| - Hayır, hala cevap yok. Bir şey yok. Polisi aradım. | Open Subtitles | ـ مازال يرن ـ كل شيء على ما يرام, لقد إتصلت بالشرطة |
| Lucy'ye Bir şey yaptılar. Her şey mahvoldu. | Open Subtitles | لقد فعلوا شيئا للوسي لا شيء على ما يرام. |
| O yüzden Herşey yolunda şimdi, öyle değil mi kardeşlerim? | Open Subtitles | لذلك كل شيء على ما جيدة الآن، الحق، أيها الإخوة؟ |
| Genellikle sol insan doğasının iyi olduğuna inanıyor, insanları bir araya getirin, duvarları yıkın ve her şey yolunda olacak. | TED | ولذلك يعتقدُ اليساريون عامةً أن الطبيعة البشرية هي جيدة: تجمعُ الناس معًا وتهدمُ الجدران وسيكون كل شيء على ما يرام. |
| Evet. Hayır, dostum, aslında, ilk kez Her şey çok güzel. | Open Subtitles | أجل ، لا ، صديقي ، في الحقيقة ، لأول مرة كل شيء على ما يرام |
| Sanırım Han'ın sahip olmanı isteyeceği Bir şey. | Open Subtitles | هنالك شيء على ما اعتقد اراد هان ان تحصل عليه |
| Sanırım Han'ın sahip olmanı isteyeceği Bir şey. | Open Subtitles | هنالك شيء على ما اعتقد اراد هان ان تحصل عليه |
| Yanlış Bir şey yok. Olsaydı anlardım. Bir şey kokusu alıyor musunuz? | Open Subtitles | ،كل شيء على ما يرام، لكنتُ لاحظت أتشمّ أي شيء ؟ |
| Hayır, her şey yolunda değil. Çok tuhaf Bir şey oluyor. | Open Subtitles | لا، ليس كل شيء على ما يرام ثمة أمر غريب يحدث هنا |
| Hayatın berbatken yeni bir takım alıp Bir şey yokmuş gibi davranmışsın. | Open Subtitles | إذاً, حياتك مزرية, تخرج تشتري بدلة تتظاهر بأن كل شيء على ما يرام |
| - sorun yok ufak Bir şey. | Open Subtitles | لابأس, إنه صغير جداً ,كل شيء على ما يرام |
| Evet, Herşey yolunda, ama yemeğe gelemeyeceğim. | Open Subtitles | أجل ، كل شيء على ما يرام ولكني لن ألحق العشاء بالمنزل |
| Herşey yolunda giderse, daha sonra buluşacaklardı. | Open Subtitles | ولو سار كل شيء على ما يرام فانهم سيتجمعون فى وقت واحد |
| Eğer Herşey yolunda giderse en geç 12:00-12:30 civarında buradan çıkarsın. | Open Subtitles | إذا سار كل شيء على ما يرام ستكون حراً بحلول منتصف الليل |
| Her şey yolunda giderse, ikiniz de evinize sağ salim dönersiniz. | Open Subtitles | إن كان كلّ شيء على ما يرام، ستذهبان إلى بيوتكما حيّين |
| Ne önemi var, ahbap, sen buradasın ya. Her şey yolunda. | Open Subtitles | لا يهمّ يارجل ، فأنت هنا كل شيء على ما يرام |
| Her şey yoluna girecek. Sadece bir elektrik yangını, tamam mı? | Open Subtitles | سيسير كل شيء على ما يرام إنها نار كهربائية، أليس كذلك؟ |
| Peki, belki başlangıçta şüphelerim oldu ama sonunda Her şey çok güzel oldu. | Open Subtitles | كل الحق، حسنا، وكان ل ربما شكوكي في البداية... ... ولكن كل شيء على ما اتضح حقا، لطيف حقا. |
| -Bir sey degil. Rüzgar anteni kopardi ama devam edecegiz. | Open Subtitles | كل شيء على ما يرام, لقد وقع الهوائي ولكنا سنستمر |
| Bir terslik yok ya? Yok. | Open Subtitles | أكل شيء على ما يرام؟ |
| Bu öğleden sonra galiba. Ama şu an sorun yok. Hallettim ben. | Open Subtitles | قد يكون بعد الظهر لكن كل شيء على ما يرام، فسأجد حلاً |
| Çoğu erkek, arkadaşım Louis gibi, Her şey iyi diyor. | TED | أن العديد من الرجال يعتقدون كصديقي لويس، بأن كل شيء على ما يرام الآن. |