| Ama tahrip edilen bir arabadan çıkan zarfı incelemek üzereyim. | Open Subtitles | لكنني على وشك تفقد هذا الظرف هنا من سيارة مخربة |
| Ve burada hiçbir yerin ortasında yalnızım, sakat bir bacakla ölmek üzereyim. | Open Subtitles | على وشك الموت بسبب جرح فى الساق. حسناً , انت لست وحيداً. |
| Bay Çakmaktaş, şu anda zimmetine yüksek miktarda para geçirmek üzeresin. | Open Subtitles | سيد فلينتستون ، انت على وشك اختلاس قدراً كبيراً من المال |
| Çok zengin bir genç adam olmak üzeresin, tamam mı? | Open Subtitles | و أنت على وشك أن تصبح شاباً غنياً جداً, حسناً؟ |
| Neden bir yere giderken beni de planlarına dahil ediyorsun? | Open Subtitles | لمـاذا لا تقتربين منـِّي إلا عندما تكـونين على وشك الرحـيل؟ |
| Kendi başıma iki çocuk büyüttüm ve şimdi üniversiteye gitmek üzereler. | Open Subtitles | لقد ربّيت طفلين لوحدي والآن هم على وشك الذهاب الى الكليه |
| Millet, hareketli animasyon tekniğindeki heyecan verici gelişmeyi görmek üzeresiniz. | Open Subtitles | أنتم على وشك مشاهدة العملية الجديدة المثيرة لالتقاط الحركة بالرسوم |
| Evet, biz de dev bir dalga tarafından vurulmak üzereydik! | Open Subtitles | نعم، نحن على وشك التعرض للضرب من قبل موجة عملاقة |
| Daha fazla şey bulmak üzereyim... birkaç kişiyle görüşmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا على وشك استيضاح المزيد وأسعى للتحدث مع بعض الرجال |
| Küçük fransız bir kızla dövüşeceğim, ve bence onun le kıçını tekmelemek üzereyim. | Open Subtitles | على وشك أن أقاتل هذه الفتاة الفرنسية و اعتقد بأني سأهزمها شر هزيمة |
| Yeni bir projeyle çığır açmak üzereyim ve yardım edicen birini arıyorum. | Open Subtitles | .. وأنا على وشك الدخول في مشروع جديد .. وأبحث عن عمّال |
| Daha önce hiç söylemediğime yemin edebileceğim bir şey söylemek üzereyim. | Open Subtitles | أنا على وشك أن أقول شيئا قد أقسمت على عدم قولة |
| Bir adama boktan gününün iyice boka sardığını söylemek üzereyim. | Open Subtitles | أنا على وشك إخبار رجل أن يومه السيء سيصبح أسوأ. |
| Onunla konuşmak üzereyim. - Mektuplardan bir şey çıktı mı? | Open Subtitles | انا على وشك التحدث لها هل اخبرتكم الرسائل اي شئ؟ |
| Yani ya yalan söylüyorsun ya da yalan söylemek üzeresin. | Open Subtitles | لذا، أما أنك تكذب، أو أنك على وشك فعل ذلك |
| Gerçekten de sıkı yumruk atanlarla bu ringde karşılaşmak üzeresin. | Open Subtitles | انت على وشك الدخول لهذه الحلبه ضد مقاتلين اقويا جداً |
| Doğanın kendi akışına müsade edilmesi gerekiyor. Dünyayı yok etmek üzeresin. | Open Subtitles | يجب أن يسمح للطبيعة باستكمال مسارها أنت على وشك تدمير العالم |
| Ben de seni aramak üzereydim. Oturma odası duvarın için özür dilerim. | Open Subtitles | كنت على وشك أن أتصل بك، أنا آسف على جدار غرفة الجلوس |
| - Onu iki gündür görmüyorum. - Ben de seni arayacaktım. | Open Subtitles | أنا لم أره منذ يومين كنت على وشك أن أتصل بكم |
| Terörist grup Savunma Bakanı'nı dünyanın gözü önünde idam etmek üzereler. | Open Subtitles | إن المجموعة الارهابية على وشك أعدام وزير الدفاع أمام العالم كله |
| Her biriniz bu akşam buraya gelerek bu gerçeği çoktan kanıtlamış oldunuz bile ve birer milyoner olmak üzeresiniz. | Open Subtitles | كل شخص منكم يملك مسبقاً برهن على هذه الحقيقة. فقط بوجودكم هنا الليلة وانتم على وشك أن تكونوا مليونيرين |
| Aşı sözleşmelerini arttırmak üzereydik. İmzanıza ihtiyacımız var, sonrasında her şey hazır. | Open Subtitles | على وشك رفع العقد الخاص باللقاح أحتاج توقعيك، ثم سيأخذ مساره بالنظام |
| Birazdan zengin bir adamla mutlu bir evliliği olduğu, hayallerini izlediğiyle ve burnunu küçültecek bir işe sahip olmasıyla övünecek | Open Subtitles | إنها على وشك التفاخر بزواجها السعيد من رجل غني، وعن كيفية اتّباعها لأحلامِها وكيف حصلت على عملية تجميل سيئة لأنفِها |
| Yoksa bir 2000 yılımı daha boşa harcamak üzere değilim. | Open Subtitles | وإلا فإنى لست على وشك أن أفقد ألفين عام أخرين |
| az kalsın başarıyordun, evlat. az kalsın yapıyordun. Bu senin ilk üçlün. | Open Subtitles | كدت أن تفعلها يا فتى كنت على وشك أن تؤدى أول ثلاثية |
| Çok ateşli biri. İçeri girmeden önce neredeyse onu beceriyordum. | Open Subtitles | انها رائعة كنا على وشك ان نلتقي عندما قبض علي |
| Ben oraya gidinceye kadar, entübe edilmek ve solunum cihazına bağlanmak üzereydi. | TED | عند وصولي هناك، كانت على وشك أن توضع على جهاز التنفس الصناعي. |
| Sormam gerek. Neden herif boşalmak üzereyken kız onun yüzüne yumruk atıyor? | Open Subtitles | لدي سؤال، لماذا لكمته في وجهه عندما كان على وشك بلوغ النشوة؟ |
| Çünkü bizi öldürmeye çalışan bir kadın ile yüzleşmek üzereyiz. | Open Subtitles | حسناً، نحن على وشك مواجهة المرأة التي حاولت قتلنا كلينا |
| Bu işi aldıktan hemen sonra, kendimi bir sinir bozukluğunun eşiğinde hissettim. | Open Subtitles | فور أن قبلت هذه المهمة شعرت وكأني كنت على وشك الانهيار النفسي |