| Örneğin, ilk işim.. 1988 yılı yazı Indiana Jones ve Last Crusade. | Open Subtitles | مثلًا وظيفتي الأولى صيف 88 , انديانا جونز والحملة الصليبيه الأخيره |
| Aşkın yazı geldi bebeğim. Bu ikisini başbaşa bırakalım. | Open Subtitles | إنه صيف الحبِّ، حبيبي دعنا نَتْركُ الإثنان لحالهم |
| Kanıt da menileri... 1998 güzel bir yazı. | Open Subtitles | أدله دخان قادم التاسع عشر من عام 1998 كان صيف الرياء |
| yaz aylarında Tennessee'nin o sıcaklarında çok ama çok çalışıyordu. | TED | فترة الصيف كانت صعبة, العمل الشاق في صيف تينسي الحار. |
| 15 yaşımdayken herşeyi bildiğimi sanardım, ve yollar benim için herşeydi '73 yılı yazıydı, kuzenim Yoni ve benim tek konuştuğumuz şey Mustanglerdi | Open Subtitles | في ال15, كنت أعتقد بأنني أعرف كل شيء و أكبر شيء يحدث هو الأمر الكبير حيال الطريق السريع لقد كان صيف عام 1973 |
| Sonra, geçen sene yazın "The Economist" dergisinin medya masası bize ulaştı. | TED | ثم، في صيف العام الماضي، تواصل معنا مختبر الاعلام التابع لمجلة ذا إيكونوميست، |
| Bak, bu yaz, uzun zamandır geçirdiğim en iyi yazdı. | Open Subtitles | أنظر , هذا كان أحد افضل صيف مررت به في حياتي |
| Bir işler karıştırmadan, bütün yazı içeride geçirmeyeceğini biliyordum | Open Subtitles | أعرف أنه لا يمكنك قضاء صيف كامل دون أن تقومى بشئ ما هنا |
| 1948 yazı boyunca onunla çok güzel aşk yaşadık. | Open Subtitles | لقد مارست الحب معها طوال صيف 1948 لقد كانت لديها |
| 2015 yazı, tarihin en sıcak yazı olma yolunda. | Open Subtitles | صيف عام 2015 على وشك أن يصبح أحد أشد الفصول حرارة في التاريخ |
| Bu yüzden tüm yazı genç bir centilmenin yalnızken yaptığı bilinen şeyleri yaparak geçirdi. | Open Subtitles | ولذلك فهو قضى صيف باكمله مغمور فى روتين انفرادى |
| 1914 yazı, kadınların umutlarının ölümcül olduğunu kanıtlamıyor mu? | Open Subtitles | هل سيكون صيف عام 1914 يثبت كقاتل لآمال النساء؟ |
| Babamın, Dodge Charger'ı, bize söktürdüğü yazı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكر في ذات صيف, والدنا جعلنا نعيد بناء الشاحن؟ |
| Şehir her yaz İşçi Bayramı'na kadar çıldıran insanlarla dolu. | Open Subtitles | كل صيف تكتظ المدينة بناس يظلو مجانين حتى عيد العمال |
| Hayatımın en kötü yazıydı. | Open Subtitles | هذا كان أسوأ صيف في حياتــي هذا كان أسوأ صيف في حياتــي |
| Öncelikli konu, uzun ve sıcak bir yazın geldiği ve ayaklanmaların beklendiği gerçeği. | Open Subtitles | الأولويات هي صيف طويل ساخن قادم مع توقع اضطرابات |
| Bir değişim yazıydı, büyük girişimlerin yazıydı..., ...ve yeni dostlar edindiğimiz bir yazdı. | Open Subtitles | لقد كان صيف تغيرات ، صيف تطورات كبرى وصيف انشاء اصدقاء جدد |
| Marshall hayatının en kötü yazını geçiriyordu, ve o mutlu mu? | Open Subtitles | مارشال كَانَ لده أسوأ صيف فى حياتِه، وهي سعيدةُ |
| Bryan Adams'ın "Summer Of '69" yorumumla. | Open Subtitles | مع بلدي التسليم من صيف '69 من قبل بريان ادامز. |
| Ya da kurtulacaklar ve biz 65 yazına geri döneceğiz. | Open Subtitles | أم كان عليهم أن يتركوا المجرم يذهب وهذا سيأخذنا للوراء فى صيف عام 1965 |
| - Sonra görüşeceğiz. - İyi tatiller, Becky. | Open Subtitles | سوف أرى تمتعي بأجازة صيف جميلة بيكي |
| 2004 yazının erken bir sabahında biz bunu denedik, ve ilk deneyişimizde işledi. | TED | وفي يوم باكر من صيف 2004 قمنا بتجربة أولية .. ونجحنا فيها |
| - John Henry, 61 yazından beri pek çok badirenin içinde bulunduk. | Open Subtitles | جون هنري، نحن تعاملنا مع كثير من المشاكل الصعبة منذ صيف 61 |
| Eminim 10 yazdır hiç açılmamıştır. | Open Subtitles | أراهن بأنه لم يكن مفتوحا في فصول صيف العشر |
| Paris'teki yazdan sonra damak zevkin çok gelişmiş. | Open Subtitles | حسناً لاشك في أن ذوقك نما جراء صيف أمضيته في باريس |
| Lucas Henry ve Jim Summers'tan hala bir iz yok. | Open Subtitles | هناك ما زالَ لا إشارةَ لوكاس هنري أَو فصول صيف جيِم. |
| Normalde yazlarını çok eşliliğin yasal olduğu bir adada ve sarhoş bir şekilde geçirir. | Open Subtitles | كأي صيف طبيعي هو ثمل في احدى الجزر التي تسمح بتعدد الزوجات |