه، ما أراه أمامي وكل شئ يبدو سيئاً |
| Onu her zaman dövmediği sürece bu bile o kadar kötü değildir. | Open Subtitles | و حتى هذا لم يكن سيئاً إن لم يكن يضربها طوال الوقت |
| Neyse, geleceğini bir karede görmüş olursun. Bu iyi de olabilir, kötü de. | Open Subtitles | على أيّة حال، ذلك سيوقف حركة مستقبلك وهذا قد يكون طيباً أو سيئاً |
| Onu çok zorlamayın. Quechua dilini o kadar da kötü konuşmuyor. | Open Subtitles | لا تقسو عليه كثيراً ليس أباك سيئاً بأن يتحدث بلغة الالكويتشو |
| Bu korkunç suçlarla itham ediliyor, ama bu onun kötü biri olduğunu göstermez. | Open Subtitles | نعم , هي فعلت هذه الجرائم الفظيعة ولكن هذا لا يجعلها شخصاً سيئاً |
| Bir kez daha, hava ve kara kuvvetleri arasındaki koordinasyon kötüydü. | Open Subtitles | مرة أخرى، يأتى التنسيق بين القوات الجويه والبريه سيئاً للغايه |
| Hava ise, 1943 yılı sonlarında bilhassa kötüydü. | Open Subtitles | كـمـا أن الطقس فـى أواخـر العام 1943 كـان سيئاً للغايه |
| İlk başta davet edilmemek yeterince kötüydü. | Open Subtitles | لقد كان سيئاً كفاية عدم دعوتي في المقام الأول |
| Sizi öldürebilecek bir şey yapmak için berbat bir yere gideceksiniz. | Open Subtitles | ستذهبون لمكان سيء جداً لتفعلوا سيئاً والذي من شأنه ان يقتلكم |
| Ve gördüğünüz gibi berbat bir verim alıyorsunuz. | TED | وكما ترون فأنه يعطي أداءاً سيئاً للغاية. |
| Oğlum, gerçekten böyle hissediyorsan baba olarak berbat bir iş çıkarmış olmalıyım. | Open Subtitles | ، إن كنت تشعر بذلك لا بدّ وأن تغـاضيت عن تربيتك وأبليت بلاءً سيئاً كونـي أبّ |
| Evet, ama dostum, belki de anormal değişikliği, düşündüğün kadar kötü değildir. | Open Subtitles | حقاً ياصاح , ولكن الوحش الخارق قد لا يكون سيئاً مثلما تعتقد |
| film berbattı ve istediği hiç bir şeyi alamadı şimdi, iyi geceler! | Open Subtitles | الطعام كان كريها والفيلم كان سيئاً ولم ينل أي شيء طابت ليلتك |
| Elbette, havuzunu salsa sosuyla doldurmak istiyorsan o kadar da kötü alışveriş olmaz. | Open Subtitles | بالتأكيد لن يكون عرضا سيئاً لو انك تريدين ان تملئي المسبح لديك بالصلصة |
| Ne demek istediğinizi anlıyorum. Ayrıca çok da kötü göründüğümü biliyorum. | Open Subtitles | إنظرى, أنا أعلم ما تقولينه و أعلم كيف يبدو الأمر سيئاً |
| Ve bir gün, hiç beklemedği bir anda, çok korkunç bir şey yapacağım. | Open Subtitles | حتى يوم ما عندما لا تتوقع أبداً سأفعل شيئاً سيئاً جداً سيصدمها تماماً |
| Bazen uyandığınız zaman, çok boktan bir zamandır. | Open Subtitles | تعرف احياناً أن اليوم سيكون سيئاً لحظة تستيقظ |
| Yüzeye çıkabilirsek, hala işimiz zor olabilir. | Open Subtitles | إذا أستطعنا الوصول إلى السطح قد يكون الوضع مازال سيئاً بالأعلى |
| İğrenç olmak için sebep yok. İğrenç olduğumu mu sanıyorsunuz? | Open Subtitles | لا يوجد سبب لأن تكون سيئاً هل تعتقدين بأني سيئ؟ |
| Sanırım bazı hareketlerinin sizin hoşunuza gitmemesi kötü bir şey değildir | Open Subtitles | ولكن يكون شيئاً سيئاً لو تعلمتم القليل من سلوكياتهم يا أولاد |
| İşler kötüye gittiğinde hep bizi neşelendireceğini düşünürdük. | Open Subtitles | كنا نعتمد علية أن يشجعنا عندما يصبح الموقف سيئاً |
| fena değil. Pratik yapan hata yapmaz. Bu paslanmanızı önlüyor. | Open Subtitles | ليس سيئاً , التدريب يؤدى للتفوق انه يحميكم من الخمول |