"عادل" - Translation from Arabic to Turkish

    • haksızlık
        
    • makul
        
    • adaletsiz
        
    • olsun
        
    • Haklısın
        
    • doğru
        
    • adil
        
    • âdil
        
    • dürüst
        
    • adildir
        
    • Adel
        
    • Adal
        
    • adaletli
        
    • uygun
        
    • haksız
        
    Üstüne bir de nazik biri olursam diğer insanlara haksızlık olmaz mı? Open Subtitles إذا كنت لطيفة أيضا، سيكون هذا العالم غير عادل على باقي البنات؟
    Ona bundan bahsetmek bile istemiyorum. Çok sinir bozucu ve haksızlık. Open Subtitles لا أريد حتى التحدث معه بالأمر هذا محبط وغير عادل تماماً
    Ev annenin adına. Oldukça makul bir fiyat verdiğimi göreceksin. Open Subtitles هذا عائد لها المنزل بإسمها وأعتقد أن السعر عادل ومعقول
    Gayet makul. Bunlar davranış rahatsızlıklarıdır ve zihin rahatsızlıklarıdır. TED إن ذلك عادل بشكلٍ كاف. إنها إضطرابات السلوك، وإضطرابات العقل.
    Yani, bulduğumuz şey şuydu: Triptofan düşük olduğunda, insanlar adaletsiz davranıldıklarında öç almaya daha meyilliydiler. TED و بالتالي وجدنا, انه عند انخفاض التربتوفان الناس يصبحون اكثر عرضه للأنتقام عندما يعاملون بشكل غير عادل
    - Adam Kaçıran Bey bence bu gayet adil bir istek kızı şöyle bir dolaştır, para senin olsun. Open Subtitles الآن ، أيها المُختطف ، أعتقد أن هذا طلب عادل في الواقع لذا فلتجلبها إلى هُنا والمال سيكون لك
    Evet, Haklısın. Ama nasıl oynadığını görmelisin Karen. Open Subtitles حسنا , هذا عادل و لكن يجب عليك أن تريه يلعب يا كارين
    Yani Autobotlar'la çalışıyor olmalıydım. Bana bu yapılan büyük bir haksızlık. Open Subtitles يجب أن أعمل مع الأوتوبوتس و إلا كان هذا غير عادل
    Kadınları alçaltan veya erkeklere haksızlık eden ya da ırkçı olan şeylere veya tamamına dair. TED وما كان مهينًا للمرأة أو غير عادل للرجال أو عنصري، كل هذا.
    Bu haksızlık olduğu için onları görüp duymadığımı söyleyerek olayı kapattım. Open Subtitles لقد أغلقت الأمر لأنهُ كان شيء غير عادل و قلت أنني سوف أثابر لأنني لا يمكنني أن أراهم أو أسمعهم
    Baktıkça daha da büyük haksızlık gibi geleceğinden sana defol diyeceğim. Open Subtitles إذا إستمريت في النظر لكِ أشعر بأن الأمر غير عادل أكثر و أريد أن أخبركِ أن تغربي عن وجهي إذهبي
    - Sana kartpostal gönderirim. - Oldukça makul. Open Subtitles ـ سأرسل لك بطاقة بريدية ـ هذا عادل بما في الكفاية
    Fiyatta anlaşmıştık ama. makul bir para ödediğimi sanıyorum. Open Subtitles لقد اتفقنا على السعر أعتقد أني دفعت بشكل عادل
    Şey bildiğin üzere, payıma düşen makul kirayı ödüyorum. Open Subtitles كما تعرف، فأنا ادفع لك نصيب عادل للايجار هنا
    Gerisi de var; yani bu adaletsiz bir basitleştirme belki de. TED هناك جانب مظلم من القصة؛ وربما هذا تبسيطا غير عادل.
    olsun o kadar, zaten beni ölüm tehlikesine atan oydu. Open Subtitles وهذا عادل كفاية لانه السبب لكوني كنت سأموت اصلاً
    Haklısın. Bir kaç tanesiyle tanışmıştım. Open Subtitles هذا عادل بما فيه الكفاية لقد حدث وقابلت العديد
    - Bu doğru. - Ama çok da adil değil. Open Subtitles ـ هذا صحيح ـ لكنه ليس عادل بالضبط , صحيح؟
    Hiç adil davranmıyorsun! Bir gece beni görüyorsun ve korkuyorsun. Open Subtitles لا اعتقد انك عادل لليله واحده ترانى فيها وتصاب بالذعر
    İşte, kralın geliyor! O âdil bir kurtarıcıdır, alçakgönüllüdür. Open Subtitles ـ انتبهوا هوذا ملككم يأتي إليكم فهو عادل و فيه خلاصكم
    Bilirsin her şey dikkate alındığında kendimi dürüst biri olarak düşünmeyi severim. Open Subtitles كما تعلمين ، بعد التفكير في كل شيء أعتقد أني رجل عادل
    Awa adildir. Awa sakindir. Awa'ya dokunmak güzeldir. Open Subtitles أوا عادل, أوا مطيع أوا ملمسه ناعم
    Adel, Kasım'ın, bu gece geldiğini bilmiyor mu? Open Subtitles عادل لم يكن يعرف بأن قاسم سيأتي هذه اللية ؟
    Bunu yapan Dar Adal'sa onun dünyasını başına yıkmak üzereyim. Open Subtitles اذا كان (دار عادل)ا أنا على وشك أن أسحب السقف على رأسه
    adaletli ve cömert imparatorumuz mahkumlara bir düvüş şansı tanıdı. Open Subtitles إنظروا إلى أي مدى الإمبراطور رجل عادل وكريم قرر إعطاء العبيد فرصة للقتال
    uygun olan bir miktarını size vereceğim. Geri kalanı için planlarım var. Open Subtitles أنا سأعطيك بقدر عادل البقية عندي خطط لها
    Haklı mı haksız mı, suçlanmalı mı, ceza verilmeli mi? TED هل هو عادل أم ظالم، هل يستحق الندم أم العقاب؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more