| Hey. Şimdi arkadaşımı götürüyordunuz ama onu eve ben bırakmak istiyorum. | Open Subtitles | مرحبا , لقد أوصلت صديقتي للتوّ ولكني الان أستطيع اخذها لمنزلها |
| Benim küstah Packer hayranı kız arkadaşımın lastiği patladı da. | Open Subtitles | أسف على التأخير لأن المتغطرسة مشجعة بيكر، صديقتي لديها شقة |
| Sonra artık dostum olmayı bıraktın ve ardından bir daha benimle asla konuşmadın. | Open Subtitles | وبعد ذلك توقّفت عن كونك صديقتي ولم تتكلمي معي ثانية بعد ذلك أبدا |
| Şimdi yarışmak çok isterdim ama yapamam. Gidip arkadaşımla konuşmam lazım. | Open Subtitles | أود أن أسابقك الآن لكن لا أستطيع، علي التحدث إلى صديقتي |
| Geç saate kadar çalışabilirdim. Sorun olmaz çünkü sevgilim şehir dışında. | Open Subtitles | يمكنني العمل لوقت متأخر, هذا لا يهم لأن صديقتي خارج البلدة |
| Kibarca isteyin, çünkü kötü bir gün geçirdim. Kız arkadaşım... | Open Subtitles | عليك أن تطلب ذلك بلطف لأنني مررت بيوم قاس جدا.صديقتي |
| Pekala, o benim kız arkadaşımdı ve artık benimle beraber olmak istemiyor. | Open Subtitles | لقد كانت صديقتي أعتقد أنها لا تريد أن تكون برفقتي بعد الآن |
| Oh, şef, bir daha kız arkadaşıma birşey lazım olursa benden ödünç alabilir. | Open Subtitles | و أيها الزعيم، في المرة القادمة إذا احتاجت صديقتي لشيء يمكنها استعارته مني |
| Çünkü sen kız arkadaşımsın ve kız arkadaşlara böyle hediye verilir. | Open Subtitles | بلي ، لأنكِ صديقتي و هذا ما يجب أن تتلقاه صديقتي |
| Birinci sınıftan beri en yakın arkadaşımı erkek arkadaşımla öpüşmeye zorladım. | Open Subtitles | أجبرت لتوي صديقي على تبادل القبل مع صديقتي الفضلى في الإعدادية |
| Eğer sonucu en yakın arkadaşımı pazarlamaksa bunu tabii ki istemiyorum. | Open Subtitles | إن كان ثمن هذا هو بيع صديقتي للجنس، إذًا لا أريده. |
| Ve en iyi arkadaşımın beni yargılamadığını bilmeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | وانا اريد فقط ان اعلم ان صديقتي المفضلة لا تلومني |
| Doğru duydunuz millet, kız arkadaşımın bir kredi kartı var. | Open Subtitles | هذا صحيح يا قوم ، صديقتي الجديدة لديها بطاقة إئتمانية |
| dostum, ölü kız arkadaşıma neden pahalı bir mücevher veriyorsun? | Open Subtitles | يارجل ؟ لماذا تعطي قلادة ماسية إلى صديقتي الميتة ؟ |
| Madem evliliğimi bitirmeyi düşündüm ilk söyleyeceğim kişi en yakın dostum olmaz mıydı? | Open Subtitles | ،إن كنت سأتخلى عن زيجتي ألا تعتقد أنني كنت لأسميها صديقتي المفضلة أولاً؟ |
| Tuvalete gitmem gerekti o yüzden arkadaşımla bir pub'a gittim. | Open Subtitles | احتجت لدخول الحمام لذا ذهبت الى حانة أنا و صديقتي |
| Size inanamıyorum. Oraya gidip eski kız arkadaşımla işleri daha da kötü yapmayacağım. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع تصديقكم يا رفاق , لن أذهب لإغضاب صديقتي السابقة أكثر |
| Ben bu işi en iyi yapan yapım yönetmenini beni terk eden eski sevgilim olmasına rağmen işe aldım. | Open Subtitles | لقد قمت بتعيين أفضل منتجة منفذة في مجال البث التلفزيوني بغض النظر عن كونها صديقتي السابقة التي تخلت عني. |
| Büyükelçi bakın, onun kız kardeşi, benim Kız arkadaşım. Kara listede. | Open Subtitles | سيادة السفير اسمعني, اخته تكون صديقتي و هي علي القائمة السوداء |
| Fakat Jenny benim arkadaşımdı, biz de okul çıkışları ve hafta sonları sık sık takılırdık. | TED | لكن كانت جيني صديقتي وكنا نتسكع سويًا بين الحين والآخر بعد المدرسة وفي عطلة نهاية الأسبوع. |
| Bütün ülkenin, eski kız arkadaşıma, onu aldattığımı itiraf edişimi görmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد البلد كله أن يشاهدني وأنا أخبر صديقتي السابقة أنني خنتها |
| Mala, sen benim en iyi arkadaşımsın ve sana güvenmeliydim. | Open Subtitles | مالا أنت صديقتي المفضلة وكان يجب علي أن أثق فيك |
| Elbette o benim arkadaşım değildi çünkü onunla hiç tanışmadım. | Open Subtitles | إلا أنها حقيقـة لـم تكـن صديقتي لأنني لم أقابلها بحياتي |
| aslında siz benimle arkadaş olmak istiyorsunuz. | Open Subtitles | أعرف ماذا تقصدين أنت تريدين أن تصبحين صديقتي |
| En iyi arkadaşım, tıpkı senin Peyton'a yaptığın gibi, sevgilimle yatmıştı. | Open Subtitles | أن صديقي المقرب نام مع صديقتي مثلما فعلتي أنتي مع بايتون |
| Yani, sevgilimi kaçıran türden bir çamur bu. | Open Subtitles | أعني، وهذا النوع من حثالة أن يختطف صديقتي. |
| Size yetişkinlere Abu Dabi'de İngilizce öğreten bir arkadaşımdan bahsedeceğim. | TED | أريد أن أخبركم عن صديقتي التي كانت تُدرّس اللغة الإنجليزية للبالغين في دُبي |
| Şuradaki Sue Ellen Mischke, nefret ettiğim sutyensiz yaşlı bir arkadaşım. | Open Subtitles | هذه سو إلين مشكي، صديقتي التي لا تلبس حمالة صدر وأكرهها. |