Çünkü bir daha yapmayacağına yemin etti. boşanmak üzereydi, ...kız da bir fahişeydi. | Open Subtitles | لأن دون اقسم ان الأمر كان لمرة واحدة الرجل كان يمر بفترة طلاق |
Anlaşılan bir arkadaşının 'hedef boşanması'na gidiyormuş artık o neyse. | Open Subtitles | فهي تتولي وجهه طلاق صديق لها. أيّا كان مايعنيه هذا. |
Of, boşanmış bir ailenin çocuğu olarak söylüyorum çok büyük olay çıkabilir. | Open Subtitles | خذ النصيحة من طفلة عانت من طلاق والديها هذا اللقاء سيكون فوضوياً |
Ve boşanmanın ortasında satmak istemiyorsun şirketini. | Open Subtitles | وأنك لا تريد بيع هذه الشركة في خضم طلاق مرير |
Sanırım ailemin boşanmasını hiç atlatamamışım. | Open Subtitles | اعتقد اننى لم اخذ تلك الفكرة من طلاق والدى |
Annen boşandıktan sonra doktora gitti ama doktor yardımcı olamadı. | Open Subtitles | عند بداية طلاق والديك ذهبت والدتك لرؤية طبيب مثلي و لكنه لم يساعدها |
İlişkimize devam etmemiz için boşanmak zorunda olmadığımı söyledin. | Open Subtitles | لقد قُلت سابقاً أن بإمكاننا أن نحبَّ بعضنا دون طلاق |
boşanmak üzereyim. Ödeyemediğim faturaların üstüne bir de buna gücüm yetmez. | Open Subtitles | أخوض مسألة طلاق ولا أستطيع تحمل هذا فوق فواتير لا أستطيع دفعها |
Daha sonra Olivia bana eyaletin en iyi boşanmak avukatını tutup beni o evlilikten kurtardı. | Open Subtitles | ثم عينت لي أوليفيا أفضل محامي طلاق في الولاية |
Sen vermişsin ona. Yani, Charles-Henri'nin boşanması... | Open Subtitles | انت أهديتها إياها, أنت تعرف موضوع طلاق شارل هنري |
- Belli ki Star Island'ın en kötü boşanması. - Orası aşikâr. | Open Subtitles | " واضح أنه أسوأ طلاق في جزيرة " ستار - واضح - |
NBA, annecik ile babacığın boşanması çirkinleştiğinden beri devam etmenin peşinde. | Open Subtitles | حسنا، أنت تعلم اتحاد السلة يريد التدخل منذ أن أ صبح طلاق الأب والأم سيئا |
Of, boşanmış bir ailenin çocuğu olarak söylüyorum çok büyük olay çıkabilir. | Open Subtitles | خذ النصيحة من طفلة عانت من طلاق والديها هذا اللقاء سيكون فوضوياً |
Olaylı ve pahalı bir boşanmanın eşiğindeydiniz ve karınızdan kurtulmak istediniz. | Open Subtitles | لقد كنت في منتصف فوضى شديدة طلاق مكلف جداً وكنت تحتاج التخلص من زوجتك |
Ailenin boşanmasını hazmedemiyorsun dedin. | Open Subtitles | لقد أخبرتني أنه لدي مشكله بسبب طلاق والداي |
Angie kulüp için defter tutardı, boşandıktan sonra bile. | Open Subtitles | أبقى انجي الكتب للنادي، حتى بعد طلاق نحن. |
Del Mar boşanma davası 6 Kasım 1975 günü mahkemece karara bağlanmıştır. | Open Subtitles | تعلن المحكمة طلاق عائلة ديل مار في اليوم السادس من نوفمبر 1975 |
Tarihsel olarak, bu insanlar boşanmayla yüz yüze kalınca dini reform ya da mevkiden çekilme gerçekleşir. | Open Subtitles | وتاريخياً عندما تستعاد كلمة طلاق ينتهي بنا الأمر إما بتعديل الكنيسة أو تنازل الملك عن العرش. |
Bilemiyorum, bugünkü yeni haber dalgası sabah 6:00'da başladı ve devam ediyor ve Reston'un boşanmasıyla ilgili kablolu yayınlarda herhangi bir dedikodu bile duymadım, internette bile. | Open Subtitles | ربما لأن الأخبار تتدفق منذ السادسة صباحا ولم اسمع همسا عن طلاق ريستون |
- boşanma davası gibi bir tersliğin mi? | Open Subtitles | مثل ان تكون متورطا فى مسألة طلاق شخصيا . |
Biliyorsun annem boşanmadan boşanmaya koşarken içkiye gömülüyordu. | Open Subtitles | ، تعلمين ، أميّ كانت في طريقها من أجل طلاق آخر |
Kimsenin fikrimi sormadığını biliyorum ama tüm bunların trajik bir hata olduğunu düşünüyorum ve iğrenç bir boşanmayı daha kaldıracak gücüm yok. | Open Subtitles | أعرف بأنه لأحد يسألني لكن أعتقد أن كل ما تقوموا به خطأ فظيع لا أريد أن يحصل ذلك للنجاة من طلاق أخر |
Benim boşanmam haber olmadı, kadın ikinci geldi. | Open Subtitles | ليس كذلك , لن تقرأي عن طلاق الزوجة لان الزوجة بلا فائدة |
Şarkınız "Benimle Bu Akşam Dans Et" ben 7 yaşındayken ebeveynlerimin boşanmasına götürdü. Gerçekten mi? | Open Subtitles | أغنيتك "راقصيني الليلة" أخرجتني من حزني على طلاق أبويّ وأنا في السابعة |
Ailemin boşanmasının neden bu kadar tartışmalı geçtiğini öğrendim. | Open Subtitles | عرفتُ سبب العداء في طلاق والديّ. |