| Yani Trump taraftarıysan bir günlüğüne diğer tarafı da izle, çünkü eğer biriyle konuşacaksan kendi kozandan çıkman gerekir. | TED | فلو أنك من داعمي ترامب، شاهد من على الجانب الآخر ليوم، لأنك في حاجة للخروج من الفقاعة لو أنك ستبدأ حوار. |
| Emin olmak için. Rüyada değilsem benimle film izle. | Open Subtitles | لأتأكد فقط، إذا كُنت حقيقة، شاهد معي فيلم |
| bak, bir tanığı, kim olduğunu bilmeden, çapraz incelemeye alamazsın. | Open Subtitles | اسمع، لا يمكنك استجواب شاهد إن لم تكن تعرف هويته |
| Ve grafikten 4 numaralı kişinin de birinci görgü tanığı olduğunu görüyoruz. | TED | ومن الرسم البياني نرى أن الشخص رقم أربعة هو شاهد رئيسي أيضاً. |
| Bahçıvan üzeri kan içinde tek başına yürüyen bir çocuk görmüş. | Open Subtitles | عامل حديقة شاهد طفل دامي في المكان وإتصل بنا الساعة 2: |
| Shauna Taylor'ın ölümünden hemen sonra onun evinden çıktığını gören bir tanığımız var. | Open Subtitles | لدينا شاهد عيان شاهدك تغادر شقة شونا تايلور بعد وقت قصير من مقتلها |
| Şimdi dikkatle izle. Kolu böyle tutacaksın. | Open Subtitles | الآن شاهد بحذر اقبض على مسكة ذراع التدوير هكذا |
| Eğer üst sınıra kadar yükselmezsen yakalayıcına asla ulaşamazsın. Beni izle. | Open Subtitles | لن تتمكن من الوصول ليد ماسكك إلا إذا دفعت جسدك بقوة لأعلى ، شاهد مرجحتي |
| İyi izle. Düşüşümü en yakın arkadaşım çekti. | Open Subtitles | شاهد ، الرجل الذي قام بتصوير سقوطي هو صديق حميم |
| Bu durum her açıdan daha sağlıklıdır, özellikle de ekonomik açıdan. Şimdi dikkatlice izle. | Open Subtitles | وخصوصا من المنظور المالى والأن شاهد بعنايه |
| R2, Lux'un onları nereye sakladığını bulabilecek misin bir bak bakalım. | Open Subtitles | ارتو , القي نظرة و شاهد اذا تستطيع ان يخبئهم لوكس |
| bak, eğer Dallas senin fotoğraflarını internette görürse fahişelerle birlikte ot içerken, senin anlaşmanı anında bitirirler, tamam mı? | Open Subtitles | انظر , اذا شاهد فريق دالاس صورك على الإنترنت , تدخن الحشيش مع عاهرات سيقومون بإلغاء عقدك , مفهوم؟ |
| bak, eğer Dallas senin fotoğraflarını internette görürse fahişelerle birlikte ot içerken, senin anlaşmanı anında bitirirler, tamam mı? | Open Subtitles | انظر , اذا شاهد فريق دالاس صورك على الإنترنت , تدخن الحشيش مع عاهرات سيقومون بإلغاء عقدك , مفهوم؟ |
| Sen, çok önemli bir tanığı saklıyorsun ve bunu amirine açıkça söylemekten çekinmiyorsun. | Open Subtitles | خبئتي شاهد رئيسي ؟ ولا يضايقك ان تخبري الضابط الاعلي رتبه عنه ؟ |
| Ames'in cinayet yerini terk eden iki kişiyi görmüş bir tanığım var. | Open Subtitles | لقد وصلني تقرير يفيد بأنه يوجد شاهد رأى رجلان يغادران مسرح الجريمه |
| Olay yerinde seni hatırlayan bir görgü tanığımız da var. | Open Subtitles | نحنُ لدينا أيضاً شاهد عيان أمكنه رؤيتكِ في مسرح الجريمه |
| Derken benim ve çevirmenimin kolunu yakalıdı, ördekler çalının altındayken "seyret." | TED | واذا به يمسك بيدي والمترجم يقول لي وهو يخفينا تحت العشب ويقول شاهد هذا |
| Dostum olarak benim gördüğümü ilk olarak sen gör istedim. | Open Subtitles | اردت ان تكون اول من شاهد الفيلم بعدي, كصديقي |
| Öleli çok olmamıştı. Ölüm zamanında beni orada gören şahitler olabilir. | Open Subtitles | لم تمت منذ وقت طويل، أي شاهد قد يقرّبني لوقت الوفاة |
| Ve oldukça kötü yaralandı. Benim de konuşamayan bir tanığım var. | Open Subtitles | وهو مصاب بجروح سيئة جداً وأنا لدي شاهد لا يستطيع التحدث |
| İğne kafa kendinden geçti ama bunu izleyin. Ne diyor? | Open Subtitles | رأس الدبوس فى الخارج ولكن شاهد هذا ماذا يقول ؟ |
| Kaçınızın geçen haftaki Çin ziyaretini ya da G20 zirvesini gördüğünü bilmiyorum. | TED | لا أعلم كم منكم شاهد رحلة الصين الأسبوع الماضي و مجموعة العشرين. |
| Makul sebeplerle bir tanığın peşini bıraktığımız ilk sefer değil. | Open Subtitles | ألن تكون المرة الأولى من الإبتعاد من شاهد لأسباب ذكية |
| Onun havuda kadınlarla yüzdüğüne tanıklık eden güvenilir tanıklarımız var. | Open Subtitles | لدينا شاهد يقول أنه كان يسبح مع النسوة في المسبح |
| Ve onu, Charles Cooper ile beraber olurken izlemiş. | Open Subtitles | وقال انه شاهد لها وتشارلز كوبر في ذلك النفق. |
| Korkma dostum, sadece su tabancası. Sadece oyun oynuyordum, Gördün mü? | Open Subtitles | للأطفال , هذة بندقية ماء انا كنت ألعب فقط , شاهد ؟ |